Dervişe sormuşlar; ‘’En iyi neyi bilirsin?’’

Derviş: ‘’ Haddimi Bilirim’’ demiş. Ne güzel bir cevap. Keşke herkes, önce haddini bilse.

Maalesef görünen o ki, insanlar siyaseti bir çıkar, zengin olma, meslek olarak görmekten vazgeçmiyor.

Bunun doğurduğu en büyük tehlike de, herkesin siyaset yapmaya kalkması. Daha da önemlisi hiçbir vasıf, bilgi, birikim, tecrübe olmadan koltuk sevdasına düşenlerin türemesidir.

İnanılır gibi değil. Herkes de bir koltuk sevdası aldı başını gidiyor.

Sen hiç yasa, tüzük, yönetmelik, idarecilik, yöneticilik ile ilgili tek bir sayfa okumadan, araştırmadan, bütçe nedir bilmeden nasıl bir cesaretle buralara çıktın diye sorsalar ne diyeceksin?

Önemli değil! Aferin ben aday oldum.

İster kabul edin, ister etmeyin. Eski dönem bitti ve bir daha geri gelmez.

Dünyanın, yerelde ve genelde tartıştıkları ve hayata geçirdikleri projeleri izlemeden, görmeden sadece kişisel menfaatler ile kendine çıkar elde etmeye çalışanları gördükçe, inanamıyorum.

Bu nasıl bir cesarettir arkadaş!

İçinde bulunduğumuz durum, aslında görmek isteyene en güzel cevapları veriyor.

Daha ne yaşamamız gerekir uyanmak için? Bundan beteri var mı?

Kabul etseniz de, etmeseniz de, bu zamanın istekleri ve beklentileri bambaşka. Ve bu isteklere cevap vermek için nitelikli olmak zorundasınız.

Bırakın artık koltuk, makam sevdasını. Bırakın bu işleri bilen yapsın.

Oturmak, yol vermek, ‘’ Haddini Bilmek’’ ayıp değil.

Bir genel seçim geçti, koltuklara talep olanları gördükçe söyleyecek söz bulamadık. Bütçe, yasa, komite desen oturup sana bakacak.

Yerel seçimler yaklaşıyor. Meydana çıkanları gördükçe bırakın şaşırmayı, ülkeyi terk edesim geliyor. Yerelden yönetim nedir desen, inanın verecek tek bir cevapları olmayacak.

Açık ve net! ‘’ Haddinizi Bilin’’ ve lütfen işiniz neyse o nu yapın.

Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.