Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği, 12 Ocak Cenevre Konferansı’na bu kadar ilginin gösterilmesinin kendilerini şaşırtmadığını kaydetti ve 48 yıldır sürdürülen görüşmelerden neden bir sonuç alınmadığını hiç dikkate almayanların şimdi çıkarlarından dolayı ilgi gösterdikleri savundu.

TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora yazılı açıklamasında, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türkler’e iki kez soykırım uyguladığını kaydetti ve bugünkü süreçte çözüm için telkinde bulunmalarına Kıbrıs Türk halkının güvenle bakmasını beklememeleri gerektiğini ifade etti.

Bora, mal mülk konusunda toplu tazminatların savaşın çıkmasında kusurlu olan tarafça karşılanması gerektiğini, ancak bu  hususların görüşmelerde hiç dikkate alınmadığını savundu ve çözümden yana olanların Kıbrıs’ta yaşanan gerçekleri de dikkate almaları gerektiğini belirtti.

Geçmişte yaşanan Rum soykırımlarıyla ilgili bilgiler veren  ve Kıbrıslı Türkler’in bundan dolayı köylerini terk etmek durumunda kaldığını anlatan  Bora, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nde gasp edilen haklarımız bugüne dek hiç gündeme getirilmemiştir. Şimdi aradan geçen 42 yıldan sonra yaşanan bu gerçekler dikkate alınmayarak bu iki halkı ortak bir Federasyonda yaşamaya zorlamanın hiçbir haklı dayanağı yoktur ve olamaz” dedi.

“ÇÖZÜM UMUTLARINI TAMAMEN ORTADAN KALDIRDI”

Geçmişte yaşananların dikkate alınmadığı bir müzakere sürecinden olumlu bir sonuç çıkmasının mümkün olmadığını kaydeden Bora, “Anastasiadis’in gerek Mont Pelerin’de yapılan ve gerekse 12 Ocak’ta Cenevre’de yapılacak görüşmelerden önce ortaya koyduğu kabul edilmez istekleri çözüm umutlarını tamamen ortadan kaldırmıştır” ifadelerini kullandı.

Bora, ABD Başkanı Obama ve diğer bazı Avrupalı yetkilileri ile BM Genel Sekreteri’nin çözüm süreciyle ilgili olumlu tavır ve görüş  ortaya koymasının, telefon diplomasisi yapmasının Kıbrıs sorununun adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözüme ulaşması için yeterli olmadığını da belirtti.

Bora, “Bir kez daha çözüm için Türk tarafına baskıların giderek arttığı ve gayri meşru, haksız ve suçlu Rum’a desteğin devam ettiği dikkate alındığında bir kez daha çözümsüzlüğe adeta zemin hazırlanmıştır.  Bu gerçekler ışığında bugüne dek ortaya konan nice çözüm planlarını reddeden Rum’un karşısında bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yolumuza devam etmekten başka bir seçenek kalmamıştır” dedi.