Fileleftheros gazetesi, “Ulusal Konsey İçin Kavga Hala Canlı” başlıklı haberinde, Türkiye’deki gelişmelerin Güney Kıbrıs’taki siyasi liderliği tetikte tutması gerektiği bir dönemde, Ulusal Konsey’deki koltuk sayısıyla meşgul olunduğu eleştirisinde bulundu.

Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Ulusal Konsey’de 8 sandalyenin bulunması gerektiği, siyasi partilerin ise her partiden 2 kişi olmak üzere toplam 16 kişinin yer alması görüşünde olduğunu yazdı.

Ulusal Konsey’in oluşumunun nasıl olması gerektiği şeklindeki tartışmaların dün de davam ettiğini yazan gazete, partilerin büyük çoğunluğunun, Ulusal Konsey’in bugüne kadar geçerli olan şekilde, her partiden 2 temsilcinin toplantılarda yer almasında ısrarlı olduğunu belirtti. Gazete, hükümet kanadının ise Anastasiadis’in, toplantılara her partiden bir kişinin  katılması kararının yerinde ve uygun olduğu görüşünde olduğunu kaydetti.

Habere göre, DİSİ Başkanı Averof Neofitu dün yaptığı açıklamada, Ulusal Konsey’in danışmanlık rolünden bahsederek, değişikliklerle birlikte Ulusal Konsey’in daha işlevsel olacağını ancak bunun da katılımcıların davranışına bağlı olduğunu belirtti.

AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu, Ulusal Konsey’in işleyiş şekline yönelik tartışmanın aşırıya kaçtığını belirtti ve kurumun gerçek rolünden fazla bu konu üzerinde fazla mesai harcandığını ifade etti.

Stefanu, AKEL için toplantılarda, partilerden ikinci bir kişinin yer almasının son derece gerekli olarak addettiğini belirtti.

DİKO Başkan Vekili Markos Kiprianu, konu hakkındaki açıklamasında, Anastasadis’in, partilerin büyük bir çoğunluğunun ortaya koyduğu görüşü kabul etmesinde fayda bulunduğunu söyledi.

Kiprianu, sekiz partiden yedisinin farklı görüşe sahip olmasının dikkate alınması gerektiğini de belirtti.

EDEK Başkanı Marinos Sizopulos ise açıklamasında, cumartesi gerçekleştirilen siyasi liderliğin son toplantısında Ulusal Konsey’in yükseltilmesi konusuna mezar taşının konulduğunu ifade etti.

Sizopulos, cumartesi gününden sonraki gelişmelerin ardından Ulusal Konsey’in, Rum Yönetimi Başkanı tarafından periyodik ve seçici bilgilendirme amacıyla parti başkanlarının veya temsilcilerinin toplanmasına dönüştürüleceğini savundu.

Sizopulos, halkı, olup bitenlerle ilgili olarak bilgilendirmeye devam edeceklerini de söyledi.

HRİSTODULİDİS

Alithia gazetesine göre, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis bir radyo kanalına yaptığı açıklamada, Anastasiadis’in, Ulusal Konsey’in işlev göstermesini her şeyden çok arzuladığını, bunun için de partilerin önerilerinden birçoğunu kabul ettiğini ifade etti.

DİKO ve EDEK’in parti organlarının Ulusal Konsey’e katılmama kararı alması durumunda ne olacağı şeklindeki soru üzerine Hristodulidis, Ulusal Konsey’in katılmak isteyen partilerle çalışmaya devam edeceğini belirtirken, böylesi olası bir gelişmeyi de “yanlış” olarak nitelendirdi.

HRİSTODULİDİS KIBRIS SORUNUNA DA DEĞİNDİ

Simerini gazetesine göre Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, bir radyo kanalına yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorunundaki müzakerelerden de bahsetti.

Hristodulidis, kendi görüşlerinin ve de özellikle Türkiye’de olanlardan sonra Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri takip eden uluslararası toplumdan herkesin görüşünün, çözümden sonra  Türkiye’nin adada role sahip olmayacağı şeklinde olduğunu savundu.

Ülkeyi yeniden birleştirmeyi isteme nedenlerinden birinin de Türkiye’nin Kıbrıs’tan ayrılması olduğunu savunan Hristodulidis, “Toprak” konusundaki sonraki süreçlere ilişkin olarak ise, konunun çözümünü düzenleyen kriterler üzerinde uzlaşmaya varılması gerektiğini, bunun ardından ise haritalardan söz edilebileceğini ifade etti.

Hristodulidis, “Mülkiyet” konusunun, “Toprak” konusunda uzlaşma olmaması durumunda, kapanmasının mümkün olmayacağını da vurguladı.

IMF ve Dünya Bankası’nın, Ekim ayında sunması planlanan incelemelerinin, yıl sonuna kadar olan çözüm çabalarını uzatıp uzatmayacağı şeklindeki bir soru üzerine Hristodulidis, “Mülkiyet” ve “Güvenlik” konularında aralarında bir anlaşma sağlanması ihtimalinin bu iki örgütün incelemelerine yardımcı olacağını ifade etti.

Hristodulidis, bu iki incelemenin, sadece mülkiyet konularıyla ilgili değil, olası çözümden sonra genel olarak oluşacak yeni durumla ilgili olduğunun netleştirilmesi gerektiğini de belirtti.