TAÇOY

DP-UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy, Meclis Genel Kurulu’nda,  “Dome Hotel İşletme Mukavelesi ile Uygulamaları Arasındaki Farklar ve Vakıflar İdaresi’nin Zarara Uğratılması” konusunda konuşma yaptı.

Bu konularda 2010’da Sayıştay denetim raporu düzenlendiğini belirten Taçoy, “Biz bunu Meclis’te arıyoruz ama ulaşamıyoruz. Geldiyse bile bu rapor göz ardı edildi” dedi.

Dome Otel’in işletilmek üzere bir şirkete verildiğini, ancak söz konusu şirketin Vakıflardan bağımsız davranarak burayı mal sahibi gibi işlettiğini söyleyen Taçoy, “Bu bir suç” dedi.

Taçoy, Dome Otel işletmesinin 10 yıllığına devredildiğini anımsatarak, işletme devrinde birçok yanlışlar ve eksik uygulamalar yapıldığını söyledi.

Otelin kiralama metodu ile kiralanması gerektiği ancak bunun böyle yapılmadığına dikkati çeken Taçoy, yatırım teminatları, yatırım süresi ve kira bedelleri gibi bir çok  maddenin işletme mukavelesinde açık bir şekilde yer almadığını söyledi ve bunları okudu.

Taçoy, bu konuda gerekli suç duyurusunda bulunduklarını söyledi ve gerekli yasal çalışmanın bir an önce başlamasını  istedi.

KALYONCU

Başbakan Ömer Kalyocu, vakıfların malı olan Dome Otel’in mukavele ile devredilmesinin çok önce olduğuna dikkat çekerek, konuyla ilgili dava açıldığını ve davayı açanların da haklı bulunmadığını hatırladığını kaydetti.

Milletvekili Taçoy’un daha önce hükümette görev aldığını da anımsatan Kalyoncu, bu konuya daha önce el atabileceğini belirtti.

Daha önce evkafın Dome Otel’e yılda 3 Milyon katkı yaptığını fakat devredilmesinin ardından bu katkının kaldırıldığını dile getiren Kalyoncu, yeni mukaveleden yıllık 80 bin Euro kira almasının öngörüldüğünü kaydetti.

Dome Otel’de 125 tane KKTC vatandaşı çalışan olduğuna dikkat çeken Kalyoncu, “özele peşkeş çekmek kolay. Ama şimdi bunun yapılması doğru olmaz” dedi. Kalyoncu ayrıca, bu kadar yıl çalışan bu kişilerin devletin neresine konacağının da iyice düşünülmesi gerektiğini belirtti.

ANGOLEMLİ

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli “tarımdaki sorunlarla ilgili” güncel konuşmasında, hükümetin icraatlarını eleştirerek, “özerk su yasası” yönünde imzalanan protokole bile hükümetin uymadığını iddia etti.

Tarım alanında herşeyin “döküldüğünü” dile getiren Angolemli, tüm tarım sektörlerinin sorunlar içerisinde boğuştuğunu, hükümetlerin daha imzaları kurumadan verdiği sözleri unuttuğunu söyledi.

“Hükümetin altına imza attığı protokolü unuttuğunu” kaydeden Angolemli, “herkes sözünün eri olmalıdır” dedi.

Çiftçilerin çok zor günler geçirdiğine dikkat çeken Angolemli, doğrudan gelir desteği, mazot desteği ve ürün bedellerinin halen ödenmediğini, çiftçilerin borçlarının günden güne biriktiğini söyleyerek, çiftçilerin borçlarının ne olacağını sordu.

Hayvan üreticilerinin sorunlarına da değinen Angolemli, veterinerlerin araziye inmemesini eleştirerek, hükümeti veteriner hizmetlerini vermeye ve gerekli önlemleri almaya çağırdı.

Çiftçi ve hayvancının çok zor durumda olduğunu ve hükümetin, köylünün tekrar üretime geçebilmesi için kredi imkanı sağlaması gerektiğini dile getiren Angolemli, acil çözüm olmaması halinde üretimden kopma olabileceğini kaydetti.

KALYONCU

Eleştirileri yanıtlayan Başbakan Ömer Kalyoncu da, bazı şeylerin tabi ki sübvansiye edilmesi gerektiğini fakat kendilerinin normal bir devlet olmadığını, statükonun kendilerini sınırladığını belirtti.

Devletin arpayı ödemede zorluk çektiğini dile getiren Kalyoncu, bir önceki yılın kurak geçtiğini ve hükümetin hayvancıya ve tarımcıya destek vermesi gerektiğinin de unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Kalyoncu ayrıca, son Bakanlar Kurulu’nda bazı önlemler alarak ithalatın artık kontrollü gelmesini sağladıklarını söyledi.

ATAOĞLU

DP –UG Milletvekili Fikri Ataoğlu, “hükümetin sigortalarla ilgili yapmış olduğu uygulamalar” ile ilgili konuşmasında, “komite toplantılarının yapılmamasını” eleştirdi.

Ataoğlu, “yasalara aykırı bir şekilde bazı belediyelerin birçok çalışanın ihtiyat sandığı ve sigorta yatırımlarının yapılmadığını ve 16 belediyenin sigortalara ve ihtiyat sandığına sigorta borcu olduğunu” söyledi.

