Türkiye’nin desteğiyle Kıbrıs Türk halkının kendi varlığını, bağımsızlığını,  özgürlüğünü, hürriyetini kazanmak için çok bedeller ödediğini, çok şehitler verdiğini, çok göçler yaşadığını  vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Ama oradayız varlığımızı sürdürmekteyiz. Bütün dünyaya haykırdığımız, eşitlik temelinde bir

anlaşma istiyoruz. Onlar da bir halktır, biz saygı duyuyoruz. Rumların da devleti vardır, kendilerine göre egemendirler, karşılığını biz de istiyoruz. Biz de egemeniz. Uluslararası anlaşmalardan dolayı egemenliğimiz hakkımızdır. Egemenliğimizin tescilini istiyoruz. BM’nin de bu konuda bir an önce adım atması gerekiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul Kıbrıs Türk Kültür Derneği Şube Başkanı Zehra Bilge Eray ve dernek yetkilileriyle görüşerek dernek hakkında bilgiler aldı.  Cumhurbaşkanı Tatar ardından dernek üyelerine hitaben bir konuşma yaptı. 

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta artık federal temelde bir anlaşmanın mümkün olmadığını belirterek şöyle konuştu:

“Kıbrıs’ta biz de bir uzlaşma, anlaşma istiyoruz. Her iki halkın da menfaati, her iki halkın da geleceği için Kıbrıs’ta kabul edilebilir, adil, kalıcı, sürdürülebilir kapsamlı ve herkesin mutlu olabileceği hem Kıbrıs içerisinde, hem de bölgenin istikrarı için, dengelerin oluşabilmesi için Doğu Akdeniz’deki yeni etkenlerin daha dengede olabilmesi için yan yana yaşayan iki devlet bütün bu meselelere cevap olacaktır. Onun için mücadele veriyoruz. Kıbrıs’ta bu temelde bir uzlaşı istiyoruz”

Çok uzun yıllar başkanlık yaptığı İstanbul Türk Kültür Derneği’nde çok anıları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, dernek hakkında bilgiler vererek, 1946 yılında derneğin kurucusu olan Prof. Dr. Derviş Manizade’yi anarak, yaptığı çalışmaların önemine değindi. Derneğin başkanlığını yapan ve yönetiminde bulunan tüm isimlere değinerek, hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Tatar, derneğin tüm başkan ve üyelerinin Kıbrıs Türk halkının mücadelesi ve varlığı için emek verdiğini kaydetti.  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, derneğin çok önemli etkinlik ve toplantılara ev sahipliği yaptığını, kamuoyunun oluşmasında önemli roller oynadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, özellikle 1974 öncesinde burada yapılan etkinliklerin Türk hükümetlerine yön verdiğine işaret ederek, Dr. Fazıl Küçük’ün ve Rauf Raif Denktaş’ın verdiği mesajların buradan gerekli yerlere, yetkililere

iletildiğini anlattı.  Cumhurbaşkanı Tatar, İstanbul’a Kıbrıs’tan üniversite için gelen Kıbrıslı Türklerden Erenköy Mücadelesine çok katılan  ve şehit düşenler olduğunu da anımsatarak, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığı ve hürriyeti, onur içinde yaşayabilmesi için derneğin geçmişten bu güne yaptığı diğer çalışmalara da değindi. Cumhurbaşkanı Tatar, “1974 Mutlu Barış Harekatı’nda dernekte sabahlara kadar çalışılıp, dualar edildi” şeklinde konuştu.

KIBRIS’TA KIBRIS TÜRK HALKININ VARLIĞI DEVAM EDECEKTİR

Cumhurbaşkanı olarak kendisinin Kıbrıs davasını yürüttüğünü ifade eden Ersin Tatar, Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk halkının varlığının devam edeceğini vurguladı. Kıbrıs Türk halkının mücadelesinin büyük bir mücadele olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, bu mücadelenin Türkiye ile birlikte yürütülen bir Türklük mücadelesi olduğunu ifade etti.

