Deniz Abidin
Hatice Düzgün, LTB'nin açacağı Kadın Sığınma Evi olarak hizmet verecek olan Dayanışma Evi'nin devlet katkısı olmadan açılacağına dikkat çekerek, çok zorlanılacağını, sürdürülebilir olması için gerekli birimlerin açılması ve gerekli olan kişilerin görevlendirilmesi gerektiğinin şart olduğunu söyledi.
Düzgün, Çalışma Bakanlığı'nın gündeminde şiddeti önlemeye yönelik merkezlerin olduğunu belirterek, "Önleme güzel de şiddet görenleri ne yapacaksınız? “diye sordu. Bütçe görüşmelerinin yapıldığı Meclis'te Çalışma Bakanlığı bütçesi için bu konuya ne kadar bütçe ayrıldığını merak ettiğini söyledi.
Düzgün, "3-5 kişi yıllarca nasıl bu işi yaptığımızı, özel güvenlik şirketlerinden nasıl yararlandığımızı anlattık. Burası küçük bir yer olduğundan sığınma evi nereye yapılırsa yapılsın bulunabilir. Bu nedenle Polis Müdürlükleri'nin karşısına yapılmasının en doğrusu olduğunu söyledik. Bu binaların içine sosyal hizmetler biriminin de eklenmesi gerektiğini anlattık. Ancak deneyimlerimize çok ihtiyaç duyulmadığı görülüyor" diye konuştu.
Düzgün, 25 Kasım'da 25 bin imza ile beş sığınma evi talebiyle kampanya başlattıklarını hatırlatarak, devlet desteği olmadan bir sığınma evinin yürütülmesinin mümkün olmadığını belirtti. Düzgün, İsveç'te sivil toplumun yardımlarıyla faaliyette olan sığınma evleri olduğuna dikkat çekerek, ülkemizde bütünsel bir devlet işleyişi olmamasından dolayı ve sığınma evi konusunun üst makamlarda gündem maddesi olmamasından dolayı belediyenin açtığı kadın sığınma evinin sürdürülebilir olamayacağını kaydetti. Düzgün, sorunun, küçük veya kapasite sorunu olmadığını ifade ederek, kadınların sığınma evine yığın halinde gelmediklerini kaydetti.
"Devlet bazında istişare şart"
Düzgün, devlet bazında bir istişarenin olmasının şart olduğunu belirterek şunları söyledi, "Çok merak ediyorum, Sayın Harmancı'nın açtığı Dayanışma Evi'nde sağlık vakası olması durumunda sağlık bakanlığında kadın sığınma evlerine bakan bir birim var mı? Ambulansın aranmasıyla hemen gelebilecek mi? Harmancı polis ile konuştuk, bize yardımcı olacaklar dedi. Siz duydunuz mu ki Polis Genel Müdürlüğü'nde herhangi bir biriminde kadına yönelik bir birim açıldı mı? Güvenlikleri sağlanacak deniliyor, ancak biz geçmişte de buna benzer sorunlar yaşadık. Polisi aradığımızda nöbetçi olan ve ilgilenen polisin mesaisi bittiğinden ulaştığımız kişi bizi tekrardan davayı anlattırmak zorunda bırakıyor. Dolayısıyla da yine kadını koruma yönünde birşey yapılamıyor. Travma geçiren kişinin tekrardan sorunları anlatması o travmayı yeniden yaşamasına neden oluyor. Bu da psikolojileri açısından daha kötü oluyor"
"Zorlanmalar yaşanacak"
Düzgün, kadın sığınma evinde kalan kadınların çocuklarının okula yerleştirilmeleri için Eğitim Bakanlığı'nda bir birimin kurulması gerektiğinin altını çizerek, aynı birimin İçişleri Bakanlığı'nda da olması gerektiğini, kimlik ve pasaport konusundaki sıkıntılarının aşılmasına yardımcı olunması gerektiğini belirtti. Düzgün, bir kadının kimliğine ve pasaportuna ulaşmak için çok sıkıntı yaşandığını söyledi. Devlet bazında birimler oluşturulmadan Kadın Sığınma Evleri'nin hayat bulamayacağını kaydeden Düzgün, çok zor şartlarda hayat bulsa bile zorlanmaların yaşanacağına dikkat çekti.
