Dışişleri Bakanlığı’nın 362 milyon 417 bin 980 TL’lik bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.

TOROS

Bütçeyle ilgili ilk sözü CTP Milletvekili Fikri Toros aldı. Kıbrıs sorununun 59’uncu yılına girdiğini dile getiren Toros, Kıbrıs Türk toplumunun dünyadan tecrit edilmeyi hiçbir zaman kabul etmeyeceğini ifade etti.

Bu noktada uluslararası lobi ve diplomasi ihtiyacına işaret ederek, Dışişleri Bakanlığının çok önemli bir görev yerine getirdiğini kaydeden Toros, bakanlığın dış temsilcilik ağı yanı sıra merkezde bulunan kapasitesini de güçlendirmeye çalıştığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığının görevini yerine getirmesi için bütçeye konan paranın yeterli olmayacağını ifade eden Toros, 18 milyon Euroyla 28 temsilciliğin ve merkezdeki bakanlığın görevlerini gerektiği gibi yerine getiremeyeceğini kaydetti.

Bu uyarıyı komite sürecinde de dile getirdiğini belirten Toros, bu uyarısının dikkate alınmadığını söyledi.

Toros, Kıbrıs Türk toplumunun dünyayla bütünleşme ve haklarını eşit statüde elde etme çabasında olduğunu belirtti.

Müzakerelerin 2017 Haziranından beri tarihinin en büyük çıkmazında olduğunu kaydeden Toros, bu çıkmazın çözümüyle ilgili iki tarafın da gerekeni yapmadığını anlattı.

Toros, bölgede yaşanan gelişmelere ve Ukrayna’daki savaşa da işaret etti.

Müzakereler açısından BM ve daimî üyeler nezdinde girişimler yapılmasının önemine işaret eden Toros, müzakerelerin en erken zamanda sonuçlandırılması gerektiğini ifade etti, Toros, bunun için teşvik ve motivasyon olarak açılımlara ihtiyaç olduğunu söyledi.

CANDAN

CTP Milletvekili Armağan Candan da konuşmasında bütçeye işaret ederek, bu şartlarla arzu edilen faaliyetlerin gerçekleştirilemeyeceğini kaydetti.

Dışişleri Bakanlığı personelinin yurt dışında imkansızlıklara rağmen ellerinden gelen tüm çabayı ortaya koyduklarını söyleyen Candan, çok taraflı diplomasinin döndüğü belirli başkentlere büyük önem atfedilmesi gerektiğini ifade etti.

Öte yandan bazı temsilcilerin bir sekreterinin dahi olmadığını anlatan Candan, bunun kabul edilebilir olmadığını kaydetti.

Bakanlıkta açılan yeni kadrolara işaret eden Candan, kadronun genişletilmesini takdirle karşıladığını söyledi.

Son 5-10 yılda Avrupa coğrafyasında Türk kökenli siyasetçi ve milletvekili sayısının arttığını belirten Candan, önceki yıllarda bu isimlerle kurulan ilişkilerin son dönemde koptuğunu ve bu meseleye önem verilmesi gerektiğini kaydetti.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali de konuşmasında, dış temsilciliklerin devletin üstünde bir yük olarak görüldüğünü savundu.

Kıbrıs sorunu konusunda Türk tarafınca oluşturulan yeni parametrelerle Kıbrıslı Türklerin dünyayla buluşmasının mümkün olmadığını kaydeden Şahali, yeni Kıbrıs politikası bağlamında içinde bulunulan dönemin bakanlığın en pasif dönemi olduğunu söyledi.

KKTC yurttaşlarının Türkiye’ye alınmaması konusunda kaygı duymayan bir Dışişleri Bakanlığının kendi kanaatince yok hükmünde olduğunu belirten Şahali, Türkiye’ye alınmayanların suçunun ne olduğunun ve listede başka isimler varsa bunların kim olduğunun da kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini ifade etti.

KKTC’nin Türkiye’deki suç çetelerinin odağı haline geldiğini de söyleyen Şahali, Dışişleri Bakanlığının da bu konuda gereken adımları atması gerektiğini kaydetti.

