Fileleftheros, Kombos ile yaptığı ve birinci bölümünü dün yayımladığı söyleşinin ikinci bölümünü bugünkü sayısında bu vurguyla aktardı.

Kombos, KKTC’nin uluslararası alanda tanınması yönünde sistemli, bir tür siyasi yükseltmeyi sağlamak ve bu tür çabaları halkla ilişkiler açısından kullanmak hedefli bir çaba harcanmakta olduğunu söyledi. Bakanlık olarak, ikili ilişkiler düzeyinde, duruma göre de (KKTC’nin) yükseltme çabasının gerçekleştirildiği oluşumlar içindeki dost ülkelerle ilişkiler düzeyinde önleme ve caydırma faaliyetlerinde bulunduklarını anlattı.

Çabaları çerçevesinde, KKTC’nin yükseltilmesi çabalarına dahil olan veya bunlardan etkilenen birçok ülkeyle geniş bir yelpazede ilişkileri bulunan AB’yi siyasi diyalog, ticaret anlaşmaları veya başka bir düzeyde muhatap olarak kullandıklarını kaydeden Kombos şunları da söyledi:

“Bu ülkelerin AB ile aralarındaki ilişkilere büyük önem veriyorlar, biz de sürekli olarak Türk tarafının harcadığı çabalardan bazılarını AB aracılığıyla engellemeye çalışıyoruz. Burada bir şeyi netleştireyim. Aldığımız önleyici tedbirlerin reklamını yapmıyoruz, her bir durumda yapılan bütün hareketler tesadüf değil. Çünkü öteki tarafının çifte hedefi olduğunu ve bir boyutunun da halkla ilişkiler ayağı olduğunu düşünüyoruz.

Bazı şeyleri önleyemememiz, çaba harcamadığımızdan değil. Bu tür durumlarda tepkimiz serttir. Örneğin gerek öncesinde, gerek devam ederken, gerekse sonrasında bütün gerekli girişimlerde bulunduğumuz son Türk Devletleri Teşkilatı. Konu ikili düzeyde çok açıkça ortaya konuldu. Ancak diğer yandan o olağanüstü toplantı Türkiye’de düzenleniyordu, bu nedenle ev sahibi ülkeye müdahale edilemedi. Dolayısıyla yaptığımızı basitçe reklam ederek gürültü koparmak doğru değil. Yaptığımızda özlü olmamızdır. Kıbrıs halkının tamamı, yükseltme ve kullanma hedefli çabayı sürekli ve koordineli şekilde göğüslediğimizi bilmeli.”

KKTC’nin Türkiye’ye entegrasyonunun, “önlerinde bulabilecekleri ve Kıbrıs halkı açısından yıkıcı olumsuz bir ihtimal olduğunu” söyleyen Kombos, bunu, müzakereleri yeniden başlatarak engellemeye çalıştıkları, bunun için de uluslararası toplumun desteğini umduklarını anlattı. Kombos, “iki devlet, egemen eşitlik ve hatta entegrasyon temaslarımızda olumsuz konuştuğumuz bir şeydir. Böyle bir şeyin uygulanma ihtimali olduğunu düşünmek dahi istemiyoruz. Ancak bu var olan, tepkimizi planlamaya ve engellemeye çalıştığımız bir ihtimaldir.”

Kombos, bölgesel iş birliklerine değinirken, özellikle Yunanistan ve İsrail ile son üçlü görüşmeden sonra yeni hükümetin bu iş birliklerini daha da güçlendirmeyi hedeflediğini belirtti.