Kıbrıs’ta Kıbrıs Türk halkının pozisyonun belli olduğunu, ancak 1571’den bu yana Kıbrıs Türk halkının kendi, bağımsızlığı, özgürlüğü ve hürriyeti için çalıştığını, mücadele verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta 1960 yılında eşitliğe dayalı bir federasyon ortaya çıktığını kaydetti.  Kıbrıs Cumhuriyeti’nde fonksiyonel bir federasyon olarak ifade edildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, iki ayrı halkın ayrı ama iç içe yaşayabilmesi aynı zamanda da hem TC, hem de Yunanistan’ın garantör ülke olması hasebiyle Türk Yunan dengesinin Doğu Akdeniz’de kurulmasını amaçlayan bir anlaşma olduğunu anlattı.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çok uzun süreli olmadığını, 1963’te olaylar başlayınca 103 köyden Kıbrıslı Türklerin kovulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 11 yılın Kıbrıslı Türkler için çok zorlu geçtiğini, yok oluşun eşiğinde, 50 bine yakın insanın hiç bir geliri olmadan toplanan bağışlarla yaşamını sürdürdüğünü söyledi.

Kıbrıs'lı Türklerin Türkiye’yi her zaman beklediğini ve 20 Temmuz Barış Harekatı’nın başarıyla gerçekleştirilmiş olması sonucu da Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne kavuştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının çok mücadeleler verdiğini, kutsal davanın yürütülmesinde çok şehitler verdiğini kaydetti.

“Şu anda Kıbrıs’ın Kuzeyinde bir devletimiz vardır” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu anımsattı.

Bu hafta KKTC’nin kuruluşunun 38. Yıldönümü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Kıbrıs’ta yeni bir sayfa açıldığını ve yeni bir siyaset yürütüldüğünü söyledi.  Kıbrıs’ta boşa çıkan, hiçbir netice vermeyen, her toplantıda Kıbrıslı Türklerin bir taviz verdiği  anlayıştan vazgeçildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, artık egemen eşitliğe dayalı iki devletli bir anlayış için çalışıldığını vurguladı.

Geçmişte yapılan müzakerelere de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta yıllardır yapılan müzakerelerde, konfederal ve federal temelde bir anlaşma için zemin ortaya çıkmadığının anlaşıldığına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların Kıbrıs’ta eşitlik temelinde bir anlaşmaya yanaşmadıklarını, onların Kıbrıs’ı hala bir Helen adası olarak gördüklerini kaydetti.

FEDERAL TEMELDE BİR ANLAŞMA MÜMKÜN DEĞİL

Çoğunluğun azınlığı yöneteceği, tek egemenlikle Kıbrıslı Türklerin zaman içinde daha da zaafiyete düşürüleceği, eşitlik temelinde varlığını sürdürmesinin mümkün olamayacağı federal temelde bir anlaşmanın olamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıslı Türklerin varlığını azınlık olarak değil, eşitlik temelinde sürdürmesinin öneminin altını çizdi.  Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik temelinde bir anlaşmayla Kıbrıs’ta yan yana yaşayabilen bir devlet modeline ulaşabilirsek o zaman Kıbrıslı Türklerin AB’de de yaşamlarını sürdürebileceklerini söyledi.  Yeni siyasete desteğin de arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş açılımının da bu yeni siyasetin bir bacağı olduğunu anlattı.  Maraş konusunda, uluslararası hukuka ters düşmemek için Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden, oranın vereceği kararlara göre, 1974 tapu sahiplerinin mallarına geri dönebileceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, insan hakları bakımından, mağduriyetlerin giderilmesi bakımından, Maraş açılımının doğru bir adım olduğunu söyleyerek, bunu bütün dünyayla da paylaştıklarını kaydetti.  

