Haber: Bahar SANCAR
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin “Mülkiyet” konusunda gerçekleştirdiği tutuklamalar ve Rum Mahkemeleri tarafından verilen hapis cezaları KKTC’de emlak ve inşaat sektöründe tedirginliği artırıyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dört kişi hakkında çıkarttığı uluslararası tutuklama kararları ise KKTC’de sert tepkilerle karşılandı. Diğer taraftan sınır kapılarında “Schengen” uygulamasının başlayacağı yönünde iddialar ise yine vatandaşların konuştuğu ana gündem maddeleri arasında bulunuyor. Kapalı Maraş’ın tamamen açılma ihtimali ise hem sokakta vatandaş tarafından hem de siyasi kulislerde ilk konuşulan konular arasında ilk sıralarda yer alıyor Gündem Kıbrıs, Lefkoşa bölge muhtarlarına “Mülkiyet” konusunu, Rum Yönetiminin tavrını ve “Maraş” açılımını sordu.
Yenikent Mahallesi Muhtarı Melek Arabacıoğlu:
Yenikent Mahallesi Muhtarı Melek Arabacıoğlu, “Sonuçta mülkiyet konusu Kıbrıs sorununun önündeki en büyük engellerden bir tanesidir. Eşdeğer adı altında dağıtılan arsalardan dolayı ciddi bir dönemden geçiyoruz. İnsanların eline geçen, miras kalan bir eşdeğer mal var. Sınır kapılında insanlar bunun tedirginliğini yaşıyor. Güney ve kuzeydeki mallar birilerinin yönetimi altında. Bu insanların tapuları varken başka bir tapu veriyorsan Kuzey’de sen bu insanları mağdur ediyorsun demektir. İnsanlar kapılarda tutuklanma kaygısı yaşıyor. Çok ucuz görünmeyen ve özellikle Kıbrıs Türküne zarar verecek olan bir sürece soktular olayı. 74’ten sonra buraya gelen insanlara verilen arazilerin satıması, el değiştirmesi, şuanda bu arazilerin üzerinde yaşaması normal ama devlet arkasında durmadı. En son çıkan yasa ile yabancılara mal alımı artırıldı. Bu softa şaşırtmacasıdır. Müteahhitler bırak Güney’e geçmeyi sınır kapısına yaklaşmaya korkuyor. Bu konuyu baştan savma açıklamalarla çözmeye çalışıyorlar. Güney bu konuda tavrını aldığında Schengen’den de denetlemeye başlayacaklar. Birçok kişiye sınırdan geçerken ‘malın var mı?’ diye sormaya başladılar” dedi.
Olası bir “Maraş açılımı” hakkında da konuşan Arabacıoğlu, “Türkiye’de bir şeyler ters gittiğinde Maraş açılsın diye bir söylem çıkıyor. Maraş’ı şuan açabilecek paramız mı var? Üstelik Maraş’ın tamamı tapulu maldır. Hak sahiplerine iade edersin ama 50 sene boyunca harabe olmuş bir şekilde verirsen kullanım haklarından yaşanan kaybı nasıl telafi ve tazmin edeceksin? Tazminat isterlerse dava açarlarsa ne olacak? Yerleşime açmaktan kimse bahsetmiyor. Bunu dedikleri anda dünya kamuoyu gırtlağına çöker. Esentepe’nin yarısından fazlası Rus. Bu insanlar mal aldı. Bu insanlar Larnaka’dan ülkesine gitmek isterse tutuklanacak. Bu diplomatik skandaldır. Bugün söylediklerini unutuyorlar yarın başka bir şeyler söylüyorlar. Tutarsızdırlar” ifadelerini kullandı.
Metehan Mahallesi Muhtarı Emine Davutoğlu:
Metehan Mahallesi Muhtarı Emine Davutoğlu, yaşananların ve yapılanların yanlış olduğunu söyleyerek, “Yaşananlar saçma ve yanlıştır. Bu sorun devletler arasında çözülmelidir. Bu iş şahıslara indirgenmemeli. Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden bir çözüm üretilmelidir. Rumların yaptığı da yanlıştır. Bir fırsatçılık ve Kıbrıslı Türklere bir gözdağı olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.
