Türkiye’nin, BM’ye Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi”ni “sorgulayıcı” bir mektup gönderirken, Rum Hükümeti'nin endişelenecek bir durumun olmadığını söylediği haber verildi.

Simerini gazetesi “MEB Konusunda Yeni Kışkırtma” başlığıyla verdiği haberinde, Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Halit Çevik’in, Güney Kıbrıs’ın BM Daimi Temsilcisi Nikos Emiliu’nun mektubuna cevap olarak kaleme aldığı iddia edilen 28 Nisan tarihli mektubuna yer verdi.

Habere göre çarşamba günü BM resmi belgesi olarak da yayımlanan mektupta münhasır ekonomik bölge sınırlarıyla ilgili çeşitli ifadeler yer aldı.

Mektupta, diğer unsurların yanında Güney Kıbrıs ile Mısır arasında 17 Şubat 2003 tarihinde yapılan Münhasır Ekonomik Bölge sınırların belirlenmesine ilişkin anlaşmaya itirazların dile getirildiğini kaydeden gazete, Kıbrıslı Rumlar tarafından ilan edilen bölgelerdeki hidrokarbon araştırmaları ve kullanımına ilişkin ruhsatlardan çoğunun Türkiye’nin kıta sahanlığı içerisinde bulunduğu kaydedildi.

Gazete mektupta Güney Kıbrıs’ın ilan ettiği üçüncü tur ruhsat ihalesinde yer alan bölgelerden birinin tam Türk kıta sahanlığında olduğu da belirtilirken, Kıbrıslı Rum Temsilcinin (Emiliu) mektubunda yazılanların yalanlandığını aktardı.

Öte yandan konuyla ilgili açıklama yapan Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Türkiye’nin daha önce BM’ye gönderdiği mektupta Güney Kıbrıs’ın üçüncü tur ruhsat ihalesini ilan etme hakkını sorgulayarak tepki gösterdiğini hatırlattı.

Hristodulidis, o dönemde Güney Kıbrıs’ın BM Daimi Temsilcisi’nin BM Güvenlik Konseyi’ne mektup göndererek, Güney Kıbrıs’ın tezleri ve Türk iddialarının “asılsızlığıyla” ilgili bilgi verdiğini söyledi.

Türk argümanlarının tekrarlandığına işaret ederek, Güney Kıbrıs’ın endişelenecek bir şeyinin olmadığını ifade eden Hristodulidis, uluslararası hukuk ve 1982 yılında imzalanan Deniz Hukuku’nun ilgili sözleşmesi temelinde eylemlerde bulunulduğunu belirtti.

Bir soruya karşılık verdiği yanıtta Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yürütülen müzakerelerin, Güney Kıbrıs’ın “egemenlik haklarını” yerine getirmesiyle bir ilgisinin olmadığını da savunan Hristodulidis, Türkiye tarafından herhangi bir eylemin olması durumunda, bunu göğüsleyeceklerini belirtti.

Haravgi gazetesine göre AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ise yeni gelişmeye ilişkin endişesini dile getirirken, soğukkanlı olunması ve Güney Kıbrıs’ın bunu doğru bir şekilde göğüslemesi gerektiği üzerinde durdu.