Ataoğlu, “Bu belediyelerin yaklaşık 79 milyon TL ihtiyat sandığına borcu olduğunu, sosyal sigortalara olan borcunun ise yaklaşık 68 milyon TL olduğunu” belirtti.

GÜRPINAR

İçişleri ve Çalışma Bakanı Aziz Gürpınar, sosyal sigortalarda geçmişten gelen ciddi sıkıntılar olduğuna dikkat çekerek, bunların yanında önerilerin de yapılması gerektiğini kaydetti.

Sosyal güvenlik yasasının çok ciddi bir adım olduğunu dile getiren Gürpınar, yapılan yeni düzenlemelerin 2012 yılında yapıldığını fakat olumlu etkilerinin ise şimdi değil bir müddet sonra hissedilebileceğini kaydetti.

Belediyelerin yatırımlarını yapması çalışmalarında önemli bir yere geldiklerini ve yakında hayata geçirileceğini dile getiren Gürpınar, devletin belediyelere yapacağı katkı payının sosyal sigortalara otomatik yatırılacak olmasının da sigorta ve ihtiyat sandığına yansıyacağının ve bunun da çok olumlu bir adım olduğunu belirtti. 

Şu anda devletin sorumluluğundaki ihtiyat sandığına borç olduğunu dile getiren Gürpınar, bunun da giderilmesi için TC ile yapılan görüşmeler sonucunda belirli faiz oranlarının da düşürülmesiyle olumlu bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmanın devam ettiğini kaydetti.

Bakan Gürpınar, Mimoza ve Sea-Side Otellerin de ekonomik değer olarak kazandırılması için çalışmalar yaptıklarını anlattı.

ÖZCENK

UBP Milletvekili Erdal Özcenk “Siyaset ve etik” ile ilgili güncel konuşmasında ise, Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne alış-veriş ve eğlence merkezi yapılması konusunda bir konuşma yaptığını ve üniversitenin zarara uğratıldığı konusunda bir dilekçe yazdığını anımsatarak bunun sonucunu beklediğini söyledi.

Özcenk, söz konusu konuşmadan sonra Vakıf Yönetim Kurulu’ndan gelen cevabı ve o dönemde görevde bulunan hükümetin görevlisi olduğunu belirttiği DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın yanıtını okudu.

Özcenk, söz konusu bölgeye yatırım yapılması için inşaatın başladığına dikkati çekerek bu yatırımın iptal edileceğinin söylenmesine rağmen inşaatın başlamasını eleştirdi.

Bu konuyla ilgili Denktaş’ın meclis kürsüsünden söylediklerinin doğru olmadığını savunan Özcenk, bu konuda ara emri alınmadığını ve ihalenin iptali için başvurunun da yapılmadığını söyledi.

Bu tür açıklamalar sayesinde halkın siyasete ve siyasetçiye olan güvenin yok olduğunu belirten Özcenk, halkın bu tür cevaplara taviz vermediğini ve gerekli cevabın da sandıkta verileceğini belirtti.

DENKTAŞ

DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş da adının geçmesi üzerine söz alarak, bir önceki dönemde de, geçen hafta da aldığı bilgi üzerine konuştuğunu ve geri çekilen bir ara emri olduğunu söyledi.

Denktaş, DAÜ’ye yapılacak alış-veriş ve eğlenme merkezinin yapımı için ara emrinin esnaf tarafından geri çekildiğini, bu nedenle yanlış bilgi verdiğini kaydetti.

İptal girişiminin DAÜ Vakıf Yönetim Kurulu’nun CTP’li üyeleri tarafından bekletildiğini, Belediye Başkanı’nın da Çed raporu talebinde bulunduğunu anlatan Denktaş, CTP’nin VYK üyelerinin tazminat ödeneceği endişesi ile bu konunun halen iptal edilmediğini anlattı.

Denktaş, söz konusu kararın iptal edilmesi gerektiğini, tazmin edilmesi diye bir durumun söz konusu olmadığını kaydederek, söz konusu iş merkezinin bölge esnafını da zora koyacağını söyledi ve bu konudaki görüşlerinin aynen devam ettiğini belirtti.

“Bizim üyelerimiz hemen iptali konusunda tavır ortaya koydu ancak sonunda hükümet dağıldı” diyen Denktaş, kendilerinin iptal edilmesi görüşünün hala geçerli olduğunu yineledi.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, bu sürecin 2012 yılında başladığını ifade ederek, bu kararı dönemin VYK başkanının aldığını ifade etti.

Şahali, sözleşmenin hükümlerine göre iptalinin yüklü bir tazminat getireceğini ifade ederek, söz konusu kararın iptalinin yapılamadığını kaydetti.

Şahali, böyle bir karara kendilerinin de karşı olduklarını ancak böyle bir tazminatın karşılanmasının endişe edici olduğunu söyledi.

Konuşmaların ardından Meclis Genel Kurulu bugünkü çalışmalarını tamamladı. Bir sonraki birleşim 19 Ekim Pazartesi günü saat 10.00’da yapılacak.