CTP Gençlik Örgütü Güzelyurt İlçe Başkanı yeniden Mustafa Özgören oldu
CTP Gençlik Örgütü Güzelyurt İlçe Başkanı yeniden Mustafa Özgören oldu
İçeriği Görüntüle

Gündem Kıbrıs Özel Haber

Dokuzuncu dönem milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın konuğu oldu. Mecliste devam eden bütçe görüşmeleri ve 2026 KKTC bütçesi hakkında değerlendirmelerde bulunan Manavoğlu, “Bizim halka hizmet vermek için yatırımlar yapılması gerekiyor ancak bunun için de gelirlerimizin olması gerekiyor. 2026 bütçesine baktığımız zaman bütçenin yaklaşık yüzde 15’ini bütçe açığı oluşturuyor. Bu da ciddi bir sıkıntıdır. Geçen senelerden itibaren çok büyük borçlar alındı ve onlarla idame ediliyor. Şuanda devletin borçlarını ödeme vadesi Nisan ayı sonuna kadar devam edecek. Bu süreçte de yeni borçlar alınacak. Bu durum da bize pahalılık olarak geri dönecek. İnsanlarımız Güney Kıbrıs’tan alışveriş yapıyor biz sıcak parayı içeride tutamıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız” dedi.

“Partizanlık ve popülizm ülkemizin ve siyasetin başına beladır”

Konuşmasının devamında Manavoğlu, “2023 yılının sonuna kadar KKTC bütçelerinde öngörülen bütçe açığı gelirlerden kapatılabiliyordu. Ancak 2024’te öyle olmadı ve205’te böyle olmayacak. 2026 yılına borçlu gireceğiz. 2026 yılını da idame ettirebilmek için yine borçlanmaya gideceğiz. Bu da devlet için ciddi bir yük olur ve günün sonunda vatandaşa yansır. Mevcut hükümetin daha tasarruflu olması ve hesaplarını daha doğru yapması gerekir. Ancak partizanlık ve popülizm ülkemizin ve siyasetin başına beladır. Bundan bir türlü kurtulamadığımız için sürekli olarak önümüze bu konular yeniden çıkıyor. Bundan sonra gelecek olan hükümet ciddi sıkıntılar yaşayacaktır. Şuanda bir enkazın üzerinde yaşıyoruz. Gelecek olanlar da bu durumu halka çok iyi anlatmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Bu ülkede ilk yapılması gereken nüfusun net olarak ortaya çıkmasıdır”

Ülke nüfusunun bilinmesinin çok önemli olduğunu kaydeden Manavoğlu, “Bizim nüfus konusunda ciddi bir bilgisizliğimiz var. Ancak devlet ve kamu kurumlarına baktığımızda mevcut sistem bu nüfusu kaldırmıyor. Hastanelere, okullara baktığımızda bu durum apaçık ortadadır. Merkezi yönetim, yerel yönetimlerle işbirliğine giderek bir çalışma başlatabilir ve ülke nüfusu net bir şekilde ortaya çıkabilir. Kamunun hantallığından kurtularak bu konulara odaklanması gerekir. Bir İçişleri Bakanlığı her gün birilerinin peşinde koşarak bu ülkeye kaç kişi girip çıkacağını hesaplamak yerine, bunu otomasyona dökerek kayıtlı bir yapıyı oluşturabilir. Bu ülkede ilk yapılması gereken nüfusun net olarak ortaya çıkmasıdır” diye konuştu.

Şap hastalığı: Manavoğlu, denetimlere dikkat çekti ve şeffaflığa vurgu yaptı

Ülkede ortaya çıkan şap hastalığı hakkında konuşan Manavoğlu, “Hayvancılık açısından şanssız bir durumdur. Et fiyatları konusunda yıllardır sıkıntı yaşıyoruz. Bir de bu hastalık ortaya çıkınca hem vatandaşa hem de hayvancıya ciddi maddi külfetler getirecektir. Belediyelerimiz ilaçlamalara çok hızlı başladı. Bundan sonrasında ise Veteriner Dairesi, Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın kesilip satışa sunulan etlerin denetlenme konusunda halk sağlığı için ortak bir çalışma yürütmesi gerekir. Daha sonrasında ise kamuoyunu şeffaf bir şekilde aydınlatılmalıdır. Et üzerinden ekonomik bir kriz oluşmaması için bunun koordineli bir şekilde uygulamaya geçmesi ve raporlar ile halka açıklanması gerekmektedir” dedi.

