Yeni Bakış gazetesinden Deniz Abidin'in haberine göre; Emlakçı ve Müteahhit Birlikleri hükümete çağrıda bulunarak, vatandaşın ev sahibi olabilmesi için devletin bazı formüller üretmesi gerektiğini belirterek, sosyal konut projesinin artık gündeme gelmesi gerektiğini kaydetti.

Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, ülkede emlak krizinin olmadığını ve piyasanın normal seyrinde gittiğini belirterek, Güney’e göre kıyaslandığında ise ev fiyatlarının ucuz olduğunu kaydetti.

Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ise, vatandaşın konut almasının zorlaştığını belirterek, bu konuda devletin bir proje geliştirmesi gerektiğini, bunun Anayasal zorunluluk olduğunu söyledi.

Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur:

"Konut fiyatları Eylül ayında yükselecek" 

Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, ülkede bir emlak krizinin olmadığını belirterek, piyasanın normal seyrinde gittiğini söyledi. Sungur, satışların özellikle Girne Bölgesinde daha iyi olduğuna dikkat çekerek, bu bölgede evlere ciddi talebin olduğunu kaydetti.

Sungur, bankaların sağlamış olduğu kredilerin vatandaşı rahatlattığını ifade ederek, fiyatların henüz yükselmediğini ifade etti. Sungur, konut fiyatlarının Eylül ayında yükseleceğine dikkat çekerek, bunun nedeninin Girne Emirnamesinin hayata geçmesiyle, birçok kişinin inşaat izni almasından kaynaklandığını kaydetti. Sungur, inşaatların başladığını, arz ve talep dengesi olarak henüz fiyatların satıcı bakımından bozulmadığını söyledi. Sungur, Emirnamelerden dolayı kısıtlamaların geldiğine dikkat çekerek, metre karelerde ve katlarda azalma meydana geldiğini belirtti. 

“Güney’e göre ev fiyatları daha ucuz”

Hasan Sungur, geçmiş yıllara göre, genel anlamda emlak sektöründe iyi bir satışın olduğuna dikkat çekerek, ancak  asgari ücrete çalışan bir kişinin, ev almasının mümkün olmadığını belirtti. Sungur, ancak yapılan istatistiklere bakıldığında, bir evde en az iki kişinin çalıştığını belirterek, tek maaşa çalışanın ev satın almasının olası olmadığını kaydetti. Sungur, Güney’de iki artı bir dairenin 250 bin Euro’da olduğu düşünüldüğünde, Kuzey’de 40 bin Euro’ya iki artı bir daire satın alındığına dikkat çekti. 

“Harçlarda indirim olmalı”

Hasan Sungur, ikametgahlarla ilgili devletin harçlarda indirim yapması gerektiğini belirterek, harçlar azaltıldığı takdirde, maliyetin düşeceğini ve vatandaşın daha kolay ev sahibi olacağını söyledi. Sungur, döviz artışından dolayı ev kiralarında da sıkıntı yaşandığına dikkat çekerek, evini Türk parası üzerinden kiraya verenlerde de sıkıntıların yaşanmakta olduğunu belirtti. Sungur, devletin evlerden yüzde 10 stopaj vergisi aldığını anımsatarak, Türk lirası ise mal sahibine, döviz ise, mal sahibine kalacak şekilde bir formül geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Sungur, devletin vatandaşı rahatlatacak formüller geliştirmesi gerektiğini belirtti. 

“Devletin vatandaşa ne gibi katkısı var?”

Sungur, şunları söyledi, “Sadece yurt dışından değil, kendi insanımızdan da ev satın alanlar vardır. Hep beraber hükümetle birlikte hükümetin de destek vereceği şeyler üzerine konuşulması gerekir. Döviz yükseldi deniliyor. Bu günlerde devletin vatandaşa katkısı var mı diye ben sormak istiyorum. Devletin bunu açıkça ortaya koyması gerekmektedir. Bu günlerde İçişleri bakanı ile bir görüşme yapmak istiyoruz. Taleplerimizi daha geniş bir biçimde iletmek istiyoruz.” 

