Sahtekarlıkla 349 bin Euro temin eden emlakçı tutuklandı! Sahtekarlıkla 349 bin Euro temin eden emlakçı tutuklandı!

Haber: Bahar SANCAR

Gazeteci Aytuğ Türkkan, Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın konuğu oldu. Rum Yönetiminin son zamanlarda özellikle “Mülkiyet” konusu üzerinden yaptığı girişimler hakkında bulunan Türkkan, “Bu yaşananların zamanlamasına ve planlamasına bakmak gerekiyor. Bu iş Ekim ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar tırmandırılır, sonra da biter. Çünkü Rumların yasal dayanağı da yok. Bu girişimlerin iki ana nedeni var. Birincisi yükselen Kıbrıs Türk ekonomisini baltalamak. Çünkü ülkeye bir para girdisi var, özellikle inşaat sektöründe ciddi bir gelişim yaşandı. İkincisi de İki devletli çözüm politikasına mayın döşemek için yapılmış, iki nedeni olan bir girişimdir Rumlar tarafından yapılan. Bana göre Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında da bu konu raftan kalkacak. Bu iş önce müteahhitlerle başladı, yabancılarla devam etti. Şimdi de eşdeğerden mal alan insanlarla devam ediyor. Eşdeğerden mal alan insanlar demek belki de bu ülke nüfusunun yarısı demektir. Eşdeğerden mal alan bir Kıbrıslı Türkü tutukladığı anda hem uluslararası camiada hem içeride yaratacağı ciddi bir etki olur. Bu sadece korkutma amacıyla tehdit edilen bir noktadır” dedi.

“Mülkiyet konusu yargının konusu değildir”

Rum Yönetiminin mülkiyet konusunda yaptığı girişimlerin yasal bir dayanağı olmadığını vurgulayan Türkkan, “Biz bu yaşadığımız ortamı kapılar açıldıktan sonraki 2002-2003’lerde gene yaşadık. Loizidu AİHM’e dava etti. AİHM, Türkiye’yi suçlu buldu ve Türkiye tazminat ödedi. Ancak sonrasında farklı davalar da çıktı. Demopoulos kararı denen bir karar var. Demopoulos’a dedi ki bu ev senindir doğrudur ama sen bu evde 3 sene yaşadın ama Mehmet Ali bu evde 33 yıldır yaşıyor ve onun daha fazla hakkı vardır. Bu da süreç içerisinde Taşınmaz Mal Komisyonunu doğurdu süreç içerisinde. AİHM, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu bir yargı yolu olarak kabul eder. Bu yapıda zaman zaman sıkıntılar yaşansa da bu hükümet Taşınmaz Mal Komisyonu’na kaynak yarattı ve ödemeler yapılmaya başlandı” dedi.

Konuşmasının devamında Türkkan, “Hukuksuz olan şudur: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolu söylüyor. TMK’da çalışıyor. Herhangi bir Rum TMK’ya başvurup sonuca gidebiliyor. Ama Rum Yönetimi AİHM’in gösterdiği yola kendi vatandaşlarının başvurmaması için elinden geleni yapıyor. Yasalar yapmaya çalışıyor, oraya başvuranlar vatan haini ilan ediliyor, TMK’dan para alanın kişisel hesabına geçmesini engelliyor. Her türlü hukuksuzluğu da yapıyor. Mülkiyet konusu yargının konusu değildir. Bu aslında siyaseten çözülecek bir konudur. Biz devletin arkasında durmaya devam edersek, Rum Lider bu işi başına giyecek. Tamamen korku amaçlı bir süreçtir. Bu sürecin arkasında bizim sağlam durmamız gerekiyor” diye konuştu.

“Kendi içimizde kapanıp, ‘Ama Demopoulos kararı vardı, ama TMK vardı’ demekle olmaz”

Bu yaşananlara çözüm için daha komplike çalışıp gerek Türkiye’ye gerekse de Avrupa’da ilgili yerlere düzenli bilgilendirmeler yapacak şekilde anlatmak lazım. Kendi içimizde kapanıp, ‘Ama Demopoulos kararı vardı, ama TMK vardı’ demekle olmaz. Biz biliyoruz ama bunu yaymak ve Rumların kötü niyetini ortaya çıkarılmasını sağlayacak mekanizmalar kullanmak lazım” ifadelerini kullandı.

“O yanlışın yarattığı ortamın nasıl düzeltileceği konuşulmalı”

Son dönemlerde yeniden konuşulan ve eleştirilere maruz kalan İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası (İTEM) Yasası hakkında da değerlendirmelerde bulunan Türkkan, “30 sene önce tadil edilen bir yasanın bugün doğruluğunu, yanlışlığını tartışmak bize neyi kazandırır? O dönemin hükümeti bu uygulamayı değiştirdi ve koçan verdi. O dönemin konjonktürü içerisinde doğru olduğu düşünüldü. O dönem bu yapıldı. Şimdi o yanlışın yarattığı ortamın nasıl düzeltileceği konuşulmalı. Eleştirilebilir ama bize bir şey kazandırmaz. Önümüzdeki sıkıntılı ortamın nasıl geçilebileceğini konuşmalıyız” dedi.

“Bu yapıya sahip çıkarsak, günün sonunda kazanırız”

Sınır kapılarında geçişlerde Rum Yönetiminin çıkardığını sıkıntılar hakkında değerlendirmelerde bulunan Türkkan, “Rum Yönetimi Türklere çıkarılabilecek ne kadar zorluk varsa çıkarıyor, insanları bezdiriyor ama günün sonunda hakkını vermek zorunda. Bugün kimliklerde ve vatandaşlıklar da yapılan budur. O insanların hakkıdır. Eğer anne ya da babası Kıbrıslı Türk’se sen o hakkı vermek zorundasın. Bu tamamen keyfi bir uygulamadır. Kapılar ya da kimlik konusu dönemsel zorlamaya ve kendi gücünü sana ispat etmeye yönelik hamlelerdir. Eğer biz bu tarafta bu kavgayı verirsek bu yapıya sahip çıkarsak, günün sonunda kazanırız. Ter dökmeden, emek harcamadan bir işte sonuç elde edemezsiniz” dedi.