Yeni Bakış gazetesinden Deniz Abidin'e konuşan Eski müzakerecilerden Osman Ertuğ, bir hükümet programında ilk kez Kıbrıs konusunun yer almadığına dikkat çekerek, bunun hükümet ortaklarının Kıbrıs konusu üzerinde mutabakata varamamalarından kaynaklı olduğunu belirterek, ancak bugün itibarıyla bitmiş olan müzakere sürecinin genel anlamda sonlandığı anlamına gelmediğini kaydetti. 

Ertuğ, Kıbrıs sorununun varlığını hükümetin inkar edemeyeceğini ifade ederek, uluslararası aktörler veya Rum tarafı ile olası herhangi bir temasta gerçek eşitlik zemininde olması gerektiğini en başından beridir vurguladığını söyledi. 

“Hükümet de sürecin içinde olmalı”

Ertuğ, özellikle Kıbrıs Rum tarafı ile yapılacak bir temasın sadece teoride değil, pratikte de eşitlik zemininde olması gerektiğinin altını çizdi. Ertuğ, hükümetlerin de bu tür temaslarda veya olası yeni bir süreçte mutlak suretle içinde olması gerektiğini kaydetti. Ertuğ, bu bakımdan kurumsal olarak KKTC’nin sadece Cumhurbaşkanlığıyla değil, Meclis’i ve hükümetiyle bu işin içinde olması gerektiğini kaydetti. 

“Hükümet gerçeklere gözünü kapatamaz”

Ertuğ, hükümet programında görüşmelere veya olası yeni bir sürece hiç değinilmemesinin gerçeklere gözünü kapatmak anlamına geldiğini ifade etti. 

Ertuğ, hükümet programında dış ilişkilere değinildiğini ancak olası bir müzakere sürecinde ne gibi bir tutum izlenileceğinin ise yer almadığını  kaydetti. Osman Ertuğ, bunun hükümet programında ciddi bir eksiklik olduğunu söyledi. 

“Siyasilerin diyaloğu uygar düzeyde olmalı”

Ertuğ, geçtiğimiz gün geç vakte kadar süren Meclis toplantısında Milletvekillerinin, özellikle Doğuş Derya ve Erhan Arıklı’nın tartışmalarına da atıfta bulunarak, siyasilerin diyaloğunun uygar düzeyde olması gerektiğine dikkat çekti. 

“Meclis’in itibarı ve siyasilere olan güven daha da zedelenir”

Ertuğ, siyasilerin birbirleri ile olan diyaloglarını demokrasinin kuralları ve tahammüller içinde tutmaları gerektiğini belirterek, şöyle devam etti, “Biz demokrasiyi hazmetmiş bir toplumuz. Meclis’in de bunu yansıtması gerekir. Halkın bu tür uygarlık sınırlarını zorlayan tartışmalara itibar etmeyeceğini ve bunun Meclis’in itibarını daha da zedeleyeceğini bilmeleri gerekir. Siyaset zaten itibarını kaybetmiştir. Toplumun siyasilere olan güveni bu şekilde daha da azalacaktır. Meclis’in prestijini bu tarz tartışmalar her zaman zedeler.”

“Türkiye ile iş birliğinin önemine atıf yapılmadı”

Ertuğ, hükümetin ilk açıkladığı 21 madde ile son açıkladığı hükümet programı arasında uyum olmadığını savunarak, 21 maddeden oluşan konuların hükümet programına yansımadığını söyledi. 

Ertuğ, hükümet programının dış ilişkilerle ilgili bölümüne bakıldığında, Türkiye ile iş birliğinin önemine hiçbir şekilde atıf yapılmadığını belirtti. Ertuğ, bugün önümüzde çok çetin bir şekilde duran hidrokarbon konusunun karşısında Türkiye ile iş birliği içinde durulacağına dair bir açıklama olmadığına dikkat çekti. 

“Dışişleri Bakanlığı’nın nasıl güçlendirileceği belirtilmedi“

Osman Ertuğ, şunları söyledi, “Hükümet programında dış ilişkiler bölümünde Kıbrıs Rum tarafı ile olası gerçek eşitlik çerçevesinde yapılacak bir temasa atıf yapılmadı. Yine aynı şekilde dış faaliyetlerde Türkiye ile olan iş birliği ile Dışişleri Bakanlığının içte ve dışta ne gibi faaliyet sürdüreceğinin belirtilmesine karşı, nasıl güçlendirileceğine yönelik bir maddeye yer verilmediğini görmekteyiz. Hükümetin kuruluş tartışmaları bir yana koalisyonun halkı ne kadar iyi temsil edip etmeyeceğini halkın görüşüne bırakmak istiyorum.  Yolun daha çok başındadırlar. O nedenle bu önemli üç maddede eksiklik gördüğümü belirtmek istedim. Yeni hükümete görevinde başarılar diliyorum.”