“Mesarya Ovası’na bu suyun götürülmesi gerekir”

Ülkede yaşanan sel felaketi ile ilgili de programda değerlendirmelerde bulunan Manavoğlu, “Özellikle yağışların olduğu gün Gönyeli Göleti’nin hızlı bir şekilde dolması ve taşması herkeste şaşkınlık yarattı. Kanlıköy Barajı ve Gönyeli Göleti’nin rehabilite edilmesi gerekirdi. En büyük dersi 2018 yılında aldık. Yerel yönetimler bu konuda çalışma başlatmıştı. Bu yerlerin temizlenmesi, o toprağın belirli bir maliyetle taşınması gündeme geldi. Gönyeli-Alayköy Belediye Başkanı Hüseyin Amcaoğlu bu temizliği yapmak için Su İşleri Dairesi ve diğer yerel yönetimler ile bir protokol imzalamışlar. Ancak büyük şanssızlığımız bu gelen yağmurlar ile birlikte yeniden barajlarda ve göletlerde balçık oluştu. Şuanda yapılması gereken, süreci takip ederek en kısa sürede bu temizliğin hayata geçmesidir. Şunu gördük ki Sayın Amcaoğlu bu konuyu takip edip gerçekleştirme konusunda da ciddi anlamda iradesini ortaya koydu. Mesarya Ovası’na bu suyun götürülmesi ve suyun bölüştürülmesi bana göre en önemli girişim olacaktır. Bu projeler milli projeler olarak düşünülmelidir. Ne yazık ki bu su denize dökülüyor” diye konuştu.

“Ana sektörler bile eskisi kadar şaşalı günlerini yaşamıyor”

Yaklaşan Asgari Ücret görüşmeleri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Manavoğlu, “Piyasada esnaf ciddi sıkıntılar yaşıyor. Hem işçi hem işveren tarafını düşünecek olursak, en büyük sıkıntı ciroların sabit masraflar oranında artmamasıdır. Maaşlardaki artışlar sabit masraflarda ciddi oranda artışa neden oluyor. Bu nedenle bütün işletmeler sıkıntıya girmiştir. Pek çok yer son iki yılda işçi azaltmaya gitmiştir. Ana sektörler bile eskisi kadar şaşalı günlerini yaşamıyor. Bunun birkaç nedeni vardır. Birincisi Türkiye’de yaşanan enflasyon ve pahalılık, ikincisi ise uluslararası ticarette ithalatın artmasıdır. Biz ürün ithalinde çok büyük rakamlara ulaşmadık. Fakat burada yaşayan insanlar Güney Kıbrıs’a gidip alışveriş yapıyor. O nedenle şuanda ciddi bir sıkışma vardır. Şuanda piyasanın ve esnafın asgari ücrete yapılacak artışı karşılayabilecek durumu yoktur. Diğer taraftan çalışanlar ise kiradan tutun da temel gıda harcamaları konusunda sıkıntı yaşıyor. Daha asgari ücret artmadan bazı sektörler fiyat artışına gidiyor. Bu konuda denetim çok önemlidir. Ürünlerin ülkeye gelişinden itibaren nasıl bir maliyet politikasıyla raflara kadar geldiğinin incelenmesi gerekmektedir” dedi.

Kıbrıs konusu: Masadan kaçmayan taraf olduğumuzu göstermemiz gerekiyor

Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmelerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Manavoğlu, “Rum kesiminde bir seçim olacak ve ELAM gibi faşist bir parti yükseliştedir. Hristodulidis onların da oylarıyla bulunduğu makama gelmiştir. Siyasetin motivasyonu yeniden seçilmek üzerine kuruludur. Hristodulidis’in mevcut durumunda çok fazla açılım yapacağını düşünmüyorum. Burada bizim masadan kaçmayan taraf olduğumuzu göstermemiz gerekiyor. Sayın Erhürman bu noktada gerek söylemleri, gerekse de temasları ile bu uğraşı veriyor. Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye’nin bu iradeyi ortaya koyduğunu ve masadan asıl kaçanın Rum tarafı olduğunu göstermek için bir diplomatik süreç yönetiyor. Eğer ben masaya oturacaksam günün sonunda Kıbrıslı Türklerin bu kadar ambargolar altında ezilmesinin son bulması gerektiğini söylüyor. Eğer bir masa kurulursa, Kıbrıslı Türkler çözüm iradesini ortaya koyacaktır ve bana göre yine masadan kaçan taraf Rum tarafı olacaktır. Ada etrafında olan doğal kaynakların çıkarılması ve Ortadoğu’nun elektrikte kabloyla Avrupa’ya bağlanabilmesi için Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin onayına ihtiyaç vardır. Eğer bir bu oyunu doğru oynarsak bence hepimiz çok kazançlı çıkacağız” ifadelerini kullandı.