Üstel, "Özgürlük, çağdaş toplumun en vazgeçilmez değerlerinden biridir. Özgürlüğün olabildiğince geniş çaplı hayat bulması, isteyenin bir başkasına, istediği gibi saldırması, hakaret etmesi değildir" dedi.
"Medya, bir toplumun, bir ülkenin özgürlük kalitesinin göstergesidir. Sosyal medya da bu kapsamdadır. Medya ya da basın özgürlüğü, yalan ve hakaret özgürlüğü değildir" açıklamasını yapan Üstel, "Özgürlüğü, özgürlük düşmanlarından korumak hepimizin görevidir..." vurgusunu yaptı.
Başbakan Üstel'in açıklamasının tamamı şu şekilde:
20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’na sayılı günler kaldı... Bu yıl 20 Temmuz Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü...
Aradan yarım asır geçmiş olsa da o günleri yaşayanlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, kahraman Mehmetçiklerin adaya, ayak bastığını, dün gibi yakın ve büyük bir duygusal coşkuyla hatırlamaktadır...
Elbette geleceğe bakıp, her bakımdan emin adımlarla ilerlememiz gerekiyor. Özellikle 1963 – 1974 arası yaşadığımız ya da fanatik Rumların bize yaşattıklarını unutmadık. Bütün değerlerimiz tehdit altındayken, özgürlüğümüzü de yaşayamıyorduk.
20 Temmuz Barış Harekatı'yla, Rum tarafının, en büyük tehdit aracı olarak kullandığı askeri üstünlüğü sonlanmış, Kuzey Kıbrıs’ta bir araya gelen Kıbrıslı Türkler, bir devletin var olması için gerekli tüm değerlere sahip olmuştur.
Barış Harekatı’nın üzerinden yarım asır, KKTC’nin kuruluşunun üzerinde 41 yıl geçti. Anavatan Türkiye’nin desteğiyle çok önemli mesafeler aldık.
KKTC, dünyanın en stratejik bölgesinde bir Türk devletidir ve sonsuza kadar var olacaktır.
Kıbrıs sorununa bulunacak olası bir çözüm de, KKTC’nin, adadaki Türk devletinin benimsenmesiyle gerçekleşebilecektir. Kimse, Kıbrıs’ta var olan gerçeği görmezlikten gelemez.
KKTC’nin varoluşunda tarihi rol oynayan Ulusal Birlik Partisi’nin Genel Başkanı ve Başbakanı olarak istikrara sürekli vurgu yapıyorum. Bizim anlayışımıza göre istikrar içi boş bir söylem değildir.
İstikrar demek, bu topraklarda, her geçen gün, daha güçlü temel atma kararlılığıdır.
İstikrar, demek gençlerimizin geleceklerinin bu topraklarda olduğunu görmesidir.
İstikrar, demek, emeğe saygı, iş dünyasına, yatırımcıya güven demektir.
İstikrar demek, halkın, devletin tüm kurumlarına saygısının eksilmemesi demektir.
Ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı…
Barışı, öncelikle kendi içimizde, en yüksek değer olarak görmemiz şarttır.
Kendi içimizde, farklı düşüncelere sahip olabiliriz.
Farklılıklar çatışmaya, kapışmaya, insani değerlerden yoksun saldırıya neden olmamalıdır.
Özgürlüğe gelince...Özgürlük, çağdaş toplumun en vazgeçilmez değerlerinden biridir. Özgürlüğün olabildiğince geniş çaplı hayat bulması, isteyenin bir başkasına, istediği gibi saldırması, hakaret etmesi değildir.
Medya, bir toplumun, bir ülkenin özgürlük kalitesinin göstergesidir. Sosyal medya da bu kapsamdadır. Medya ya da basın özgürlüğü, yalan ve hakaret özgürlüğü değildir.
Yalan ve hakaretin özgürlük gibi sunulmaya çalışılması, özgürlüğe zarar vermektir.
Şahsen, bu tür saldırılara, bugüne kadar Kıbrıslı Türk hoşgörüsüyle yaklaştım. Yanıt vermemek, söyleyecek sözümüzün olmadığı anlamını taşımaz.
Biraz dikkat edildiği zaman KKTC’nin tüm kurumlarında görev üstlenenlerin, yargıçların, iktidar, muhalefet ayırımı olmaksızın siyaset dünyamızın neredeyse tümünün, tehdit ve saldırı altında olduğu görülmektedir.
Kimse , beni sokmayan yılan bin yaşasın, demesin...
O yılan bir gün gelir onları da sokar...
20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı vesilesiyle bu değerlendirmeleri vatandaşlarımıza aktarmak istedim.
Çok sesliliğe evet..
Kısır çekişmelere hayır...
Özgürlüğü, özgürlük düşmanlarından korumak hepimizin görevidir...