Özge Kizir

Kartal Harman’ın sunup yönettiği ‘Ayaküstü 1 Saat’ programının konuğu Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş oldu. 

Kıbrıs masası konusunda değerlendirmede bulunan Denktaş, “1964’te verilen bir görevlendirme, 1974’te oluşan bir zeminle iki toplum ve iki kesimlilikle 2017’de sorun çözmeye çalışırmışız. Bu bizim açımızdan bir zaman kaybıdır, başka hiçbir şey değil. Net olarak söylemek gerekirse belirsizliğin devamıdır” dedi.

“Bu belirsizliğin devamını istiyor musunuz yoksa şu koşullarda artık bu masayı sonlandırıp kendi yolumuza mı bakalım diye sormak gerekiyor”

Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hadi 1-2 ay kala denensin ama ondan sonra halkımıza gidip sormak gerekiyor. Bu belirsizliğin devamını istiyor musunuz yoksa şu koşullarda artık bu masayı sonlandırıp kendi yolumuza mı bakalım diye sormak gerekiyor. Burada siyasilerin karar vermesi önemli değildir, önemli olan halkın karar vermesidir.

“Halkımızın zihniyetinde KKTC’nin tanınacağına yönelik bir inanç maalesef kalmadı”

Halkımızın zihniyetinde KKTC’nin tanınacağına yönelik bir inanç maalesef kalmadı. Fakat bizim yapacağımız şey, Türkiye ile 2003’te imzaladığımız serbest ticaret protokolünün hayata geçmesi için derhal harekete geçmeliyiz. Türkiye ile aramızda çifte vergilendirme anlaşması vardır. Çifte vergilendirme anlaşmasının içeriğini yeniden talep etmemiz gerekir. Dış dünyada temsiliyet konusunda sıkıntımız vardır dolayısıyla dış temsiliyet için Türkiye’nin bizi dışta temsiliyetini sağlamak durumundayız. Bu adımları attıktan sonra kendi içimizde standartlarımızı yükseltme çalışmalarına ağırlık vererek devam etmeliyiz.

“Belli ki dıştan gelen bir baskı ile her iki taraf masaya oturmanın formülünü buldu”

Önceden bol bol ‘hayır’ dediği için Rauf Raif Denktaş’ı suçladık. Şimdi soruyorum Rum daha ne yapacak ki bizi azınlık seviyesinde olacağımızı veya eşitlik seviyesine gitmeyeceğini görelim. 11’inde başlayacak olan görüşme konusunda belli ki dıştan gelen bir baskı ile her iki taraf masaya oturmanın formülünü buldu. İsteyerek veya gönülden değil baskıyla oldu.”

“İşte Kıbrıs sorunu da aynı bu nedenle başladı”

Güney Rum kesiminde, okullarda kutlanacak anma günlerinin belirlenmesi yetkisini Rum Meclisi’nden alarak, Eğitim Bakanlığı’na veren yasa tasarısının geçmesi konusunda hiçbir geri adımın atılmadığını kaydeden Denktaş, “Mecliste alınan kararı aslına verdiler. Karar aşamasında, kararın alınmasına tepki olacak diye polis geldi ve orada önlemler aldı. O önlemler altında meclis böyle bir karar aldı. Kıbrıs Rum Lider Nikos Anastasiadis’in ardından başka açıklama yapmıştı. Zaten azınlığın çoğunluğa hükmetme gibi bir lüksü yoktur demişti. İşte Kıbrıs sorunu da aynı bu nedenle başladı” şeklinde konuştu.

“Sen vatandaş olamazsın durumu insanlık ayıbıdır ayırım haline düşmüş bu olayı kaldıralım “

Gençlerin yaşadığı vatandaşlık sorunu konusunda değerlendirmede bulunan Denktaş, “Bu ülkede bir sürü genç vardır. Aynı okullarda okur, aynı sokakta yaşıyorlar. Sonra ne oluyor ‘sen vatandaş değilsin’ diye söylenen sözleri tekrarlamayalım. Öncelikle biz bu ülkenin gençlerine vatandaşlığı vermek durumundayız. İlkokulu ortaokulu burada okumuşsa ve yaşı gelince vatandaşlığınız vermeliyiz. Çünkü annesi ve babası kaçak duruma düştüğü için tatile de gidemezler. Sen vatandaş olamazsın durumu insanlık ayıbıdır. Artık ayrım haline düşmüş olayı kaldıralım” ifadesini kullandı. 

“İki hükümet dönemini özellikle ayırıyorum”

Hükümet konusunda değerlendirmede bulunan Denktaş, “İki hükümet dönemini özellikle ayırıyorum. Bir tanesi Mehmet Ali Talat döneminde onun görevi birbirine kırılmış vatandaşı yeniden barıştırabilmekti ve başardı. Diğeri yani şimdiki geçmişte kalan ülkenin ekonomik sorunları konusunda idi ve şuanda iyi gidiyor. İstişare açısından güzel bir dönem geçiyoruz. Elbette eksikliklerimiz vardır” dedi.