"Ajandalarda bugüne kadar olmayan konular"
Düzgün, şöyle devam etti, "Biz sığınma evi kapanmadan önce bu işi yaparken çok gönüllü olarak yapıyorduk. Bizim kapanma nedenlerimizden biri olan gece kulüplerinde yaşayan kadınların da kadın sığınma evine gelmesiyle ilgili sorundu. Bize göre onların ayrı evleri olması gerekir. Çünkü bu kadınlar için geçiş süreci önemlidir. Ülkesine gönderilecek olanlar olabilir. Bu konuda da ben bir çalışma göremedim. Bunlar aslında hükümetlerin ajandalarında bugüne kadar hiç olmamaış konulardır"
"Önleme güzel de şiddet görenleri ne yapacaksınız?"
Düzgün, Çalışma Bakanlığı'nın Sosyal Hizmetlere bağlı olduğunu belirterek, Bakanlığın gündeminde şiddeti önlemeye yönelik merkezlerin olduğunu söylediğini anımsattı. Düzgün, "Önleme güzel de şiddet görenleri ne yapacaksınız?"diye sorarak, bütçe görüşmelerinin yapıldığı Meclis'te Çalışma Bakanlığı bütçesi için bu konuya ne kadar para ayrıldığını merak ettiğini söyledi. Çalışma Bakanlığı'nın büyük idealleri olduğunu ifade eden Düzgün, çok büyük paralar ve fazla istihdam istendiğinin sürekli belirtildiğini kaydetti.
"Deneyimlerimize çok ihityaç duyulmadığı görülüyor"
Düzgün, Kadın Sığınma Evi açıkken sürekli bu işi nasıl yaptıklarını ifade ettiklerini belirterek, şunları belirtti, "3-5 kişi yıllarca nasıl bu işi yaptığımızı, özel güvenlik şirketlerinden nasıl yararlandığımızı anlattık. Burası küçük bir yer olduğundan sığınma evi nereye yapılırsa yapılsın bulunabilir. Bu nedenle Polis Müdürlükleri'nin karşısına yapılmasının en doğrusu olduğunu söyledik. Bu binaların içine sosyal hizmetler biriminin de eklenmesi gerektiğini anlattık. Ancak deneyimlerimize çok ihtiyaç duyulmadığı görülüyor. Bunların faaliyete geçememesinin bir nedeni de gündem oluşturmamalarıdır. Biz bu işi 8 yıl boyunca tarafsız olarak yaptık"
"Öngörüm, kadınlar evlerinden hiç ayrılmasın"
"Hala barındırdığımız kadınlar var" diyen Düzgün, bazen ev olması gerekmediğini, farklı kişilerin evinde de bunun yapılmakta olduğunu söyledi. Düzgün, "Benim öngörüm, kadınlar evlerinden hiç ayrılmasın. Şiddet gösteren evden ayrılsın. Kadın çocuklarıyla evinde kalmaya devam etmelidir" diye konuştu.
"Birimler açılmalı, gerekli olan kişiler görevlendirilmeli"
Düzgün, Kadın Sığınma Evi'nin yapılabileceğini, ancak sürdürülmesini sağlamak için çok zorlanılacağını ifade ederek, gerekli birimlerin açılması ve gerekli olan kişilerin görevlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kadın Sığınma Evi'nde çalışacak olan personelin mesaisinin de önemli olduğunu belirterek, sivil toplumu yanına alarak gece ve gündüz vardiya oluşması gerektiğini kaydetti.
"Belediye ne kadar eleman çalıştırabilecek?"
Düzgün, "Belediye ne kadar eleman çalıştırabilecek?"diye sordu. Düzgün, yiyecek konusunda hiçbir sorunun olmadığını belirterek, şunları kaydetti, "Kadın Sığınma Evi'ne başvuru diye birşey olmaz. Bu olaylar ani gelişen olaylardır. Bize yüzlerce kadın geldi. Sadece Karpaz'da yaşayan bir kadın direkt kendisi gelmişti. Çünkü genelde polis, sosyal hizmetler veya avukatlar tarafından kadınlar getiriliyor. Farklı vakalarla da karşılaştığımız oldu. Örneğin söz konusu kadın eşiyle anlaşmalıdır ve şiddet gördüğünü iddia eder, sığınma evine gelir ve oturarak kendisine maaş sağlanmasını ister"




