Haber: Pelin Yükselay

Stewart’ın açıklamasının yetki aşımı içerdiğini ve Kıbrıs meselesine dair derin bir bilgisizlik sergilediğini belirten Ertuğ, temsilcinin tarafsızlığını yitirdiğini ifade etti.

Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın sorularını yanıtlayan Osman Ertuğ, Stewart’ın açıklamalarının "haddini aşan ve çarpıtmaya dayalı" olduğunu belirterek, “Genel Sekreter Guterres dahi tarafların pozisyonlarına yönelik tarafsız kalırken, Stewart açıkça taraf tutmuş, yargıya varmıştır. Bu durum, BM misyonunun doğasına aykırıdır,” dedi.

“Başarı değil, başarısızlıklarla anılıyor”

Colin Stewart’ın görev süresi boyunca Kıbrıs meselesine olumlu katkı yapmadığını vurgulayan Ertuğ, özellikle Yiğitler–Pile yolu meselesini kötü yönettiğini ve çözüm sürecini daha da çıkmaza sürüklediğini ifade etti. Kapılar meselesi ve diğer gündemlerde de somut bir başarı sergilemediğini söyleyen Ertuğ, “Şimdi giderayak neyin mümkün olup olmadığını söylemeye çalışıyor. Ancak bu ona düşmez,” dedi.

“Rum tarafının tutumu görmezden geliniyor”

Ertuğ, Stewart’ın Rum tarafının müzakere süreçlerindeki olumsuz tavrını görmezden geldiğini belirterek, “Uzlaşıyı engelleyen Rum tarafını eleştirmiyor, sadece Türk tarafını sorumluymuş gibi gösteriyor. Hâlbuki Annan Planı (2004) ve Crans Montana Görüşmeleri (2017) Rum tarafının uzlaşıya kapalı olduğunu açıkça ortaya koymuştur,” ifadelerini kullandı.

“Tatar’ın politikası kararlılıkla sürdürülmeli”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü şartıyla müzakerelere başlanması yönündeki politikasını destekleyen Ertuğ, bu tutumun Anavatan Türkiye ile tam bir uyum içinde geliştirildiğini ve bu kararlılıktan geri adım atılmaması gerektiğini vurguladı.

“BM temsilcisi gerçeklerden uzak”

Stewart’ın BM Güvenlik Konseyi kararlarına tek taraflı yaklaştığını savunan Ertuğ, “Bu kararlar açıkça, çözümün dayatma değil, tarafların serbest iradesiyle karşılıklı kabul edilebilir şekilde olması gerektiğini belirtmektedir. Ancak Stewart bu temel ilkeleri göz ardı ederek seçici davranmaktadır,” dedi.

“Giderayak diplomatik sorumluluğunu yerine getirmedi”

Ertuğ, BM’nin Kıbrıs’ta yürüttüğü misyonun hassasiyetine dikkat çekerek, Stewart’ın görev süresi sonunda daha dengeli ve gerçekçi bir tablo çizmesi gerektiğini belirtti. “Bir diplomatın görevi, görev süresi sona erse bile sorumluluk taşır. Stewart, giderayak iyi bir yankı bırakmamıştır,” değerlendirmesinde bulundu.

“Stewart Kıbrıs sorununa sığ bakıyor”

BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın Kıbrıs sorununa ‘sığ baktığını’ dile getiren Ertuğ, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Kanlı tarihi bir kenara bırakıp Türkiye’yi suçlamak tarihi yanıltmaktır. Sayın Stewart bunlara prim vererek “Kıbrıs’ta taraflar birbiri ile anlaşıyor” diyor. Rumlar değil mi kapılarımızı kapatan, Türkiye’ye karşı eylemler yapan? Tarih unutturulmaya çalışılarak adımlar atılmak isteniyor. Tabi ki günümüz önemli ancak geçmiş de ortada. Sayın Stewart bu işin geçmişini ve kökenlerini ne kadar anladı? Bu iki halk geçmişte de beraber yaşadı. Bu olayların halklardan birinin diğerine saldırması ile başladı. Şu an saldırmaya korkuyorlar diye bu ortam var. Rumlar sınırlarımıza yürürler. ELAM yükselişte. Tüm bunlar olurken sığ bir şekilde ‘insanlar geçinir’ demek bizi üzer. Uluslararası toplum büyük bir yanılgı içerisinde. Uzaktan hakem gibi oturup da bakıp bu olur, bu olmaz denilemez ve bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Rumlar diplomatları her zaman baskı altına alıyor. Rum tarafı bir taraftan sopa bir taraftan havuç göstererek yönlendirme yaptırıyorlar bu insanlara.”

Mülkiyet konusu… “Biz mülkiyet konusunda çok esnek davrandık”

Mülkiyet konusuyla ilgili de açıklamalarda bulunan Osman Ertuğ, Kıbrıs Türk tarafının mülkiyet konusunda esnek davrandığını belirterek, sorunun çözümü için Rum tarafının tavır değişikliği gerektiğini belirtti. Ertuğ, “bu tavırdan vazgeçmezlerse tabi ki sonuçları olacak” ifadelerini kullandı.

