Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, 7 Ocak’ta yapılan seçimlerden çıkan sonucu Yeni Bakış’'tan Eniz Orakcıoğlu'na değerlendirerek, “Sandıktan çıkan sonuçla kurulacak bir hükümetle uygulama yapmak ve sorun çözmek oldukça zor. Sandıktan çıkan sonuç bir kriz olarak değerlendirilebilir” dedi.

“Sandıktan kriz çıktı”

Hürrem Tulga, “Seçimden önce 3’lü koalisyon olur diye konuşmaktaydık ve bugün gelinen noktada ya 3’lü ya da 4’lü koalisyon göstermektedir. Kısacası şu an içinde olduğumuz ve geldiğimiz noktayı kriz olarak değerlendirebiliriz. Hata bu durum bizim beklediğimiz krizin de üzerinde bir kriz diye tanımlanabilir. Sandıktan çıkan sonuçla kurulacak bir hükümetle uygulama yapmak ve sorun çözmek oldukça zor gibi görünüyor. Krize neden olan da tamda bu durumdur ki uygulama yapamayan, sorun çözemeyen bir hükümet kriz demektir” şeklinde konuştu.

“Parlamentoda 2’li yapı oluşacak”

Parlamentoda 2’li bir yapının oluştuğunun da altını çizen Tulga, “Hükümeti kursanız bile oluşan yapıda komitelerde sorun yaşanacaktır. Eğer komitelerde sorun çözülürse, bu seferde hükümette sorun oluşacaktır. Kısacası adım atma şansı neredeyse yoktur” diye konuştu.

“Erken seçim kaçınılmazdır”

Gündemde olan 2 hükümet modelinin de krizi çözmeyeceğine işaret eden Tulga, “İster UBP, YDP, DP, isterse CTP-HP-TDP ve DP hükümeti kurulsun sorunları çözmez ve beklentileri karşılamaz. En önemli mesele, ülkede yaşanan birçok sorunu çözmektir ama bu noktadan bakıldığında iki seçenekte de durum kilitlenmiştir. Bu nedenle yine erken bir seçime gidileceğini düşünmekteyim ama bununda krizi çözmeyeceğini söyleyebilirim. Ama bir seçim yapılacaksa hem vatandaşların, hem de partilerin bir nefes alması gereklidir. Kısacası en erken vadede oluşan bu durumun bizleri erken bir seçime götüreceği de ortadadır” dedi.

“Bu yapıyla bir şey çözülmez”

Bu yapıyla çözülebilecek bir şeyin olmadığını vurgulayan Tulga, “Her gün aleyhimize gelişen ekonomik yapı yani sosyo-ekonomik durum, gerek sağlık ve eğitim, gerekse ulaşım ve trafikteki sorunların üstesinden gelecek bir iradenin oluşumu seçimleri tekrar etseniz de görünürde yoktur. Bu noktada herkes artık sorumluluk üstlenerek, sorun ve problem partilerdedir dememeli, seçenlerin vatandaşlar ve bizler olduğu unutulmamalıdır. Bu ülkede örgütlenme olmadığı sürece, seçerek sorunların çözüleceğini zannettiğimiz sürece bu yapı bu şekilde devam eder. Tam da hal böyle olunca bunun sorgulanması gerektiği ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.

“Bireysel çıkarlar bir kenara bırakılmalı”

