Yazıma başlarken öncelikle Dikmen ve Girne Belediyelerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum…
Boğaz Piknik Alanını el birliği ile temizledikleri için…

Ancak ne yazık ki sadece bir hafta sonra aynı manzara ile karşı karşıya kalacaklar… 
Çevre bilincinin, ülke sevgisinin ve saygının olmadığı bir yerde siz orayı haftanın her günü temizleyin alacağınız sonuç değişmeyecek…
Geçtiğimiz yıllarda aynı bölgede defalarca tıpatıp aynı manzaralara şahit olduk…
Boğaz Piknik Alanı’nı bir hafta Girne Belediyesi temizledi, sonrasında EVKAF İyilik Gönüllüleri…
Ve her defasında poşetler dolusu çöp çıktı…
Sadece Boğaz Piknik Alanı mı böyle?
Üzülerek ifade ediyorum ki sahillerden ormanlara, sokaklardan parklara kadar her yerimiz çöp içinde…
Çöpümüzde boğuluyoruz!

İşin kötü tarafı ise biz bu manzaradan rahatsızlık duymuyoruz…
Normalleştirdik!
Delik deşik yollarda lüks arabalarımızla keyifle gidip gelirken, lüks villalarımızın yanı başındaki çöp yığınlarını da görmüyoruz…
Aman bana dokunmayan yılan bin yaşasın…
Benim keyfim yerindeyse sorun yok…
Çünkü bize ne!
“Ama yarın canım sıkılırsa o zaman bağırırım”…
Evet… Zihniyetimiz tam olarak bu…

Hangi ara bu kadar bencil olduk?
Siyasetin toplumsallıktan bireyselliğe döndüğü bu ülkede biz de bu konuyu ziyadesiyle bireyselleştirdik!
Kendi çıkarlarımız için yapamayacağımız şey kalmadı…
Evet… Bu hale geldik…

Biz bu ülkeyi sevmiyoruz…
Ne sokaklarını, ne caddelerini, ne doğasını, ne denizini, ne havasını…
Nefret ediyoruz hatta…
Çünkü bir şeyi sevdiğinizde onu korursunuz, sahip çıkarsınız…
Düşenin düştüğü yerde kaldığı ve umurumuzda olmadığı KKTC’de bu ruh halini kanıksadık… 
Çöp dağlarının bizi rahatsız etmediği bu ülkede, denizlerimiz kirlenirken, ormanlarımız yanarken anlık tepkiler veriyoruz ve kaldığımız yerden o bencil düşüncelerimize dalıyoruz… 
Çocuklarımıza “Bu ülkeden kaç kendini kurtar” diye telkin verirken hicap duymuyor ve onlara bu ülkede gelecek görmüyoruz…
Ne kadar acı…
El birliği ile bu ülkeden nefret etmek için elimizden geleni yapıyoruz…
Ve bunun tek sorumlusu sadece siyaset değil…
Yarın sabah aynanın karşısına geçtiğinizde umuyorum ki kendi görüntünüze bakarak bunları bir an olsun düşünürsünüz…

Akdeniz’in ortasında cennet bir ada…
Muhteşem sahilleri, tertemiz havası, el değmemiş doğası, güneşin bir başka doğduğu tarihin en önemli merkezlerinden biri… 
Huzuru, sükûneti ve samimiyeti…
Burası Kıbrıs…
Çöp yığınlarından görülmeyen ve insanının sahip çıkmadığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti…