Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Birlik ve Dayanışma Sendikası (DAÜ BİR-SEN), sendika ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu ve Rektörlük arasında imzalanan ve üniversitede görevli memur ile işçi personeli kapsayan Toplu İş Sözleşmesi’nin (TİS) ihlal edildiğini savundu.

Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, sözleşmenin, DAÜ’de iş barışını sağlamak, anomalileri gidermek, emek sömürüsünü ortadan kaldırmak amacı güttüğü belirtilerek, sorunların sürdüğü iddia edildi.

“Taşeron ve yarı zamanlı personelin emeğinin yasadışı olarak sömürüldüğü” savunulan açıklamada, TİS uyarınca tam zamanlı statüye geçirilmesi gereken yarı zamanlı memur personelin Rektörlüğün önerisi ve VYK’nın onayıyla aynı statüde çalıştırılmak istendiği iddia edildi.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“DAÜ Yasası ve tüzüklerine aykırı bu statü yıllardır kurumda çalışmakta olan personelin emeğinin sömürülmesidir. DAÜ’nün kritik birimlerinde görevde olan söz konusu çalışanların tam zamanlı statüye geçirilmesi 400 milyon Türk Liralık bütçesi olan kuruma sadece 312 bin TL ek külfet getirecektir. Bu ise bütçenin %0.07’sine tekabül etmektedir.

DAÜ TV’den Spor İşleri Müdürlüğü’ne, Tanıtım Müdürlüğü’nden Halka İlişkiler
Müdürlüğü’ne kadar pek çok önemli birimde görev yapan söz konusu personelin
tam zamanlı çalıştırılıp haftada 15 saat çalıştırılıyormuş gibi gösterilmesi, yıllık izin, doğum izni, ihtiyat sandığı hakkı olmadan çalıştırılmasına artık son verilmesi gerekmektedir”

“TİS’in imzalanmasıyla bu anomalinin giderilmesi beklenirken Rektörlük ve VYK’nın sözleşmedeki imzalarını inkar ederek,  aldığı tek taraflı kararla söz konusu personelin aynı statüde çalışmasına karar verdiği” ileri sürülen açıklamada, bu durumun kabul edilmesinin mümkün olmadığı kaydedildi.

Açıklamada, “Söz konusu personel, bu statüyü kabul edip sözleşme imzalamamaları durumunda maaş ödenmemekle tehdit edilmektedir.  Bu ekmeği silah yapmaktır.Çalışanlara bu statüde sözleşme imzalamayı önermek yasadışıdır, hukuksuzluktur” ifadelerine yer verildi.

Çalışma Bakanı ve hükümete bu durumu engellemek için müdahale etme çağrısı yapan sendika, hukuksal, sendikal tüm yolları kullanarak hakların gasp edilmesine izin vermeyeceklerini belirtti.

Açıklamada, “Bugünden sonra üniversitede hizmetlerin aksamasından veya durmasından dolayı sorumlu tutulacak olanlar bellidir; rektörlük, VYK, hükümet” ifadeleri kullanıldı.