Devrim Demir

Nerde o eski bayramlar der sürekli büyüklerimiz. Eski bayramları yaşayanlar, bu tadın kalmadığını belirterek, toplumdaki olumsuz değişimden yakınıyorlar.

Taşkent köyünde yaşamını sürdüren 5 çocuk annesi Gülsün Yalçıcı, insanlarda bayram sevincinin yıllar önce bittiğini ve sevinçlerin çocukluklarında kaldığını anlattı.

Yalçıcı, bayram sevincini cami kapılarında beklediklerini, küslerin barıştığını ve saygının olduğu bir dönemde çocuk olduğunu söyledi.

Aile kavramının bayram günlerinde bir kez daha önemli olduğunun altını çizen Gülsün Yalçıcı, “Bayramda çocuk olmak özeldi zamanımızda. Yeni elbiseler, ayakkabılar alınır sabaha kadar heyecandan uyumazdık” dedi.

“Bayramlara sevinen yok”

Gülsün Yalçıcı, bayram geleneklerinin unutulduğunu Havadis okurları için anlattı.

Eskiden mutluluk, birlik ve beraberliğin ön planda olduğunu söyleyen Yalçıcı, “Bizim zamanımızda bayram demek ailenin bir araya gelmesi demekti. Bayram hazırlıkları iki hafta öncesinden başlardı, annelerimiz fırınları yakar ekmek ve çörekleri yoğururdu. Mutluluk vardı, paylaşım vardı. Bayrama özel alınan yeni elbiseler ile heyecandan uyuyamazdık. Eskiden saygı vardı, bütün kapıları çalar büyüklerimizi bayramlardık. Kimse kin tutmaz, küsler böyle günde barışırdı.

Camilerde beklerdik bayramlaşma bitip bir şeker almak için öyle bir mutluluk heyecan vardı. Yaşlılarımızı asla ihmal etmezdik. Bayramlar artık bizde tatil oldu, kimse bayram geldi diye sevinmiyor. Şimdi kimse bayramlaşmıyor bile” dedi.

“Adetlerimizi devam ettiriyorum”

Taşkent köyünde yaşamını sürdüren 5 çocuk annesi Gülsün Yalçıcı, 12 torun ve 3 torun çocuğuna atalarından öğrendiği kültürü yaşatarak öğretmeye devam ediyor.

Yalçıcı, “Arife günü eski alışkanlıklarımız neyse devam ediyoruz. Temizliğimizi yapar yemeklerimizi hazırlarız. Mezarımıza gider, gerekli görevimizi yerine getiririz. Bayramlarda evlatlarım, torunlarım gelir, komşularımızla bayramlaşırız” dedi