Ekonomist Okan Veli Şafaklı, seçim dönemini ve son günlerde siyasi partilerin açıkladıkları manifestolarında halka verdikleri vaatleri Yeni Bakış’a değerlendirdi. Şafaklı, son seçim dönemlerinde yapılanlara ve geçmiş yıllara bakıldığında, hazırlanan manifestoların halkın oyunu almaya yönelik popülist yaklaşımlardan ibaret olduğunu belirtti. Şafaklı: Hepsinin hayal olduğunu söylemek istemiyorum, ancak seçim manifestolarının büyük çoğunluğunun seçmeni çelmek amacı taşıdığı ortadadır” dedi.

“Vaatten öteye gitmiyor”

Şafaklı, böyle dönemlerde iyi şeyler söylemenin işe yaradığı düşüncesinin hakim olduğunu, bunun vatandaşın cebine, elektrik fiyatlarına ve yapılmayan yollara yönelik olduğunu söyledi. Şafaklı, bu konularda açılımların yapılacağının ifade edildiğini belirterek, bu açıklamaların vaatten öteye gitmediğini kaydetti. Şafaklı, ekonomide alınması gereken önlemlerin yıllardır söylenmekte olduğuna dikkat çekerek, yapısal bir ekonominin ilerlemesi ve kalkınması için yapısal önlemlerin birçoğunun Türkiye ile hazırlanan protokollerde yerini bulduğunu ifade etti. 

“Yıllarca ilerleme sağlanamadı”

Okan Veli Şafaklı, ülkede birçok yapılması gereken varken, gelmiş geçmiş hiçbir iktidarın bunu uygulamadığını savunark, rekabet edilebilirlik raporlarında aynı konularda rekabet edilemez şekilde maddelerin hala ortaya çıktığını dile getirdi. Şafaklı, ilköğretim ve sağlık başta olmak üzere devletin yönetiminde adam kayırmacılık gibi yabancı sermaye ve yatırımcıları cezbetmesi açısından bürokrasinin engel olduğunun ortaya çıktığını ve bu nedenle de pek ilerleme sağlanamadığını ifade etti.

“Türkiye’den gelen bütçe geri dönüyor”

Şafaklı, turizmde ve yükseköğretimde bazı girişimlerin olduğuna dikkat çekerek, bunların ileriye taşınması için ise atılacak birçok adımın olduğunu kaydetti. Öğrencilerin sorunlarını da çözecek bir takım açılımlar yapılabileceğine dikkat çeken Şafaklı, belediyelerin üniversitelerin taleplerine yetişemediğini belirtti. Şafaklı, ülkenin ulaşım sorununun hala çözülmediğini buna karşın ise  bilet fiyatlarının ucuzlamasının söz konusu olmadığını kaydetti. Şafaklı, şöyle devam etti, “Sağlık sektöründe hala reform yapılmadı. Yolların durumu çözülmedi. Trafikteki ölümler önlenmiş değil. Bunlar için yapısal reformlar gerekiyor. Bunlar için Türkiye’den gelen bütçeyi bile kullanamıyoruz, geri dönüyor. Bütçe performansı verecek bir yapı ve yolsuzlukların üzerine gidecek güçlü bir denetim yapı oluşturmuş değiliz. Sayıştaylık ise var yok arasında bir şey. Ombudsman denetim kurumu olarak öne çıkıyor, ancak mali denetim noktasında noksanlığımız var.” 

“Lafla ekonomi olmaz”

Okan Veli Şafaklı, Savcılık müessesesinin yargı reformuna ihtiyacı olduğunu ifade ederek, 2000’li yıllardan beridir süregelen yolsuzluklarla ilgili gerekli ilerlemenin sağlanmadığını belirtti. Şafaklı, kısacası, ekonomide, sağlıkta birçok alanda ciddi reformların yıllardır yapılamadığına dikkat çekerek, sadece kitaplarda şeffaflık, hesap verebilirlik gibi şeylerin yazılıp çizildiğini söyledi. Şafaklı, CTP-UBP ve UBP-DP hükümetlerinin hazırlamış oldukları hükümet programlarında her şeyin belirtilmesine karşın Türkiye ile olan protokolleri değil yerine getirmek, hükümetlerin kendi yazdıkları programları bile yerine getiremediklerinin ortada olduğunu kaydetti. Şafaklı, “İşin aslı icraata dönmektir. Kaliteli liyakata yönelik kamu yönetimi, performans odaklı projeleri uygulamaya koymak diyorlar, ancak bakanlıklarda teknik anlamda duran adamların uzmanlık alanı bu değil. Ekonomi ile ilgili bir yere başka bir alanda uzman atanıyor. Bu zihniyet değişmediği sürece bu ülkede gerçek anlamda uzmanlığa yönelik bir yapı hazırlamadıktan sonra lafla ekonomi olmaz” diye konuştu. 

