Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında, Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin önemin vurguladı.

“Biz aynı milletin, aynı soyun evlatlarıyız. Şu andaki milli kültür birliği içerisinde eğer varlığımızı güçlendirebileceksek Türk Konseyi’nin güçlü olması ve birlikte hareket etmesi ve bize karşı olanlara karşı birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmemiz gerekir” diyen Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın Türk Dünyası’nın Doğu Akdeniz’deki temsilcileri olduğunu söyledi.

Tatar, Doğu Akdeniz’de Müslüman Kıbrıs Türk halkını yok etmeye çalışanlara karşı Kıbrıslı Türklerin direnebildiğini ve Anavatan Türkiye’nin de büyük destekleri ile varlığını sürdürebildiğini anlattı.

Tatar, Kıbrıs’ta Rum Yunan ikilisinin yürüttüğü saldırıların ardından, Türkiye’nin garantörlük haklarını kullanarak 1974 yılında yaptığı haklı müdahale sonucunda Kıbrıs’ta ile iki bölge oluştuğunu söyledi.

Tatar, “Bizim arzumuz Kıbrıs’ta bir barışın sürmesidir. Bunun için iki devlet arasında bir anlaşma lazım çünkü bizim devletimiz 1963’lü yıllardan beridir kökleşen ve son olarak da kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın öncülüğünde kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bugünlere kadar selamet içerisinde geldik. Kıbrıs Türk Halkı fevkalede kalkınmış, pandemiyi de yönetmiş, şu anda turizm sektörümüzle, üniversitlerimizle, sanayi bölgelerimizle, Türkiye’den getirilen su projesiyle tarımsal faaliyetlerde de daha verimli bir yapıya kavuştu. Geleceğe öz güvenle bakabilen  bir noktaya gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Kendisinin Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Kıbrıs konusunda yeni bir siyaset yürütüldüğüne de işaret eden Tatar, bu yeni siyasetin bir ortaklık Cumhuriyeti olmadığını, iki bölgeli iki devletli bir siyaset olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta artık federal yapıda bir ortaklık cumhuriyeti değil, iki devlet temelinde, Kıbrıs Türk halkının egemenliği ve Türkiye’nin garantörlüğünün devamını içeren bir anlaşma istiyoruz” dedi.