Özlem Şahin Şakar

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth-Eide, Kıbrıs’ta barışın mümkün olduğunu belirterek “Evet Adada barış mümkün ve Kıbrıslılar’ı birleştirecek bir çözüm mümkün. Ancak çözüm çok yakında gibiymiş gibi de bir hava yaratmak istemiyorum” dedi.

Eide, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) , Genel Sekreter Ban’ın Kıbrıs’taki İyi Niyet Misyonu ile geçici BM Barış Gücü’nün (UNFICYP)  görev süresinin 6 aylığına uzatılmasını öngören iki raporunu ele aldığı danışma toplantısına katıldı. Basına kapalı olarak yapılan toplantıda, Eide 15 Üyeli BMGK üyelerine Kıbrıs müzakerelerine ilişkin bilgi verdi.

BMGK toplantısının ardından Eide, Ban’ın Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim ile birlikte BM’de gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

BMGK’da son derece iyi bir görüşme yaptıklarını belirten Eide, BMGK üyelerine Kıbrısmüzakerelerinde elde edilen ilerlemeleri ve iki liderin vizyon ve cesaretini anlattıklarını söyledi. Müzakerelerde çok ilerleme sağlanılsa da daha gidecek uzun bir yol olduğunu, yapılacak daha çok iş olduğunu vurguladıklarını da belirten Eide, bunun için iki liderin cesaretlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini, bunun somut olarak uluslararası toplum tarafından nasıl yapılacağını anlattıklarını da kaydetti. Bu kapsamda sürecinKıbrıslı liderler tarafından sürdürülen bir süreç olmaya ve müzakerelerin hızını ve yapısını iki liderin tespit etmeye devam etmesi gerektiğini belirten Eide, bunun da mümkün olduğunu, Kıbrıslılar tarafından Kıbrıslı bir çözüm bulunacağını söyledi.

Bugüne dek müzakerelerde son derece önemli ilerlemeler elde ettiklerini, ancak her zaman müzakerelerde son aşamanın en zor aşama olduğunu belirten Eide, misal olarak bazen müzakerelerde konuların yüzde 90’unda ilerleme sağlanıldığını, ancak kalan yüzde 10’luk kesimde ilerleme sağlamanın daha zor olduğunu anlattı. Eide, önümüzdeki aylarda henüz üzerinde anlaşma sağlanılmamış asıl önemli ve öze yönelik zor konuların ele alınacağı böyle bir döneme girildiğini, bunu herkesin bilmesi gerektiğini vurguladı.

Eide, BMGK’nın tüm üyelerinin hepsinin Kıbrıs’ta iki liderin bugüne dek gösterdikleri cesur çalışmaları övdüklerini ve Kıbrıs’ta kaçırılmaması gereken çok önemli bir tarihi fırsat olduğunu söylediklerini anlattı.

BUTTENHEİM

Genel Sekreter Ban’ın Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim da yaptığı açıklamada, BMGK’nın UNFICYP ‘e de gerekli desteği verdiklerini, UNFICYP’in tampon bölgede sakinliğin korunmasını sağlayarak müzakerelerin olumlu bir havada geçmesine yardımcı olduğunu söyledi. UNFICYP’in Adada mayınların temizlenmesi, güven artırıcı önlemlerin uygulanması konularında görev yaptığını anlatan Buttenheim, ayrıca son dönemde Eğitim Teknik Komitesi’nin ve Cinsiyet Eşitliği Komitesi’nin kurulması gibi önemli gelişmeler yaşandığını anlattı.

Eide, UNFICYP’in 52 yıldır Adada görev yaptığını hatırlatarak BMGK üyelerinin Adada çözüm durumunda kendilerine ve BM’ye ne gibi bir rol düşeceği konusunda da ilgili olduklarını, zaten iki liderin de BM’nin çözüm sonrasında da belli bir sorumluluk üstlenmesini istediklerini belirtti. Eide bunun BM’nin bugün Kıbrıs’ta oynadığı rolden daha farklı bir rol olacağını ve böyle bir yeni misyonun parametrelerinin de bugünkü toplantıda görüşülen konulardan biri olduğunu söyledi.