Sınır kapılarında geçişlerde insanların sıkıntı yaşadığını kaydeden Davutoğlu, “geçişlerde sıkıntı yaşatıyorlar. Görevli olarak tek kişiyi koyuyorlar ve zorlaştırıyorlar. Amaçları sadece Türk’e eziyet çektirmek... 19 Mayıs’ta Güney’den bu tarafa geçecek olan insanları saatlerce kuyrukta beklettiler. Kindarca davranıyorlar. Tam da Rum’dan beklediğimiz davranışlar ve bezdirme politikası” dedi.
Kapalı Maraş açılımı hakkında da konuşan Davutoğlu, “Kapalı Maraş üzerinde çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Birçok politik engel var. Ancak Birleşmiş Milletler zemininde bir açılım olabilir” ifadelerini kullandı.
Marmara Mahallesi Muhtarı Ahmet Yürüker:
Marmara Mahallesi Muhtarı Ahmet Yürüker, Taşınmaz mal ve eşdeğer koçanlı arsalarla ilgili olarak devletin güvence vermesi gerektiğini söyledi. Yürüker, “Devletin yasa çıkartması lazım. Devlet bu arazileri kendisi alsın. Sivil halk bu yaşananları protesto etse de bir şey olmaz. Devletin uluslararası olarak bu işe el atması gerekiyor. Her gün muhtarlığa onlarca insan geliyor ve insanlar bu yaşananlardan dolayı çok tedirgin. Eşdeğer koçanlarını konuşuyoruz şuan ama Mücahit Puanları ne olacak? Onları konuşmuyoruz. Bu sorun Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden süreç içerisinde çözülebilir. Ancak çok ciddi paralar ortaya çıkar” dedi.
Olası “Kapalı Maraş açılımı” hakkında da konuşan Yürüker, “Kapalı Maraş’ta Türkün malı yok. Kapalı Maraş’ta yabancıların mülkleri var. Eğer Kapalı Maraş’ı tamamen açarlarsa eski sahiplerine vermek zorundadırlar. Ancak şimdi ki gibi bir eşdeğer politikası izlenirse çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalırız” diye konuştu.
Kafesli Mahallesi Muhtarı Hüseyin Eminoğlu:
Kafesli Mahallesi Muhtarı Hüseyin Eminoğlu, mülkiyet konusunda yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, “Şuanda Cumhurbaşkanı Ersin tatar ve Türkiye’nin uyguladığı siyasi politika nedeniyle bu duruma düşüldü. Bağımsız egemen Türk Devleti diyerek Rumları kışkırttık. Güney’de misilleme yaptı. Siyasi bir hamledir. Sen öyle dersen ben de böyle yaparım dediler. 1950’den bu yana Rumlar ve Türkler siyasilerin kurbanı oldu. Halkın suçu yoktur. Uygulanan politikalar Kıbrıs’ı bu hale getirdi. Yönetimlerin hayatsı iki toplum da ödüyor. Bu söylemlerin neticesidir. Hiçbir ileri adım yok. Bundan sonrasının daha da kötü olacağı inancındayım. Bu yaşanan olaylar kapıların kapanmasına kadar gidebilir. Güney Kıbrıs 2026’da Schengen’e girecek ve pasaport uygulanacak. Ateşe benzin dökmekle süreç gidiyor. 1950’den bu yana kadar Kıbrıslı Türkler’in hayatı hep bu kavgalarla geçti. Bu şekilde sürdürülemez. Gençlerimiz ülkeden kaçıyor. Bu olaylar gençlerin göç etmesini daha da artıracak. Ciddi anlamda nüfus yaşlanacak” dedi.
Kapalı Maraş açılımı hakkında da konuşan Eminoğlu, “Kapalı Maraş’ın şuandaki pozisyonu siyasidir. Neden 1975’te açılmadı? Maraş iyi durumdayken açılmadı. Şimdi harabe oldu. Açtık da ne oldu? Oraya gittiğimde insanların yaşadığı evlerin sıkıntısını görüyorum ve insanlık adına utanıyorum. Maraş açılsa bile esas yabancı maldır. Yerleşime açılacaksa gerçek hak sahiplerine verilmelidir. Maraş açılımında eğer bir iyi niyet varsa bir tampon bölge oluşturulsun. Türkler ve Rumlar yan yana yaşayabilir. Orayı yeniden canlandırabiliriz” dedi.
Konuşmasının sonunda Dr. Fazıl Küçük’ün manevi babası olduğunu söyleyen Eminoğlu, “Manevi babam Dr. Fazıl Küçük ölüm döşeğinde şunu söylerdi ölüm döşeğinde: Allah Kıbrıs Türkünün yardımcısı olsun. Anlayan için çok anlamlı bir sözdür” diyerek konuşmasını tamamladı.