“Hükümetçilik yaptıklarını sanıyorlar”

Okan Veli Şafaklı, ülkede devam eden zihniyete göre ekonomiyi uçurtmanın mümkün olmadığını belirterek, “Halka verilebilecek olanın sadece Türkiye’den gelebilecek hizmetler, Türkiye’nin sağladığı hastaneler, su, elektrik ile yaşam kalitesinin artırılması olur” dedi. 

Şafaklı, bu hizmetler dışında kurdele kesen bir yapıdan öteye gidilemeyeceğini ifade ederek, bu zihniyet dönüşümünün ülkeye böyle bir yapıyı getirdiğini kaydetti. 

Şafaklı, gerekli donanıma sahip uzman kadrolarla yürüyebilecek bir pozisyonda olunmadığının altını çizerek, hükümete gelenlerin Türkiye’nin sağladığı imkanlarla hükümetçilik yaptığını zannettiğini belirtti. 

“Gökten yıldız vaat ediyorlar”

Şafaklı, CTP’nin seçim manifestosuna bakıldığında gökten yıldız vaat ettiğini kaydererek, “Kooperatif Merkez Bankası’nın müdürü yok. Yolsuzluk iddiaları karşısında bir soruşturma açılmış değil. Bunu söylemiyorlar” diye konuştu. 

“Bu ülkede şeffaf, hesap verebilir, Nerden Buldun Yasası ve iyi işleyen bir Savcılık yoktur. Başbakan Özgürgün’ün hesap hareketleri bugün merak ediliyor, ancak hiçbir siyasi parti bugüne kadar Nerden Buldun Yasası çıkartarak bunun hesabını soracağım diyemiyor” şeklinde konuşan  Şafaklı, ülkenin her iktidara gelenin yarattığı şaibelerle dolu olduğunu söyledi. 

“CTP de UBP ve DP gibi hesap sormadı”

Şafaklı, geçmişte bir Bakan’ın çocuğuna Porsche araba aldığını ve bunu harçlığıyla aldığını söylediğini anımsatarak, dönemin iktidar partisi CTP’nin de tıpkı bugün UBP ve DP gibi bunların hesabını sormadığını belirtti. Şafaklı, Savcılığın 2000’li yıllardan kalan davaları mahkemeye taşımadığını savunarak, Savcılığın meseleleri örtbas etme kurumu olduğunu belirtti. Şafaklı, UBP-DP ve CTP’nin samimiyetten uzak, söylediklerinin tribünlere dönük olduğunu kaydederek, iktidara gelmiş bu partilerin siyasilerin banka hesaplarını ortaya çıkarıp nerden bulduklarını sorma gibi bir düşüncelerinin olmadığını kaydetti.

“Geçmişe dönük hesaplar açılsın istemiyorlar”

CTP hükümetleri döneminde bazı kişilere milyonlarca dolarlık arazilerin nasıl verildiğinin bilinmekte olduğuna dikkat çeken Şafaklı, bu şahısların aldıkları ihalelerden tutun da  malı nasıl götürdüklerinin unutulmadığını ifade etti. Okan Veli Şafaklı, o nedenle de CTP’nin geçmişe dönük hesapların açılmasını istemediğini kaydetti. Şafaklı, “Çocuğuna Porsche arabayı harçlığından aldığını söyleyen bir zihniyete siz hesap soramıyorsunuz ve bugün Başbakan Özgürgün üzerinden siyaset yapıyorsunuz.  Bu durumda hiçbiriniz de aklanmış sayılmazsınız” diye konuştu. 

“Güven kalmadı”

Yapılan araştırmalarla birlikte siyaset kurumuna olan güvenin yerlerde süründüğüne işaret eden Şafaklı, siyasetin söylediğiyle yaptığının birbirini tutmadığını belirtti. 

Şafaklı, toplumun artık siyasetçiye itibar etmediğini açıkça ifade etmekte olduğuna dikkat çekerek, özellikle bu dönemde vatandaşın seçim yokmuş gibi davranmasının bunun en büyük göstergesi olduğunu söyledi. 

Şafaklı, “İstihdam yapılamıyor, kamu kaynakları dağıtılamıyor, siyasetten koptuk, güven diye bir şey kalmadı” diye konuştu.