Buttenheim,  “Çözüm durumunda UNFICYP’in personel sayısında artış olur mu” sorusu üzerine, BM Genel Sekreteri Ban’ın barışı koruma operasyonlarından sorumlu yardımcısı Herve Ladsous’un Adada iki liderle görüştüğünü,  tabii iki liderin görüşlerinin önemli olduğunu söyledi. Bu kapsamda UNFICYP’in askeri personel sayısının 860’dan 888’e çıkmasını önerdiklerini hatırlatan Lisa Buttenheim “Evet çözüm durumunda da bir süreliğine personel sayısında bir artışa ihtiyaç duyacağız, ama tabii bu ümit ediyorum  gelecekte azalacak” dedi.

Eide, bir soru üzerine ‘’Evet gerçekten de Adada barış mümkün ve Kıbrıslılar’ı birleştirecek barışçıl bir çözüm mümkün. Ancak çözüm çok yakında gibiymiş gibi de bir hava yaratmak istemiyorum. Çünkü iki toplumu da ilgilendiren çok önemli konular daha ele alınacak. Bunların bazıları Kıbrıs’ı ilgilendiren iç konular (örneğin toprak ayarlamaları) ,  bazıları da güvenlik ve garantiler gibi üç garantör ülkeyi, diğer ilgili ülkeleri ve BMGK’yı da ilgilendiren konular’’ dedi.  Eide bu kapsamda genel olarak olumlu bir irade bulunduğunu, ama günün sonunda hem iki liderin iradesinin ve liderliğinin, hem de toplumlarından alacakları güvenin önemli olduğunu, BM’nin de sürece yardımcı olduğunu söyledi.

DAVOS’TA İLK KEZ ÜÇLÜ GÖRÜŞME

Davos’taki üçlü toplantıya ilişkin bir soru üzerine, Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis’in, kendisinin de katılımıyla  21 Ocak’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüşeceklerini, bunun ilk kez yapılacağını söyledi. Davos’ta iki liderin hem kamu hem  özel sektör temsilcileriyle görüşmeler yapmasının önemli olduğuna dikkati çeken Eide,  uluslararası yatırımcıların Kıbrıs’ta çözüm sürecini dikkatle izlediklerini, birleşik ve barışçıl bir Kıbrıs’ı ekonomik açıdan büyük bir fırsat olarak gördüklerini söyledi.

Eide, “Siz sormadınız ama ben söyleyeyim” diyerek Davos’ta iki liderin garantör ülke temsilcileriyle görüşecekleri şeklinde bir düşüncenin olmadığını,  basında her çıkan haberin doğru olmadığını, böyle bir toplantının planlanmadığını da ifade etti.

Rum gazetecinin, şimdiye kadar üç garantör ülkenin neden kendi aralarında görüşmediğine yönelik sorusu üzerine ise Eide, iki liderin en başından beri garantiler ve güvenlikle ilgili özlü görüşmeleri sürecin sonunda yapacakları yönünde anlaştıklarını anımsattı.

Günümüzde güvenlik konusunun sadece askeri bir mesele olmadığını, çözümün güvenilebilirliği ve sürdürülebilirliğiyle de ilgili olduğunu söyleyen Eide, çözüm sonrasında kurulan siyasi sistemin bir krizde bozulmaması, iki toplumun düzgün bir şekilde temsil edilmesi  gerektiğini, yaratıcı çözümlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Eide bu kapsamda garantör ülkeler arasında konuşmalar olduğunu ama müzakere olmadığını, kendisinin Ankara, Atina ve Londra ile devamlı temasta olduğunu söyledi. Eide garantör ülkelerin nasıl bir formatta bu konuyu görüşeceklerinin hem iki liderin hem de garantör ülkelerin istediği şekilde olması gerektiğini, bu formatın nasıl olacağının henüz kararlaştırılmadığını da bildirdi.

HALKIN SESİ’NİN SORUSU

Eide, Halkın Sesi Gazetesi’nin ‘’Kıbrıslı Türkler çözüm istiyorlar, daha önce Annan Planı’na da evet dediler, ama aynı zamanda 1974 öncesi duruma gidileceğinden korkuyorlar. Siz bu konuda onlara güvence verebilir misiniz?’’ şeklindeki sorusu üzerine “Evet bu konunun Kıbrıslı Türkler tarafından önemsendiğini ve bu konuyu dile getirdiklerini biliyorum” dedi.

