Davada tanık sıfatıyla ilk olarak İçişleri Bakanı Dursun Oğuz beyanda bulundu.

Oğuz, yemin ederek başladığı beyanında, 6 Şubat depreminde hükümetin sabaha doğru alarma geçtiğini kaydetti. Aynı gün bir ekibin Adıyaman’a gönderildiğini ifade eden Oğuz, ikinci gün daha çok ekibe ihtiyaç olması nedeniyle 7 Şubat’ta Adıyaman’a geldiklerini belirtti.

Bir sivil savunmacı olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nde ve ABD’de çeşitli eğitimler aldığını ifade eden Oğuz, “Mesleki bilgi anlamında faydalı olabilmek için geldik” dedi.

-“ İlk 72 saat çok önemlidir ama bu enkazda bir değerlendirme yapmak mümkün değildi… Kum yığınıydı”

Enkaza geldiklerinde bir kum yığını olduğunu dile getiren Bakan Oğuz, “İlk 72 saat çok önemlidir ama bu enkazda bir değerlendirme yapmak mümkün değildi. Kum yığınıydı, binanın arka tarafı ve sağ tarafı ayaktaydı. Dün mal sahibinin söylemleri doğru değildi” şeklinde konuştu.

“Yaşam boşluğu ve yaşama şansı yoktu binada… Tek kişi çıktı o da bir mucizeydi” diyen Oğuz, “Bugün o fotoğraflara bakarsan herkesten helallik iste ‘ben suçluyum’ de” vurgusu yaptı.

Fotoğrafların an be an çekildiğini dile getiren Oğuz, “Bunların hepsi elimizde mevcut” dedi. Mucize yapabilmek için enkazda 4 ekiple çalıştıklarını ifade eden Dursun Oğuz, “Çoğunluk yatağında çıkarıldı. Vücut bütünlüğü için kepçelerin başında bile görevliler vardı. Aileler özellikle üçüncü gün sabahında enkazda seferberlik yaptı. Kovalarla kum taşıdılar. Bir cenaze herkesin, bir evlat herkesin evladı oldu” diye konuştu.

-“Enkazın savunulacak hiçbir şeyi yok. Konut olarak yapılan bina otele çevrilirse böyle olur”

350 yabancı uyruklu kişiye taşınmaz mal satın alma izni 350 yabancı uyruklu kişiye taşınmaz mal satın alma izni

İyi bir ekiple çalıştıklarını dile getiren Bakan Oğuz, “Enkazın savunulacak hiçbir şeyi yok. Konut olarak yapılan bina otele çevrilirse böyle olur” dedi.

Binaya yandan delip girdiklerini ifade eden Oğuz, şöyle devam etti:

“Dayanıklılıktan bahsedecek hiç kimse olamaz. Yaşam boşluğu olmasına imkân yoktu. Binada iki farklı demir vardı. Kalınlıkları farklıydı. Demirleri tutacak beton yoktu. O binada çalışılmaz da… Fotoğraflarda bunların hepsi var. Bilim adamı olmasına, mühendis olmasına gerek yok. Bu bir katliamdır. Savunulacak yönü yok, ortadaki gerçekler gösteriyor.”

Olası kast talebinin milli bir dava haline geldiğini vurgulayan Oğuz, “Yüce Türk adaletine güveniyoruz. Binada yapılacak çalışma yoktu. Çıkacak sonucun adalet anlamında teselli olacağını ümit ediyorum” dedi.

Bakan Oğuz, “Mal sahipleri keşke orada olsaydılar. Ailelerin acılarını paylaşabilseydiler, bir kapı açabilseydiler. Dün söylenenlerin hepsi yalan” şeklinde konuştu.