Dışişleri Bakanlığında açılan münhalleri memnuniyetle karşıladığını anlatan Şahali öte yandan dünyayla kucaklaşma niyeti olmayan bir anlayışın elinde hem mevcut bakanlık personeli, hem de sınav sonrası bakanlıkta çalışmaya başlayacak kadronun işini yapma şansı bulabileceğini düşünmediğini anlattı.

ERTUĞRULOĞLU

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, kendisi için temel olanın devlet olduğuna işaret ederek, devletsiz olmanın ne demek olduğunu komite konuşmalarında da anlattığını kaydetti. Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının toplum değil devlet sahibi bir halk olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs sorunu tartışılacaksa olayın kökenine inmek gerektiğini anlatan Ertuğruloğlu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasallığının ortaklığın devamı koşuluna bağlı oluğuna işaret etti. Ertuğruloğlu, buna rağmen kendi ulusal çıkarları uğruna bu ortaklığı yıkan Kıbrıslı Rumlara Kıbrıs Cumhuriyeti olma hakkı tanındığını belirterek, “Bu bizim suçumuz mu?” diye sordu

BM Güvenlik Konseyi kararlarının bağlayıcı olmadığını ve tüm kararların tavsiye nitelikli olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, bu taraflardan bir medet umulmasını asla kabul edemeyeceğini kaydetti.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Rumlara yapılan baskı sonucu kurulduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, Kıbrıslı Rumların siyasi eşitliği o günlerde de hazmetmediğini söyledi. Ertuğruloğlu, bu durumun bugün de değişmediğini belirtti.

Bu adada ancak KKTC’nin kabul edilmesiyle huzurlu bir gelecek olabileceğini anlatan Ertuğruloğlu, “Dünyanın anladığı dilden konuşmuyormuşuz o dil nedir? Teslimiyet midir?” diye sordu.

“Dünyanın anladığı dil buysa, biz bu dili konuşmadık konuşmayacağız” diyen Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türkünün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir toplumu olmadığını vurguladı.

Bu coğrafyadaki Kıbrıs Türkünün 90 milyonluk Türk ulusunun kopmaz bir parçası olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, Kıbrıslı Rumların silahlanmayla neyi amaçladığını sordu.

Gambiya’yla kurulan ilişkilere değinen Ertuğruloğlu, Gambiya’yı küçümseyen milletvekillerine seslenerek, Gambiya cumhurbaşkanı yardımcısının KKTC ziyaretinin statü yükseltilmesi anlamına geldiğineden Rum Dışişlerinin bu konuda adımlar attığına işaret etti.

Ertuğruloğlu, kendisine sorulan bir soru üzerine, vize uygulanan ülke sayısının artırılması gerektiğini düşündüğünü söyledi.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kormacit'te Maria Skoullou'nun muhtar adaylığına ilişkin soruyu yanıtında ise, bu kişinin kendini işgal altında bir kişi olarak tanımlaması nedeniyle bir güvenlik sıkıntısı oluştuğunda ilgili kararın alındığını belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun konuşmasının ardından yeniden söz alan CTP milletvekili Erkut Şahali, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun konuşmasını eleştirdi.

Şahali, Ertuğruloğlu’na “Bizi anlamanız mümkün değil," diyerek, dünyanın da Ertuğruloğlu'nu anlamadığını iddia etti. 

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu ile Şahali arasında, “ulusal dava” tartışması da yaşandı.

Şahali, “Biz bu adanın tamamında söz sahibi olduğumuzu söyledik. Siz yüzde 37’si bize yeter diyorsunuz. AB’nin Kıbrıslı Türklere muamelesini reddettiğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türklere muamelesini de uygun bulmuyoruz. Olması gereken ilan edilmiş şekliyle olması gerekendir. Bunu anlamayacak hiçbir şey yoktur. Siz kalkıp bu çarpık ilişkiyi normalleştiren bir açıklama yapıyorsunuz” dedi.

Şahali’nin konuşmasının ardından Dışişleri Bakanlığı bütçesi oylandı.