Fanatik Gazetesi'nden Mehmet Demirkol'a göre Türkiye, bu yılı 8 puanla tamamlarsa o zaman şansı olabilir:

"Belirgin bir hücum planımızın olmayışını eleştirmek mümkün değil. Çünkü o alışkanlık henüz bizde yok. Bunu ancak Mart’ta yakalayabiliriz. Önemli olan oraya 8 puanla ulaşmak. Gençlerin kendilerine güveni güzel. Şansımızın yanımıza olması da. Ve tabii Volkan’ın üstün formu da... Tabii asıl önemlisi Hırvatistan’ın Haziran seviyesinin çok gerisinde olması. Umutlu olmak için sebeplerimiz var"

Feyyaz Uçar: Harika skor

Aynı gazeteteden eski milli futbolcu Feyyaz Uçar da "Volkan Babacan, Mehmet Topal ve Emre Mor’un performansı zorlu deplasmandan bir puanı getirdi. En büyük performans da Fatih hocamızdan. Alayına inat, yine istediğini aldı." diye yazdı.

Penaltıyı yaptıran İsmail Köybaşı için "Bu kaçıncı penaltı İsmail. Ayakta kal. Dalma rakibe, kendi ceza sahanda. Alır penaltıyı elin oğlu. Dokunmadım bile diyemezsin. Sen dokunmasan rakip takacak ayağını sana. Yapmayın kardeşim. Vazgeçin artık bu ikramlardan" ifadelerini kullanan Uçar, "kendi işini zora sokmakta dünya lideriyiz. Pek matah bir özellik değil. Adrenalin tutkunuyuz" değerlendirmesinde bulundu.

Dilmen: Bundan iyisi olmaz

Sabah Gazetesi yazarı Rıdvan Dilmen de "İki takım arasındaki böyle bir kalite ve tecrübe farkında Zagreb’e gidip kafa kafaya oynayarak rakibi yenme imkanımız yoktu." diye düşünüyor.

Genç kadroyu "80'lerde Ümit Milli Takım'da iki tane yaşı yüksek oyuncu oynatabiliyordunuz, iki ekstra kontenjanınız vardı. Hatta benim oynadığım bir takımda kulakları çınlasın Raşit (Çetiner) abiyle Necdet (Ergün) abi oynamıştı. Dünkü maçta ise çocukların Mehmet (Topal) abileri vardı. Ümit Milli Takım kontenjanını o doldurdu" şeklinde değerlendiren eski milli futbolcu "İki yıldır sürekli kendini geliştiren ve her geçen gün daha iyi oynayan, bu sezona da iyi giren Volkan Babacan'ın üç dört kritik kurtarışı vardı. Merkez stoperler, iyi forvetlere karşı maksimumunu oynamaya çalıştı. Dolayısıyla bu deplasmanda rakibi yerle bir edip yenme şansımızın olmadığı bir ortamda bölüm bölüm, pas trafiğinde çok ezilmeden, yüzdemizi çok düşürmeden, maksimumumuzu başararak dönüyoruz. Ben bu grupta barajın düşük olacağını düşünüyorum. Moralli başlamamız bu kadar moralsiz bir ortamda çok iyi... Ben Terim'in de yaşanan bu krizi yılların verdiği tecrübeyle çözeceğini, çözmesi gerektiğini düşünüyorum. Dışarıda kalan oyuncularımızın da takıma katılacağını düşünüyorum ki katılmalılar da... En zor deplasmandan alınan puan bizi turnuvanın sonuna kadar diri tutar ama bu kadroyla değil... Muhakkak dışarıda kalan oyuncularımızın dönmesi lazım" dedi.

Büyüka: Ummadığın taş baş yarar

Milliyet Gazetesi'nden Şansal Büyüka da üç ay önceki Euro 2016 maçını hatırlattı:

"Daha üç ay önce bu Hırvatistan’a, Ardaların, Selçukların, Burakların oynadığı, Canerlerin, Gökhanların, Hakan Baltaların forma giydiği, bir başka anlamda “ustaların” rol aldığı maçta, koşmadan, umursamadan, mücadele etmeden, son yılların en kötü görüntüsüyle kaybettik. Dünya Kupası grup elemelerinin ilk maçında sahaya çıkan “Çaylaklar” onbiri ise, her hocanın kolay seçeceği bir alternatif değildi... Açıkcası “akıl işi” değil, belki “yürek” işiydi... Gördük ki, bizim çaylaklar, nefeslerinin tükenip, yürüyecek halleri kalmadığı son yirmi dakikaya kadar adeta “canlarını dişlerine takıp” o yüreği sahaya koydular"

Büyüka'ya göre bu kadro dışarıda kalan bazı usta oyuncuların da dönmesiyle iyi işler yapabilir: "Açıkcası Hoca’nın bu cesaretini de kutluyorum. Her Babayiğit’in cesaret edeceği bir değişim değil bu. Fatih Hoca için "idam sehpasını" kuranlar, ipini çekmek için bir başka maçı bekleyecekler. Umarım milli takım hep kazanır ve bu şansı bulamazlar... Unutulmasın, bu milli takım Fatih Terim’in değil, bu ülkenin takımı."

Meleke: Yıldızlar mı ters yönde Fatih Terim mi?

Hürriyet Gazetesi'nden Uğur Meleke de 'Yıldızlar mı ters yönde Fatih Terim mi?' başlıklı yazısında '11 bir genç adamımız artı olağanüstü şansımız, bir de gayretli üst direk vardı Hırvatlar'ın karşısında. Topu genelde onlara bıraktık ve kazandıklarımızla Emre'nin sprintlerine bel bağladık. Savunmaya çarpıp ağlara giden golümüz de yine Emre'nin imkansız bir kalabalığa girip aldığı şanslı faulle geldi zaten" ifadelerini kullandı.

"Şans bize 1 puan kazandırır ama bir eleme grubu kazandırmaz" diyen Meleke, daha fazlası isteniyorsa diğer maçlara kişisel meseleleri bir kenara bırakıp çıkmak gerektiği görüşünde.

Meleke'nin Emre Mor'a eleştirisi de var: Emre, futbolun nadide çiçeği. Hepimizin umudu. Ama şunu unutmaması gerek, henüz olmuş değil, yol uzun ve dikenli. Messi bile ayağına gelen her topta 3-4 kişinin arasına girmiyor, önce pas opsiyonlarına bakıyıor. Emre de girmemeli. Genç yıldızımız "Dortmund'da neden ben değil de yaşıtım Dembele oynuyor' diye düşünüyorsa, dünkü milli maçta yaptıklarını oturup baştan sona izlemeli.

Kaynak: Milliyet, Fanatik, Sabah