Ertuğ konuyla ilgili şunları kaydetti:

“Siyaset ve yasa bağlantısını iyi kurmalıyız. Güney Kıbrıs yasa değişikliği yaptı çünkü minareyi çalarken kılıfı hazırlamak zorundaydılar. Yasa değişikliği yaptılar ve tutuklamalara başladılar. Bakın, çözümü her zaman reddeden taraf Rumlar oldu. Mülkiyet konusu masada çözülmeliydi. Kıbrıs Türk tarafı herşeye rağmen bireysel sorunları çözmek adına Taşınmaz Mal Komisyonu’nu kurdu. Taşınmaz Mal Komisyonu bazı sıkıntılar oldu evet ama çalışıyor. Güney Kıbrıs Taşınmaz Mal Komisyonu’nu değersizleştirmek ve geçersiz kılmak için her taraftan üzerimize geliyorlar. Mülkiyette çok esnek davrandık biz. Kanlı bir tarihin ardından nüfus mübadelesi yaşandı aynı zamanda mal mülk mübadelesi de yapılması gerekirdi. Mülkiyet sorununun takas ve tazminatla çözümü ön görüldü ancak Rumlar bunu da reddetti. Bu yetmiyormuş gibi şimdi gayri yasal tutuklamalara giriştiler. Güney Kıbrıs hükümet statülerini kullanarak bunu yapıyor. Rum tarafının tavır değişikliği ile sorunun çözümü mümkündür. Eğer bu tavırlarından vazgeçmezlerse elbette sonuçları olacak.”

“Biz ilk günden iki devletli uzlaşı dediğimiz formülün altını doldurduk”

İki devletlilik vizyonu ile ilgili de açıklamalarda bulunan Emekli Büyükelçi ve Eski Müzakereci Osman Ertuğ, ilk günden bu vizyonun açıklamasını yaptıklarını ve altını doldurduklarını vurguladı.  “Bu ada üzerinde şu an iki ayrı devlet var ve birinin tanınması bu gerçeği değiştirmez. Biz egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü diyoruz. Rum tarafı ne ise biz de aynı statüye sahibiz. Bunu Birleşmiş Milletler tescil etsin, görüşmelere başlayalım. Biz bunu savunuyoruz. Peki görüşme olursa ne görüşeceğiz? Sınır ayarlamaları, mülkiyet, güvenlik ve iki devletin gelecekteki ilişkisi. Biz ilk günden iki devletli uzlaşı dediğimiz formülün altını doldurduk. Kabul etsinler resmi görüşmelere başlayalım” ifadelerini kullandı.

“Birleşmiş Milletler kararları empoze edilemez”

Ertuğ, “Birleşmiş Milletler ’de Kıbrıs’la ilgili alınan kararlar değiştirilebilir mi?” sorusuna da şu yanıtı verdi:

“541 ve 550 sayılı kararlardan bu yana köprünün altından çok sular geçti. Onlar öfke ile alınan kararlardı. Değişen bir dünya ve değişen dünya vizyonları var. Bunun yanında değişen kararlar da var. Örneğin 649 sayılı karar. Bu kararlar bize göre bağlayıcı değil. Bu kararlar bizim dışımızda alınıyor biz orada Rumlarla eşit bir şekilde temsil edilmiyoruz çünkü. Bunlar bizim yokluğumuzda alınan ve bizi yok sayan kararlar. Bize bir reçete dayatmaya çalışıyorlar. Bir tarafta kararlar var bir tarafta adalet var. Kararlar empoze edilemez. BM bugüne kadar hangi sorunu çözdü? Gazze ile ilgili de kararlar var. Bence bugün Gazze’ye baksınlar. Bu kararlardan korkup da tanrı kelamıymış gibi davranılmaması lazım. Muhalefet de bunu yapmamalı.”

“Kapalı Maraş açılmalı”

Kapalı Maraş’ın açılması gerektiğini de vurgulayan Ertuğ, “bir kısmını açtık, hepsini açsaydık ne fark edecekti?” diye sordu. Uluslararası hukukun artık bu konuda yanımıza olduğunu kaydeden Ertuğ, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun varlığını da hatırlatarak, Maraş’ın sivile devredilerek açılabileceğini dile getirdi.

“Kıbrıs Rum tarafı Yunanistan’a bağımlı…”

Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan’a bağımlı olduğunu da dile getiren Ertuğ, ‘bize gülüyorlar Türkiye’ye bağımlıyız diye ancak Rumlar da Yunanistan’a bağımlı. Onlarda ortak karar Helenizm’dir. Yunanistan’la birlikte Rum tarafı da bunu söylüyor ve söylemeye devam edecek” ifadelerini kullandı.