Fehime Alasya

Dipkarpaz'daki Altin Kumsal sahilindeki özel sit alanında faaliyet gösteren iki bungalov sahibine izinsiz yapı inşa etmek suçundan üç yıl hapis cezası verilmesinin ardından bölgedeki alti yapının sahipleri hakkında da mahkeme süreci devam ediyor.

Alti sanık dün İskele Kaza Mahkemesi'nde yeniden yargı önüne çıktilar. Yargı süreci ile ilgili düşüncelerini aktaran sanıklar Hüseyin Civelek, Durmuş Durmuş, Şerife Aktaş, Ali Haydar Çebi ve Mehmet Ölmez kendilerinin isteğinin herkese uygulanan yasaların kendilerine de uygulanması olduğunu kaydeffiler. Mahkeme sonrası HALKIN SESİ'ne konuşan sanıklar, ellerinde yasal izinleri olduğu halde dava sonucunun hapisliğe kadar gidebilecek olmasından duydukları kaygı ve kızgınlığı dile getirdi. Mahkeme koridorunda süren gergin bekleyişte kızgınlık ve kırgınlık hakimdi. Alti işletmeci merakla dava sonucunu beklerken, daha önce görülen Burhan Kalın ve Gültekin Erdoğan'ın davasıyla ilgili kararı da 'adaletsizlik' olarak değerlendirdi.

"ÇEVRECİLERİN DOLDURUŞUNA GELİP DE BİZE ZARAR VERMESİNLER"

Hüseyin Civelek:

"Benim işletmem özel çevre koruma sahasının başladığı yeri hemen dibindedir. Birkaç yıllık bir yapıdır. Benim Altin Sahil ile ilgili bir bağım yoktur. Biz kimseden ayrıcalık beklemiyoruz. Yasaları, kanunları Girne, İskele ve Boğaz'da nasıl uyguluyorlarsa Dipkarpaz'a da bu uygulamaları istiyoruz. Hâkimler ve savcılar da üç tane çevrecinin sözü ile değil, yasalar ile kanunlar ile karar versinler. Çevrecilerin dolduruşuna gelip de bize zarar vermesinler. Bu memlekette adam öldürenler dört, beş yıl hapislik yatirken niye bizim iki arkadaşımız üç yıl hapis yiyor? Kaçak inşaattan dolayı hem de... Bu bizim kanımıza dokunuyor. Bu ülkede ayrımcılık yapılıyor. Bizim tek suçumuz nüfus kâğıdımızda Türkiye Cumhuriyeti yazmasıdır. Biz 1974 yılında buraya geldiğimizde bizlere "Burada 1974 öncesi Türk olarak yaşamak çok zordu, biz de diyoruz ki, 1974'ten sonra Türkiyeli olarak yaşamak çok zordur. Bizlere Restorancılar Birliği, Eski Eserler, Turizm Bakanlığı gibi kesimlerden de destek geliyor. Biz birçok kişi ile görüştük. Bize bir yer vereceklerdi, yapımızı kaldırıp, gösterdikleri yerde mutabık kalacaktik. Ayni gün burada mahkemede ise ceza verdiler. Bizim bölgemizde hala daha yapısına devam eden Rumlar var ve onlar halen daha mahkemeye verilmedi."

"HER ŞEY İZİNLİ, ONAYLI. NİYE BÜTÜN SUÇ BİZİM ÜZERİMİZE KALIYOR?"

Şerife Aktaş (Green Kafe):

Bir yaşındaki çocuğumla mahkemeye geldim, yasal izinlerimiz var, her şey devlet imzalı, şimdi bizi hapse mi atacaklar? Çocuğumuza kim bakacak? Üç yıl hapis cezası mı olurmuş? Kıbrıs'ta bu cezayı katillere, uyuşturucu ile çocuklarımızı zehirleyenlere vermiyorlar. Biz aile geçindiriyoruz, başka bir şey yapmıyoruz, biz kimseye zarar vermiyoruz. Evraklarımızda eksiklik yok, içki ruhsatina kadar veriliyor, kaymakamlık, belediye, Orman Dairesi izin veriyor, Elektrik Kurumu elektrik projesi çizdiriyor,
onaylatiyor, elektriği getiriyor. Bunlar lafta kalacak olan şeylerse, tamam biz suçluyuz. Ama her şey izinli, onaylı. Niye bütün suç bizim üzerimize kalıyor? Biz suçluysak onlar da suçlu. Siyasilerimizin buraya bakış açısı, oylamalarıyla, net konuşmamalarıyla bu hale geldik. Sadece çevrecilerin sesi çıkıyor medyada. Niye bu çevreciler bizimle ortak bir çözüm noktası aramıyor?"

20_subat_2016-65.jpg

"ADAM MI ÖLDÜRDÜLER DE BÖYLE CEZA ALDILAR?"

Durmuş Durmuş: (Karpaz Çiftlik Kafe Bungalow)

İki yıllıktir yerimi restoran olarak işletiyorum. Yanına iki tane de bungalov yaptim. Bu yer benim tapulu arazim. 1974 öncesinden kalan evleri restore effim ve restoran olarak kullanıyorum. Yasal olarak da her şeyim var fakat yanına yaptiğım iki bungalovun izni yok. Suçumuz var tabi ama yaparken de hiçbir müdahale olmadı, sadece sözlü uyarıldık o kadar. Diğer arkadaşlara verilen cezalar da gerçekten kabul edilir değil. Adam mı öldürdüler de böyle ceza aldılar, aklımız almıyor."

"SAHİLLER HERKESE PEŞKEŞ ÇEKİLMEYE BAŞLANDI"

Mehmet Ölmez:

"1993 yılından beridir bu işletmem var. 2013 yılında sorun yaşamaya başladım. Bu yıla kadar mahkeme yüzü görmedik. Bu iş 2012 yılında yönetime Ulusal Birlik Partisi'nin gelmesiyle patlak verdi. Sahiller herkese peşkeş çekilmeye başlandı, izinli, izinsiz giderek çoğaldı, göze batt.

"1993 YILINDAN BERİDİR YATIRIM İZNİM VAR, BU NASIL BİR SİYASİ ANLAYIŞ, NASIL YASA?"

Ali Çevik (Sea Bird):

1993 yılından beridir yatirım iznim var ve işletmem çalışıyor. 2005 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile elektrik aldım, kaymakam onayladı. Tescilli bir tesis fakat bugün buralarda, mahkeme koridorlarında sürünüyoruz, bu nasıl adalet? Bu nasıl bir siyasi anlayış, nasıl yasa? En suçluları da benim burada; Karpaz'ı turizme kazandıran, turiste tanıtan ilk adamlardanım. Sonumuz bu mahkeme koridorları."

20_subat_2016-64.jpg