Müteahhitler Birliği Başkanı Gürcafer:

"Sosyal konut ruhunu harekete geçirmeliyiz"

Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer de, emlak sektöründe bir gerilemenin olmadığını belirterek, talebin devam etmekte olduğunu söyledi. Gürcafer, yurt dışından talebin daha çok olduğuna dikkat çekerek, düşen alım gücünden kaynaklı vatandaşın ev satın alma gücünün etkilendiğini kaydetti. 

Gürcafer, müteahhitler birliği olarak İçişleri Bakanlığı ile birlikte sosyal konut ruhunu harekete geçirmeye yönelik çalışılması gerektiğini belirtti. Bu yapılırken ülke ekonomisinin etkilenmemesinin önemine dikkat çeken Gürcafer, devletin konut edinme konusunda vatandaşa olan sorumluluğunun olduğunu belirtti. Gürcafer, bu yapılırken popülizm ve siyasi rant beklentisi olmadan nasıl yapılabilir üzerine karar üretilmesi gerektiğine vurgu yaptı. 

Gürcafer, İçişleri Bakanlığı’na bu konuya ilişkin bir proje sunacaklarını belirterek, bütün dünyada uygulanmakta olan bazı yöntemlerden bahsetti. Gürcafer, şunları söyledi, “Bunlardan bir tanesi, örneğin 80 metre kare olan bir evi yeni evli veya 25 yaşına gelmiş genç ve bekar olanlar bir müteahhitten satın aldığında eve devlet faiz farkı fonundan katkı yapar. Bir diğeri, kendine ait bir kırsal araziniz vardır ve içine konut yapmak istersiniz. Size aynı fondan faizsiz, uzun vadeli ya da düşük faizli kredi verir. Köylerde dönüşüm projesi çerçevesinde, eski evinizi yenileme adına kredi sağlanabilir. Sonuncusu da gerçekten çok zor durumda olan bir odada üç çocuğuyla kalan bir aileye önceden belirlenen kriterler doğrultusunda bu insanlar için devletin yapacağı sosyal konutlardır.”

“Ev satın almak hayal oldu”

Cafer Gürcafer, bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, bugün itibarıyla vatandaşın büyük bir bölümünün ev satın almasının hayal olduğunu kaydetti. Gürcafer, neler yapılabilmesi konusunda ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini ifade ederek, “Bu bir sorundur ve bu yönde bir proje üretilmesi gerekmektedir” diye konuştu. 

“Devlet proje üretmeli”

Gürcafer, konut almanın zorlaştığını belirterek, bu konuda devletin bir proje geliştirmesi gerektiğini, bunun Anayasal zorunluluk olduğunu söyledi. Devletin vatandaşına ev vermek zorunda olduğunu ifade eden Gürcafer, ilk ev sahibi olacak olan bir insana özel bir proje çıkartılması gerektiğini belirtti. Gürcafer, bu projenin kırsal alanlarda olmasının ise, bu alanlarda yaşamayı daha cazip hale getireceğinin altını çizerek, böylece konutun ucuz olmasının da sağlanabileceğini kaydetti.

Gürcafer, söz konusu sosyal konut projesi üzerinden rant elde edilmesine fırsat vermemek  gerektiğine vurgu yaptı. Gürcafer, “O nedenle kriterler çok iyi değerlendirilmelidir. İlk konut alacak olan insanlara KDV sıfırlanmalıdır. Bu uygulama bütün ülkelerde vardır” diye konuştu. 

“Denetlenme mekanizması daha da etkinleştirilmeli”

Gürcafer, inşaat şirketlerinin denetlenmesinin önemine de değinerek, kayıtlı olanların olabildiğince denetlenmekte olduğunu belirtti. Gürcafer, uygulanmasını istedikleri yapı denetimin bunlardan biri olduğunu söyleyerek, piyasada kayıtlı olmayan vur kaççıların olduğuna dikkat çekti. Gürcafer, denetlenme mekanizmasının daha da etkinleştirilmesi gerektiğini belirtti.