Aşkı öldürmemek adına yapılan birçok şey gerçekten de işe yaramakta mıdır? Aksine aslında hiç işe yaramamakta hatta daha çok zarar mı vermektedir?

İltifatları hediyeler, iltifatlar, romantik yemekler ve daha birçoğu ile aşkımızın ilk günkü heyecanını öldürmemek adına büyük mücadeleler veririz. Peki, gerçekten aşkı öldürmemek için yaptığımız onca şey işe yarıyor mu?

Hemen hemen çiftlerin tamamı ilişkilerini yürütebilmek için büyük çaba sarf eder ve ilişki istedikleri gibi yürümediğinde kendini becerememek ile suçluyor. Oysa aslında bir ilişkinin bitmesinin altında bambaşka sebepler varır. Bu sebepler uyum, yakınlık, güven, saygı ve sevgi başta olmak üzere ihtiras ve cinsellik gibi kavramlardır.

Aşkta Yer Alan Yalanlar;

Mutlaka Romantizm Olmalı!

Şayet sizi yalnızca romantik bir birlikteliğin mutlu edeceği gibi bir bakış açısına sahipseniz ve yaşama bu gözler ile bakıyorsanız, bilmeniz gereken şey daha çok bakacağınızdır. Çünkü romantizm, her durumda, her koşulda ve yaşamın her döneminde kişileri mutlu eden bir durum değildir. Ayrıca düşünülenin aksine yaşanılan her ilişkinin kurtuluş yolu romantizme uğramayabilir.

Tek Bir Sevgi ya da Aşk mı?

Gerçekte tek bir sevgi ya da aşk biçimi yoktur. İnsanlar farklı birçok şeye âşık olabilmektedir. Aşk süre içerisinde şekil değiştirebilen bir duygudur. Örneğin gençliğinin başında olan biri için aşk yalnızca el ele tutuşma ile eş değere sahipken daha ileriki bir gencin bakış açısında çağrıştırdığı seks olabilir. Tıpkı aşkta olduğu gibi cinsellikte de farklı boyutlar bulunmaktadır. Bu sebeple ilişkinizi belirli 'kalıplara' ya da ‘'kurallara’' oturtmanız yanlış olur.

Teknik takıntısı

Her şeyin bir tekniği olduğunu düşünüyorsanız aslında sizin ilişkiniz çoktan sonlanmış demektir. Her hareketinizi kitaplara uydurmaya çalışmaktan vazgeçin. Herkes için geçerli olduğunu düşündüğünüz belirli kurallar ya da kalıplar aslında yoktur. Bunların tamamen bir yalandan ibaret olduğunu unutmayın.

Uzun süren çekim

Bir ilişkide sevgi, yakınlık, saygı, uyum ve güven gibi kavramlarla ihtiras, cinsellik ve aşk gibi kavramlar ile bir arada yürütülmeyebilmektedir. Şayet aynı heyecanı, aynı cinselliği, aynı akı 30 sene sonra da yaşadığınızı iddia ediyorsanız büyük ihtimalle yalan söylüyorsunuz.

En doğru yol ilişkiyi tamamen olduğu gibi ve tüm süreçleri ile kabul etmektir.