Özge Kizir

Ülkede hayata geçirilmesi gereken iki nokta olduğunu vurgulayan Deniz, “Tek yol ekonomiyi büyütmek ve ekonomiyi de tüm paydaşlar arasında adil bir şekilde dağıtmaktır ” dedi.

Dövizin yükselmesiyle beraber ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıları ve çözüm önerilerini değerlendiren Ekonomi eski Bakanı Derviş Kemal Deniz, ülkede yapılması gereken iki önemli icraat noktası olduğunu vurguladı. “Tek yol ekonomiyi büyütmek ve ekonomiyi de adil bir şekilde tüm paydaşlar arasında dağıtmaktır” diyen Deniz, bunun hayata geçirilmesi halinde devletin payını, vatandaşın ise artışını kazanç olarak alacağını ifade etti. Bu iki hususun hayata geçirilmesi noktasında mücadele edileceğini kaydeden Deniz, “Bunun dışında hiçbir tedbir kalıcı değildir. Eğer bu yapılmazsa, ekonomi büyütülmez ve ekonomi büyütülse dahi adil dağıtılmazsa çok büyük bir sıkıntıyla karşılaşacaktır. Adil dağıtım konusunda KKTC, 1974’den beri çok iyi bir performans çizmiyor. 1974’ün hemen sonrasında yaratılan bir yapı içerisinde gerek işletmelerin dağıtımı, gerekse Rum’dan kalan mülkün dağıtımındaki adaletsizlik bugün KKTC’de çekilen sıkıntının sebeplerinden bir tanesidir. Bu durum hala daha aşılmış değildir” dedi. 

“Önlem tamamen Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na kalıyor”

Türk Lirası kullanılması konusunda yetkinin Türkiye Cumhuriyeti’nde olduğunu ifade eden Deniz şunları söyledi: 

“Bu nedenle paranın gerek değeriyle ilgili gerekse yabancı paralara karşı paritesiyle ilgili değerleme ve önlem alma tamamen Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na kalıyor. Bu bakımdan piyasalara müdahale etme, dolar sürme, ya da yabancı para sürerek piyasalara Türk lirasının yükselmesi, Türk lirasına karşı yabancı paranın yükselmesini önleme gibi önlemleri çok kolay alamaz. 

“Dövizle borçlanma engellenebilir”

Bazı ekonomistlere göre, ülkede yabancı para borçlanmalarını engelleyerek bunu yaptırabilirsiniz. Bu bir önlem olabilir ve Merkez Bankası bir karar verebilir ve size ‘Sizin eğer Türk lirası kazancınız varsa Türk lirası borçlanabilirsiniz’ der. ‘Yabancı para borçlanamazsınız, yabancı para borçlanmak içinde döviz kazandığınıza dair bir kanıtınız olması gerekiyor…’ Yani önlem için bu gibi kurallar getirilebilir.

“Döviz mevduatı hakkını da kısıtlamış olursunuz”

Bu gibi kurallar getirildiği zaman Türk Lirası kazanan kişinin veya kurumun, bu parayı döndürerek döviz mevduat açma hakkı vermez diye soru işaretleri olur. Çünkü terazinin iki tarafına bakmak gerekiyor. Siz döviz bazında borç almayı kısıtlarsanız, döviz mevduat hakkını da kısıtlamış olursunuz. ‘Türk Lirası kazansanız da döviz mevduatı tutabilirsiniz, ama döviz borçlanamazsınız’ dediğiniz zaman farklı bir durum olur.” 

“Terazinin diğer tarafına bakmak gerekiyor”

Ülkede krediyi veren tarafa da bakılması gerektiğini ifade eden Deniz, “Eğer ülke içerisinde yabancı para cinsinden mevduat büyük miktardaysa ve yabancı para kredisi vererek, yabancı para mevduatı kullanılamıyorsa o zaman bankaların da ciddi olarak bu konuda sıkıntıya girme durumu olabilir. Onun da iyi hesaplanması gerekiyor. Tek başına ‘ödemeyecek durumda olduğunu bilirim, vatandaşı ben rahatlatırım’ diyerek bankacılık sektöründe belirli bir sıkıntı yaratmak da işin başka bir tarafıdır. Onun için Maliye Bakanı’nın ‘vatandaşı korumak için şunu yapıyorum’ demesi tek başına doğru olmaz. Terazinin diğer tarafına bakmak gerekiyor” ifadesini kullandı. 

“Hep yabancı para bazında satış yapıyorlar”

Türk Lirası’nın daha fazla gelir getirmesine rağmen insanların güvence olarak dövize yöneldiğini belirten Deniz “Bu durumdan kaynaklanarak bankaların birçoğu, gerek bankaların kredi verme açısından gerekse kredili mülk ve araba satma bakımından hep yabancı para bazında satış yapıyorlar” dedi. Dövizin Türk Lirası karşısında değer kazanması ya da Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesi gibi durumlarda en büyük zararı vatandaşın gördüğünü vurgulayan Deniz sözlerini şöyle tamamladı: 

“Kesimler arasında adil dağıtamazsanız sıkıntıyla karşı karşıya geleceksiniz”

“İnsanların zarar görmemesi açısından enflasyon oranlarının büyüme hızıyla ya dengelenmesi lazım, ya da büyüme hızının enflasyonun üzerinde olması gerekiyor. Bu yapılamazsa Türk Lirası bazında da yapsanız her şeyi, yine insanlar kayba uğrayacaktır. Çünkü döviz artmaz, ama enflasyon artar. Yapılması gereken tedbir durumu ise ülkenin ekonomik büyümesini mümkün olduğu kadar enflasyonun üzerinde tutmanız veya döviz artışlarının üzerinde toplanması gerekir. Büyümeyi tutsanız bile kesimler arasında adil olarak dağıtamazsanız, yine bir sıkıntıyla karşı karşıya geleceksiniz.”