Eide, Kıbrıs’ta bulunacak çözümün güvenilir , uygulanabilir, sürdürülebilir ve pratik olması gerektiğinin altını çizerek bulunacak çözümün, 1963-1974 dönemindeki dvelet yapısındaki kusurları gidermesi gerektiğini söyledi. Eide, çözümün sadece Adada şiddetin olmaması demek olmadığını, Adadaki toplumların kendilerini güvende hissetmelerinin son derece önemli olduğunu ve bunun yapılabileceğinin mümkün olduğunu sözlerine ekledi.

ANASTASİADİS’İN YAKINMASI

Eide, Anastasiadis’in Adada verdiği bir röportajda BM’deki diplomatların çözüm yönünde büyük bir iyimserlik olduğundan yakınması üzerine mi kendisinin de bugün ‘çözüm çok yakında değil, eli kulağında değil’ şeklinde konuştuğunun sorulması üzerine,  liderlerle sürekli temasta ve işbirliği içinde olduğunu söyledi.

Eide, ‘’Bakın ben zaten hiçbir zaman Kıbrıs’ta çözüm çok yakında demedim. Ben bugüne kadar iki liderin farklı ve yaratıcı  düşünebilme özelliklerini ve liderliklerini övdüm. Ben şunu diyorum şu an bu iki lider, Sayın Akıncı ve Sayın Anastasiadis birleşikKıbrıs’ın oluşmasını sağlayamazlarsa bunu başka kim yapabilir ki? Bu yakalanan en iyi şans. Benim mesajım bu, yoksa her şey çözülmüş demiyorum ki. Zaten hep böyledir, barış müzakerelerinde son ayak hep en zor bölümdür’’ dedi.

Davos’taki görüşme anahtar

Akıncı ve Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’la 21 Ocak’ta Davos’ta yapacağı ortak görüşme Rum tarafında, müzakerelerin ilerisi için anahtar kabul ediliyor. Rum Sözcü Nikos Hristodulidis, “Çözümün eşiğindeymişiz gibi yanlış bir görüntü veriliyor” dedi

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’la 21 Ocak’ta Davos’ta yapacağı ortak görüşme Rum tarafında, müzakerelerin ilerisi için anahtar kabul ediliyor. 

Alithia haberi “Her Şey Ban’ın Önüne Dökülüyor… Müzakerelerin Gidişatı Açısından Anahtar-Görüşme… Başkan Müzakerelerdeki Gerçek Durumu Aktaracak” başlığıyla manşete çekti.

Habere göre Rum Sözcü Nikos Hristodulidis, Anastaiadis’in ortak görüşmede “müzakerelerdeki gerçek durumu; nerelerde ilerleme sağlandığını, nerelerde önemli anlaşmazlıklar olduğunu” ortaya koyacağını açıkladı;

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da orada olmasının, Anastasiadis’in vereceği mesajların “suçlama çabası diye yorumlanmasını önleyeceğini” savundu.

Rum tarafında, Davos’ta yapılacak üçlü görüşmenin, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yükselteceği ve eş başkan gibi görünmesini sağlayacağı gerekçesiyle eleştirilmesi üzerine Sözcü , “Başkan’ın Kıbrıslı Türk liderle Genel Sekreter huzurunda görüşmesi çok önemlidir” dedi, özetle şunları ekledi:

“Çözümün eşiğindeymişiz gibi yanlış bir görüntü veriliyor. Tam da bu yüzden müzakerelerdeki durumun; nerelerde ilerleme sağlandığı, nerelerde anlaşmazlık olduğunun ortaya konulması çok önemlidir. Sayın Akıncı’nın da görüşmede hazır bulunmasıyla, Başkan’ın vereceği mesajlar suçlama çabası diye yorumlanmayacak. Aynı zamanda AB ilke ve değerlerinden ve Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesinden çıkmayan çözümler bulunması gereği teyit edilecek. Genel Sekreter’in bunları Başkan Anastasiadis’ten işitmesi çok önemlidir.

“Yasadışı bir varlığın yükseltilmesi söz konusu değildir” iddiasında bulunan Hristodulidis, “toplumlararası diyaloğun başladığı 1977’den beridir bu tür bir görüşme yapmayan herhangi bir Rum yönetimi başkanı olup olmadığını” da sordu.

Görüşmenin, devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı BM Genel Kurulu çerçevesinde değil bir ekonomi forumu çerçevesinde olacağını hatırlatan Hristodulidis, Anastaiadis’in görüşmeye Rum toplumu lideri sıfatıyla katılacağını, bu nedenle Akıncı’nın yükseltilmesinin söz konusu olmadığını vurguladı.