Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa milletvekili adayı Muhittin Özsağlam, adaylık süreci ve hedeflerini  Kıbrıs Postası'ndan Vatan Mehmet'e anlattı… 

Müzakere sürecinin devam ettiği son dönemde partisinin Dış İlişkiler Sekreterliği görevini yürüten Özsağlam, “Aday olmak kişinin ‘adayım’ demesiyle olmamalı... Parti içindeki istişareler sonucunda aday olunmalı... 
Benim aday olmam konusunda çok değer verdiğim sevdiğim saydığım kişiler teşvik edici oldular. İstişareler sonucunda aday olmaya karar verdim.  Aday olmamın sebebi toplumsal yaşama dokunma isteğimdir” diye konuştu.

Milletvekili adaylığı konusunda karar verme aşaması ve neden aday olduğuna ilişkin Özsağlam şöyle dedi; “Adaylık konusunda karar vermem kolay oldu dersem yalan olur, çok düşündüm. Aday olmak kişinin ‘adayım’ demesiyle olmamalı... Parti içindeki istişareler sonucunda aday olunmalı...

Benim aday olmam konusunda çok değer verdiğim sevdiğim saydığım kişiler teşvik edici oldular. İstişareler sonucunda aday olmaya karar verdim.  Aday olmamın sebebi ‘Toplumsal yaşama dokunma’ isteğimdir. Elbette akademik yaşamı çok seviyorum hem araştırmayı hem de araştırdığım konuları toplumla paylaşmayı, bir de öğrencilerimle uluslararası konuları tartışmak, araştırmak ve analizler yapmak çok zevkli... Tüm bunlar bireysel açıdan benim için önemli. Ancak toplumsal yaşama dair daha fazla olumlu etkide bulunmak istiyorum... Bu yüzden aday oldum...”

"MÜZAKERE SÜRECİ ŞU ANDA YOK AMA..."

Kıbrıs Postası’nın “Toplumsal yaşama nasıl etki yapmak istersiniz? Partinizde dış ilişkiler alanında önemli görevlerde bulundunuz, bu bağlamada mı?” sorusuna karşılık ise şu yanıtı verdi; “Günümüz dünyasında içişlerinde başarılı olmak istiyorsanız dış ilişkilerinizi de en üst düzeyde tutmak durumundasınız. Bu bağlamda değerlendirme yapmakta yarar vardır. Kıbrıs müzakereleri devam ederken partinin dış ilişkiler sekreteriydim o dönemde diyalog bağlamında gerek AKEL gerekse DİSİ ile istişarelerde bire bir arkadaşlarımla yer aldım. 
Bildiğiniz gibi müzakere süreci şu anda yok... Bu Kıbrıslı Türklerin içine kapanması anlamına gelmemeli... Tam tersine Kıbrıslı Türkler dünyayla ilişkilerini ekonomik, sosyal ve siyasal alanda artırmak için çaba sarf etmelidirler. Bu ilişkilerin artması bizim ekonomik ve sosyal anlamda yaşam kalitemize de yansıyacaktır. 

Daha fazla ürünümüzün yurt dışına satılması, turistik ziyaret ve eğitim almak için dünyanın farklı coğrafyalarından ülkemize gelenlerin sayısının artması bizlerin yaşam standardının da artmasına neden olacaktır. Ancak bu planla programla olur... 

Turizm ve Eğitim alanındaki başarımız artıkça ülkeye döviz girdisi de artacaktır... Bu da yaşam kalitesine yatırım için daha fazla kaynak oluşması anlamına geliyor... Diğer bir deyişle hizmet sektörlerinin kendileri ve diğer sektörleri tetiklemeleri neticesinde ülke genelinde bir değer artışı olacaktır... Bu da adaletli ve makul-doğru vergi politikalarıyla devletin kaynaklarını artırması demektir...”

Özsağlam, "Yaşam kalitesi derken neyi kastediyorsunuz?" yönündeki soruyu ise şöyle yanıtladı:

“Yaşam kalitesi denince aklıma birçok şey geliyor... Bu bireysel zenginliği değil yani lüks araba sahip olunması değil veya büyük ev. Yaşam kalitesi sağlıklı ve refah toplumunu anlatır... Bir de Toplumun devletten iyi hizmet almasını ifade eder... Toplumumuz daha iyi bir yaşam kalitesini her alanda hak ediyor... Toplumumuz en şekilde sağlık hizmeti almalı;  sabahın erken saatlerinde sıra beklememeli, ilaç eksikliği olmamalı... Yollarımızın standardı artırılmalı, yol güvenliği sağlanarak trafik kazaları minimum düzeye indirilir, bununla birlikte toplu taşıma yaşadığımız coğrafyada artık elzem... Bunun dışında e-devlet kavramına da önem verilmeli... Online işlemler artırılmalı... Seyr-ü sefer sırasına insanlarımız girmemeli, internetten seyrüsefer harcı ödenebilmeli...

Teknolojiyi yaşamımızı kolaylaştırmak için kullanmalıyız, bu konuda başarılı olabileceğimizi parti olarak kurultayda kanıtladık 20 dakika içinde sonuçları açıkladık... Elektronik oy verme işlemini umarız ülke geneline yayarız...

Ülkenin yapısal sorunları birikmiş durumda, kamuda ve tarım sektöründe reformlar elzem... Çalışma yaşamında çalışanların çalışma koşullarının düzenlenmesi ve özlük hakları konusunda da adımlar atılmalı, bu konuda da adım atmaya hazırız... Bürokraside ve her alanda liyakat bizler için öncelikli olmalı, liyakata önem verdiğimiz zaman sorunları aşmaya başlarız...”

"ADAY OLMAK BAŞKA BİR DUYGU"

Özsağlam seçim sürecine dair ise sözlerini şöyle tamamladı; “Benim için adaylık bağlamında ilk kez bir deneyim oluyor, elbette uzun yıllardır siyasetin içinde yer alıyorum. Ancak aday olmak başka bir duygu... Yeni bir seçim sistemiyle seçime gidiyoruz, o yüzden farklı ve yeni bir süreci toplum olarak yaşıyoruz...  Seçimin tüm toplumumuza hayırlı olmasını dilerken, fikirlerin tartışıldığı ve birbirimize saygıda kusur etmediğimiz bir sürecin yaşanmasını arzu ettiğimi belirtmek isterim...”