Çağlayan Mahallesi Muhtarı Nutku Karsu:
Çağlayan Mahallesi Muhtarı Nutku Karsu, Mülkiyet konusunda 50 yıldır hiçbir şey yapılmadığını söyleyerek, “ Haliyle mal mülk konusu çıkmaza girdi. Tahsislerin ve eşdeğer koçanlı malların satışlarının durdurulması ve bundan sonrası için tedbir alınması lazımdır. Ancak bizim hükümet yasada değişikliğe gitti, yabancılar ve Türkiye vatandaşlarına ev alma sayısını artırdı. İşi daha da çıkmaza soktular. İnsanlar hiç yurt dışına gidemeyecek. İnsanları açık hava hapishanesinde yaşatacaklar” dedi. Rum Yönetimi’nin sınırlarda Schengen uygulaması yapmasının doğru bir uygulama olduğunu da söyleyen Karsu, “Bugün Schengen üyesi 29 ülke var. 29 ülkede hukuksal olarak uygulanıyor. Buna kimse bir şey diyemez. Sınırdan geçişleri etkileyecek, insanlar vize almak zorunda olacak” dedi.
Konuşmasının devamında Karsu, “Bu davalar gelmeye devam edecek, ancak Türkiye Cumhuriyeti’de ödeyemeyecek. Türkiye Cumhuriyeti neden ödesin? Neden bunlar Türkiye’ye yüklensin? Bazı şeyler geciktikçe işler daha da çıkmaza giriyor. İnsanlar sadece yurt dışına değil, Türkiye’ye de gidemeyecek. Güney Kıbrıs uluslararası suç duyurusunda bulunuyor. Türkiye’de mecbur kalacak tutuklamak için. Ancak bizim buradaki siyasilerin hiçbir şey yaptıkları yok. Bizim siyasetçiler laylaylom peşinde” ifadelerini kullandı.
Kapalı Maraş açılımı hakkında ise Karsu, “Maraş açılamaz. Öyle bir şey yapılırsa yanlış yaparlar” dedi.
Selimiye Mahallesi Muhtarı Mustafa Mesutoğlu:
Selimiye Mahallesi Muhtarı Mustafa Mesutoğlu, mülkiyet konusunda yaşanan gelişmelerin ancak Taşınmaz Mal Komisyonu ile son bulabileceğini söyledi. Mesutoğlu, TMK’da işlemlerin hızlandırması gerekiyor. Rumlar TMK’ya müracaat ediyor en az 3-4 sene bekliyorlar. Bir haberde TMK’ya 2 binin üzerinde başvuru olduğu ve bunlardan sadece 200 tanesinin sonuçlandığı yazıyor. Aradan 50 sene geçti. İnsanlar bunaldı. Sorun tamamen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yavaş çalışmasıdır. İnsanlar başvurdular ve bir sonuca ulaşamadılar, hala bekliyorlr. TMK’nın en fazla 1-1.5 sene içerisinde yapılan başvuruları sonuçlandırması gerekiyor. İnsanlar kısa sürede tanzim edilmeli. Biz hem haklıyız hem haksızız. Bizim insanlarımızın eşdeğer tapular yüzünden tutuklanması akıl işi değildir. biz Mücahitlik puanı, tahsisten hak sahibi puanları yarattık ve bunları dağıttık. Onların da başına bunlar gelecek. Her şeyin daha iyi olmasını isterdim ancak bu yaşananlardan çok rahatsızım” diye konuştu.
Kapalı Maraş açılımı hakkında da konuşan Mesutoğlu, “Kapalı Maraş Türkiye Cumhuriyeti’nin kontörlü altındadır, Maraş’ı açmak için bizim KKTC olarak bir yetkimiz yok. Orası pazarlık payı olarak tutuldu ve Türkiye Cumhuriyeti askeri kontöründedir. O nedenle bizim açalım dememizle açılması mümkün değil. Türkiye kara verirse hak sahiplerine açıyorum, gelin benim kontrolümde açın diyebilir. Maraş’ta bugün açılan kısımlar bir harabe ve yıkıntı halindedir. 50 senede orası harabeye döndü. Eğer karar verilecekse anavatan Türkiye buna karar verecek. Maraş açılabilir ve serbest bölge gibi çalıştırılabilir” dedi.