Maraş’ın 47 yıl kapalı kaldığını, ancak şimdi temizlenerek, yavaş yavaş altyapı yatırımlarının yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş açılımının geliştirilmesinin önemine değindi.  Cumhurbaşkanı Tatar Kıbrıs, meselesinde gelinen pozisyonun zorlu olduğunu, yeni siyasetin benimsenmesinin zaman alacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar Karabağ Zaferi’nin 1. Yılı kutlamalarına katılmak üzere İstanbul’a geldiğini ifade ederek Kıbrıs’tan saygı ve sevgi getirdiklerini, Azerbaycan’ın kutlu davasına Kıbrıs Türk halkının tam desteği olduğunu kaydetti.  “Bir millet üç devlete inanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti bizim anavatanımızdır. Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasındaki güzel ilişkiler ve desteği önemlidir” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Tatar; “Kıbrıs’ta biz de bir uzlaşma, anlaşma istiyoruz. Her iki halkın da menfaati, her iki halkın da geleceği için Kıbrıs’ta kabul edilebilir, adil, kalıcı, sürdürülebilir kapsamlı ve herkesin mutlu olabileceği hem Kıbrıs içerisinde, hem de bölgenin istikrarı için, dengelerin oluşabilmesi için Doğu Akdeniz’deki yeni etkenlerin daha dengede olabilmesi için yan yana yaşayan iki devlet bütün bu meselelere cevap olacaktır. Onun için mücadele veriyoruz. Kıbrıs’ta bu temelde bir uzlaşı istiyoruz” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’NİN BİZE ULUSLARARASI DAVA OLARAK BAKMASI BİZLERE GÜÇ VERMEKTEDİR

Türkiye Cumhuriyeti’nin pozisyonu ve duruşunun kendilerine güç verdiğini, Kıbrıs Türk halkının varlığını daha başı dik olarak sürdürmesini sağladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye’nin bize uluslararası dava olarak bakması bizlere güç vermektedir” şeklinde konuştu.  Pandemi koşullarına rağmen Turkiye Cumhuriyeti'nin de desteği ile KKTC’nin ayakta durmayı başardığını, Kıbrıs Türk halkının turizm, eğitim, tarım ve ekonomi alanında kendini geliştirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, en zor günlerde Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi şimdi de hep yanımızda olduğunu vurguladı.  1930’lardan sonra Kıbrıs’tan göç eden insanlara ülkelerine dönebilecekleri çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, bu insanlara her türlü kolaylığın KKTC devleti tarafından sağlanabilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.  Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TC Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın katkılarıyla KKTC’de pandemi koşullarının da çok iyi yönetildiğini, Türkiye’nin yaptırdığı acil durum hastanesi ve  aşılar da dahil olmak üzere sağladığı katkılara değinen Cumhurbaşkanı Tatar, pandemi koşullarında başarılı bir şekilde sağlığın ayakta tutularak, pandemiyi başarıyla yürüten ülkeler arasında bulunduğunu  ifade etti.

Türkiye’nin desteğiyle Kıbrıs Türk halkı kendi varlığını, bağımsızlığını, özgürlüğünü, hürriyetini kazanmak için çok bedeller ödediğini, çok şehitler verdiğini, çok göçler yaşadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama oradayız varlığımızı sürdürmekteyiz. Bütün dünyaya haykırdığımız, eşitlik temelinde bir anlaşma istiyoruz. Onlar da bir halktır, biz saygı duyuyoruz. Rumların da devleti vardır kendilerine göre, egemendirler.  Karşılığını biz de istiyoruz. Biz de egemeniz. Uluslararası anlaşmalardan dolayı egemenliğimiz hakkımızdır. Egemenliğimizin tescilini istiyoruz. BM’nin de bu konuda bir an önce adım atması gerekiyor”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşması ardından, soruları da yanıtladı.   Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin oy kullanabilmesi konusundaki bir soruyu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu konuda bir yasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.  Bu teknoloji çağında bunun başarılabilmesi gerektiğini, oy vermenin bir vatandaşlık hakkı olduğunu ifade eden  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yeni hükümetin bunu başarabileceğini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin özlenen noktada olduğunu da vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan ve diğer Türki devletlerle de bu ilişkilerin özlenen noktaya getirilmesi gerektiğine işaret etti.