Tulga, sözlerine şu şekilde devam etti; “Her seçtiğimizin kötü olduğunu söylemek doğru değildir.  Ocak seçimlerine bakıldığında yüzde 40, bir önceki seçime bakıldığında yüzde 47 bir yenilenme söz konusuydu. Ama buna rağmen şartlar kötüleşmeye ve aleyhimize olmaya devam ediyor. Kimi kesimler için bir şeyler iyi gitse de toplumun çoğunluğuna baktığımızda seslerin yükseldiğini ve sıkıntıların çoğaldığını da çok net görebilmekteyiz. Öte yandan, bugün ne doğru düzgün eğitim, ne de sağlık hizmeti alamıyoruz ve kaygısız yollara çıkamıyoruz. Asgari ücrete bakıldığında ise günden güne eridiğini, alım gücünün azaldığını görmekteyiz. Burada önemli olan soru sorunun nerede olduğudur. Artık insanların kendi çıkarları üzerinden düşünmeyi bir kenara bırakmamız gerektiği cevabı ortaya çıkıyor. İnsanların artık toplum üzerinden düşünmeye başlaması ve asgari müşterekleri bulabilmesi, ben değil biz diyebilmesi, çocuklarını ve bu ülkenin geleceğini düşünebilmesi lazımdır. Bunların yanında bütün toplumsal kesimlerinde sorumlulukları üstlenmesi ve elini taşın altına koyması, seçtiklerini de denetleyebilmesi şarttır. Bunu başardığımız oranda görülecektir ki yeni şeyler yeniden başarılmış olacaktır.”

“Seçimin kazananı HP’dir”

Tulga, bu seçimin kazananının Halkın Partisi (HP) olduğunu söyleyerek, “UBP’nin gücü ve oyları olduğunu herkes tahmin ederdi ama HP’nin bu oranda kazanacağı beklenilmemekteydi. HP bugün örgütsüzlüğü ve tepki ile bu seçimin kazanan partisi olarak sandıktan çıkmıştır. CTP ve TDP’ye bakıldığında ise bu partilerin 15 yıllık bir mirası olduğunu, ama hayata dokunamadıkları noktada, bütün yenilenmelere rağmen insanlar bu durumu görmezden gelmediğini söyleyebiliriz. Bugün bu partilerin durumu yaptıkları, yapmadıkları ve başaramadıkları olarak değerlendirilmiştir. 

Bunlara rağmen, bütün gerilemelere rağmen, hayata dokunamamalarına rağmen, her şey kötüye giderken bile toplum halen bu partilere prim vermeye devam etmektedir. 

Buradaki sorun kazanırken bile iradeyi bir türlü ortaya koyamamak, özlemleri karşılayamamak, düzgün bir yapı yaratmamak ve statüko dediğimiz yapının toplum kesiminin aleyhine giderek çoğalmasıdır” dedi.

“Kişisel çıkarlar kazandı”

Umutların ve beklentilerin geri çekildiği, örgütlenme denen noktada insanların zafiyete uğradığı oranda artık kişisel çıkarların öne çıktığının altını çizen Tulga, “Bu bağlamda da kazanan kişisel çıkarlar ve menfaat oldu. Bu yöndeki örgütlenmeyi de en iyi yapabilecek olan deneyimli ve iktidarda olmasıyla da avantaj sağlayan parti UBP olduğu için UBP sandıktan daha güçlü çıktı” şeklinde konuştu.

“Tepki oyları YDP’ye gitti”

YDP’nin sandıktan 2 milletvekili çıkarmasını da değerlendiren Tulga, şunları söyledi; “Dokunulmayan ve ulaşılmayan o kadar çok kesimi ve bölge vardır ki, bana göre YDP’nin meclise girme sebebi de bu biriken öfkenin sonucudur. Kısacası gidilmeyen köyler, ellerinden tutulmayan topluluklar, girilmeyen sokaklarımız var, kahvelerine gidilmeyen ve kahve içilmeyen köylerimiz oluşmuştur, yine devletin uğramadığı köylerimiz de var. 

YDP’de oluşan tepki olaylarından yararlandı. Bunların yanında eğer merkez partiler boşluğu dolduramazsa giderek siyaset de radikalleşir.”

“Bana göre bu boykot değildir”

Kullanılmayan oyların fazlalığıyla ilgili de düşüncelerini dile getiren Tulga, bu durumun boykot diye adlandırılmasının doğru olmadığını söyleyerek, “Bunlar sandığa gidip oy kullanmayan kişilerdir. Bunlar bana göre siyasetçiyi ve siyaseti kirli olduğu için suçlayan kesimdir” şeklinde konuştu.