Türkiye neyi tartışıyor?

Hande Ataizi’nin, bilmem hangi dizide, rol arkadaşı ile öpüştüğünü; bu sahnenin tam altı kez çekildiğini, rol arkadaşının koronavirüs anlamında “pozitif” ama Ataizi’nin hala “negatif” olduğunu!

-*-*-

Başka neyi tartışıyor Türkiye?

Elbette Koronavirüs vaka sayısının Dünya’da Hindistan ve Brezilya’nın ardından üçüncü, Avrupa’da açık ara birinci olduğunu!

-*-*-

Peki başka?

E mutlaka azıcık da seks olmalı!

İranlı dolandırıcı kardeşimizi Reza Zarrab’ın, şarkıcı eşi Ebru Gündeş’i aldatıp aldatmadığını!

Ve hatta, aldattığı kadınlardan birinin Hadise adlı şarkıcı kızımız olup olmadığını!

Hadise ne demiş: “Yalandır, inanmayın!”…

-*-*-

Londra’da bir adet yasal ve birden çok yasadışı yani korsan Türkçe radyo istasyonu vardı.

Ve çok sık dinlerdim orada yaşarken…

Hatta bir süre Londra Türk Radyosu’nda program falan da yapmıştım…

-*-*-

Ümit Dandul adlı bir programcı vardı; dinlediğim en güzel erkek sesiydi. Muhteşemdi. Dinleyiciler canlı programa da katılıyordu.

Bir tanıdığım hapse düşmüştü.

İddialara göre eşi kendisini aldatıyordu.

Kadın, bu iddiaları yalan olduğunu söyleyecekti ama kocasına her halde telefonla ulaşamamıştı…

Ümit Dandul’un canlı yayınını aramış, “kocam eroinden hapiste, ona bir mesaj gönderebilir miyim?” diye müsaade almış ve şöyle demişti; “… Canııım, duydukların yalandır, ‘please’ inanma!”… (Yani lütfen inanma anlamında)…

-*-*-

Özel hayat!

Kimseyi ilgilendirmez!

Veya “ünlüyseniz ilgilendirir!”

Ünlü olmanın bedeli bu!

-*-*-

Türkiye başka ne konuşuyor?

Mesela Akdeniz’de en güçlü donanmanın Türk donanması olduğunu…

Başka?

Yani renkli medya, renkli gazeteler ve en başta gelen tv kanallarında neler var?

2021’in şahlanış yıl olacağı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan söylüyor…

İçinde bulunduğumuz yıl, şahlanış yılı olacak!

-*-*-

Peki, biz ne konuşuyoruz?

Bizde de kim koronavirüs oldu, kim olmadı konuşuluyor!

Başka?

Erken seçim tarihi belirlenecek mi yoksa Haziran’da bir adet vekil için sandığa gidecek miyiz?

Burada araya girmek istiyorum çünkü ciddi anlamda meraktayım; UBP, bu kendi adayını belirleyebilecek mi yoksa VAR’a veya hakem abilere sorulacak mı?

-*-*-

Bir de ne konuşuluyor bizde biliyor musunuz; “Cenevre’de masaya koyacağımız görüşün ne olacağı!”…

Gerçekten egemen eşit iki devlet formülü mü masaya konacak?

Ve haliyle sosyal medyada, “Neden aynı formül yani egemen eşitlik Türkiye ile de tartışılmıyor?” sorusu da soruluyor ve konuşuluyor, tartışılıyor!

Türkiye ile de eşit miyiz?

-*-*-

Biz ayrıca birkaç geri zekalının anlamadığı ve sanırım Türkiye’ye de bayağı farklı anlattığı saçma, belki planlı, belki hesaplı ama bence salakça bir tartışmayı da konuşuyoruz…

-*-*-

Ama bu arada, gerçekten sağlık her iki ülkede endişe veriyor…

Ekonomi, “şahlanış”larda falan değil…

Hele bizde, “Nisan ayı başında maaşlar tamam, ama Mayıs riskli” deniyor!

-*-*-

Türkiye’de “konuşulması” pek istenmeyen bir 128 milyar dolar meselesi var…

İşsizlik, yüzde 30’larda dans ediyor!

Korkunç “kötü” rakamlar!

-*-*-

Türkiye’nin bir de, renkli basında ve ana akım tv’lerde hiç haber olmayan konu başlıkları var…

Mesela Sol Parti diye bir parti, iktidarın “rekorlar kırıyoruz”, “şahlanıyoruz” haber veya açıklamalarına “Lebalep kongrelerle rekor kırıldı - Türkiye vaka ve ölüm sayılarında Avrupa ve dünya listelerinde ilk sıralara yükseldi” diye yanıt veriyor…

Ha bugün ha yarın derken aşı gelmedi - Bugüne kadar toplumun sadece yüzde 13’ü aşılanabildi” diyor…

“Salgında halk teste, tedaviye ulaşamadı - Özel hastaneler yüzde 200 ilave ücret aldı” diyor…

“Yandaşların vergi borcu silindi - 2020 yılında 24 bin 136 dükkânın kapısına kilit vuruldu” diyor…

“Başarı hikayeleri yazıldı – 34 bin 455 insanımız hayatını kaybetti” diyor…

“Patronlar kollandı - Covid-19 sürecinde 3 milyon 728 bin kişi işsiz kaldı, işsiz sayısı 12 milyonu aştı” diyor…

“Borçlanma rekoru kırıldı - Halk sefalete mahkûm edildi; ülkede yaşayan her 3 kişiden biri borçlu” diyor…

“Yandaşa Dağıtıldı, Halka Kalmadı - Halka aktarılan kaynak GSYH’nin yüzde 1’inde kaldı. Pandemide halk en az kaynak aktaran ülke olarak bir rekora daha imza atıldı” diyor...

“Cengiz’in 425 milyon vergi borcu silindi - Halka 30 liralık patates-soğan şovu yapıldı” diyor…

Ve “Hortum rekoru kırıldı - 128 milyar dolar buhar oldu, kimse cevap veremedi, sorusunu sormak yasaklandı” diyor…

-*-*-

Bizde mi?

Evet, pandemi gerçekten çok etkiledi ve gelirlerimiz sıfırlanmaya doğru inişte ama biz, tam felaket yolundayız…

Ekonomide yeniden ayağa kalkma şansı söz konusu değil…

Yaratılan “Kuran kursu kavgası” veya “mevcut kavga” nedeniyle “tek kaynak kapısı da herhalde kapanacaktır”…

Erken seçim mi diyorsunuz?

Neyi değiştirecek ki!

Grev mi?

Ne fark eder ki; şu anda zaten hep grevde değil miyiz?

-*-*-

Umut mu?

Görüntü felaket!

Ama biliyor musunuz; şöyle bir komplo teorisi yazmak istiyorum…

Bu komplo teorisi, “Çavuşoğlu – Dendias” sertleşmesinde aklıma geldi…

Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ziyaretinde bence hiçbir sorun veya sıkıntı yoktu…

Basın toplantısı da bir çok “şey” gibi, şovdu!

Hani diyorum, evet bu bir komplo teorisi ve bayağı gaz verilmiş bir umut cinsidir ama Cenevre’de acaba, acep, ne bileyim, belki, inşallah, umarım, siz ne düşünüyorsunuz bilemem ama bir şeyler olur mu?