Hiç düşündünüz mü, siyasilerin en büyük ve en rahat yalanları neden Karpaz halkına attıklarını?
Neden, tarih dahi vererek olacak dedikleri hiçbir şeyi yapmadan, rahatça içimizde geziyorlar?
Veya neden aynı kişiler, seçim zamanı rekor üstüne rekor kırarak oylarını çoğaltmaya devam ediyor?
Başta ben olmak üzere her zaman halkı kullanan, kendi menfaati için siyaset yapan, bölgeyi bilinçli geri bırakan bazı siyasilere sitem ediyoruz. Sadece yazılı ve sözlü.
Sonra dönüp bakıyorum geriye, bunun suçlusu kim acaba?
Seçen biz, yere göğe sığdıramayan biz, gidip oy veren biz, yaptıkları pislikleri örtbas eden biz, sosyal medyada en büyük savunucusu biz.
Biz derken de yanlış anlaşılmasın lütfen. Bu kategoriye şahsen, asla ama asla girmem. Ama bu kategoriye girmek için yarış yapanları da hayretle izliyorum.
Erenköy’de İstanbul Teknik Üniversitesi kampüsü, Dipkarpaz’da yılan hikayesine dönen GAÜ kampüsü, Zafer burnu yolu, İşsizlik, Kırsal kesim arsası dağıtılmaması, yıkılan yerler. Bunlar yazmakla bitmez!
Bunların sorumlusu kim? Neden kendimizi yıllardır kullandırıyoruz?
Artık ayağa kalkmanın, yıllardır bizi kandırdınız yetmez mi demenin zamanı gelmedi mi?
Yoksa bu masalları dinleyip, bazılarının şahsi çıkarları uğruna daha fazla menfaat elde ettiklerini izlemeye devam mı? Bazı köy kurnazları da buna dahil.
Evet, kraldan çok kralcı doldu piyasa. Ama bunlara pabuç bırakmamak da bizim görevimiz.
Maalesef, seçim dönemi Karpaz halkı daha rahat kandırılıyor, ikna ediliyor. Bana göre bunun başlıca sebebi; halkın daha samimi, içten ve duygusal olmasıdır. Vatan, millet, bayrak siyaseti hile hırsızlık yapan bazı kesimler, insanların duygusunu kullanarak çıkar sağlıyor.
Bu yalanlara göz yummadan, gerçek vatan, millet, bayrak sevgisi nasıl olur göstermek gerekir.
Aksi durumda bu yalanlar ve masallarla bir değil, yüzlerce nesil daha yok olup gidecek.
Kandırıldık demeden önce, neden kandırıldığımızı iyi düşünelim. Biz bu yolu açmazsak, kimse üstümüzden geçemez.
Dik durun! Elbet kazanacağız.
Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.
