Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sıla Usar İncirli, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Derhal ilaç eksikliği kriz masası kurulmalıdır" dedi.

İncirli, ilaç eksikliğinin tüm dünyayı etkileyen bir kriz halini aldığını ifade ederek, “Son 3 yılda Koronavirüs pandemisinde yükselişe geçti, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra ortaya çıkan enerji krizi ile birlikte bireylerin yaşamını, hatta toplum sağlığını  tehdit eder bir duruma geldi” ifadelerini kullandı.

Bütün dünyada eksiklik var diyerek bu konunun kendi haline bırakılamayacağını kaydeden İncirli, hükümetin bugüne kadar yaptığı çalışmaların yetersiz olduğunu dile getirdi.

“İLAÇ EKSİKLİĞİNİN EKONOMİK, KLİNİK VE İNSANİ ETKİLERİ VARDIR”

“İlaç eksikliğinin ekonomik, klinik (hastalık seyri) ve insani etkileri vardır” diyen İncirli, antibiyotiklerde, kronik hastalıklarda kullanılan ilaçlarda, ağrı kesici/ateş düşürücülerde ve daha birçok ilaçta eksiklikler olduğunu ve önümüzdeki yıllarda da olmaya devam edeceğini belirtti.

İncirli, hekimlerin, hastaların, eczacıların da büyük zorluklar içinde olduğuna değindi.

Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Komisyonu’nun yayınladığı öneriler doğrultusunda birçok ülke bu sorunun üstesinden gelebilmek için stratejiler geliştirdiğini kaydeden İncirli, Dünya Sağlık Örgütü’nün özetle önerilerinin şu şekilde açıkladı:

“1. İlaç eksikliğini takip edin

 2. Erken uyarı sistemini kurun

 3. Sağlık çalışanlarını eksikliklerle baş edebilmeleri için eğitin, kılavuzlar oluşturun”

KKTC’DE YAPILMASI GEREKEN ‘İLAÇ EKSİKLİĞİ KRİZ MASASI’ KURMAK”

KKTC’de yapılması gerekenin ‘İlaç Eksikliği Kriz Masası’ kurmak olduğundan bahseden İncirli, “Masada Sağlık Bakanlığı, İlaç Eczacılık Dairesi, kamu ve özel hastane yönetim temsilcileri, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, ilaç ecza depoları temsilcileri, hasta örgütleri hatta gerektiğinde Sosyal Sigortalar Dairesi bulunmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Peki bu kriz masasından beklenen nedir?” sorusunu sorarak yanıtlayan İncirli,

“1. Eksik ilaçlar eksilmeleri halinde ortaya çıkan riske göre sınıflandırılmalıdır. Çünkü her ilacın eksikliğinin etkisi aynı değildir. Yüksek riskli-kritik ilaçlar, orta riskli, düşük riskli ilaçlar olarak ayrılmalıdır.

2. Alternatif tedavilere geçiş için kılavuzlar hazırlanmalıdır.

3. Muadil/jenerik ilaç kullanımı düzenlenmelidir. İlaç envanterini takip eden platformlar oluşturulmalı, eksiklikler için erken uyarı sistemi geliştirilmelidir.

4. İlaç temini için alternatif yollar araştırılmalıdır.

5. Ülkemizdeki ilaç sanayinin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

“YÜKSEK RİSKLİ İLAÇLAR VE KRİTİK İLAÇLAR YAŞAMSAL ÖNEME SAHİPTİR”

Yüksek Riskli İlaçlar ve kritik ilaçların yaşamsal öneme sahip olan ilaçlar olduğundan bahseden İncirli, eksikliğininse ölümle veya geriye dönüşü olmayan ilerleyici durumlarla sonuçlanabileceğine değindi.

Tedavinin acilen başlanması ve kesintiye uğramaması gerektiğine değinen İncirli, “Antibiyotikler, elektrolit içeren serumlar, insülin, alerji ilaçları, astım krizi ilaçları, epilepsi nöbetini durduran tedaviler, kalp krizi ve felçlerde kullanılan ilaçlar yaşamsal öneme sahip ilaçlara örnektir” diyerek, bu ilaçların eksikliğine tahammül olmadığının altını çizdi.

Orta riskli ilaçların eksikliği halinde ise hastalıkların ilerlemesi ile sonuçlandığının altını çizerek,    “Multipl skleroz, epilepsi, romatolojik, onkolojik, endokrinolojik, kalp ve damar hastalıklarında kullanılan ilaçlar bu gruba örnektir” dedi.

“ORTA RİSKLİ İLAÇ EKSİKLİĞİ GÜNLER İÇİNDE TEMİN EDİMELİ”

Orta riskli ilaçların eksikliğinin ise günler içinde temin edilmesi gerektiğine vurgu yapan İncirli,  “Alternatif tedaviler hekim konsültasyonu ile yapılabilir” şeklinde konuştu.

İlaç eksikliği açısından kritik ve kırılgan bir durum içinde olunduğundan bahseden İncirli, hastaların ve toplum sağlığının ancak doğru sağlık politikaları ile korunabileceğinin altını çizerek, aksi takdirde önümüzdeki günlerin herkes için çok daha sıkıntılı olacağını söyledi.