Eniz Orakcıoğlu

Uzman Psikolojik Danışman, Demet Karakartal Lefkoşa Merkezi Cezaevi’nde ‘Farklı Suçlardan Cezaevi’nde Yatan Mahkûmların Anksiyete ve Kaygı Düzeyleri’ konusunda yaptığı çalışmasında çarpıcı sonuçlara ulaştı. Farklı suçlardan cezaevinde yatan 108 hükümlü mahkûmla gerçekleştirilen çalışmanın sonucunda ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan hüküm giyen mahkûmların ruh sağlıklarının, diğer suçlardan (gasp, dolandırıcılık, hırsızlık, uyuşturucu vs.) cezaevinde yatan mahkûmlara göre daha fazla olumsuz yönde etkilendiği, depresyon ve anksiyete (kaygı) düzeylerinin daha yüksek olduğu ortaya çıktı.

“Kaygı en çok öldürmeye teşebbüs suçu işleyenlerde görüldü”

Karakartal, “Araştırmada beklendik sonucunu verilere göre şu şekilde anlattı: “Anksiyete (kaygı) düzeyi en fazla öldürmeye teşebbüs eden yüzde 10,33 mahkûmlar da görülüyor. Sırası ile kaza ile öldürme yüzde 7,11, gasp yüzde 6,0 ve tecavüz yüzde 6,0 suçları takip ediyor.”

“Öldürmeye teşebbüs edenlerde depresyon daha fazla”

Uzman Karakartal, genel olarak değerlendirildiğinde öldürmeye teşebbüs (% 11,6) suçundan cezaevinde yatan mahkûmların, cinayet suçundan (%8,0) cezaevinde yatan mahkûmların depresyon ve kaygı düzeylerinden daha yüksek olmasının da dikkate değer olduğunu ve çıkan bu sonucun, yaşanan travmatik duruma karşı geliştirilen bir tepkinin sonucu olduğuna işaret etmekte olduğunu açıkladı.

“İntihar girişimleri olası”

Karakartal, cezaevlerinin hem psikolojik hem de bedensel yoksunlukların yaşandığı bir ortam olmasından dolayı bu ortamlarda bulunan mahkûmların olumsuzluklarla baş etme düzeylerinin daha alt seviyelere düşebilmekte olduğunu bu nedenle mahkûmlarda yalnızlık duygularının ve intihar etme davranışlarının yaşanmasının da olası olduğunu ifade etti. Mahkûmların cezaevi ortamında, geleceğe yönelik planlarının kesintiye uğradığını düşünmelerinin ise, beraberinde depresyon ve kaygı sorunlarını da ortaya çıkarabileceğine dikkat çekti.      

“Psiko-sosyal destek hizmeti yetersiz”

Lefkoşa Merkezi Cezaevi’nde psiko-sosyal destek hizmetlerinin yeterli düzeyde olmadığına da değinen Uzm. Karakartal ‘cezaevinde psiko-sosyal destek hizmetlerine yeterince yer verilmesinin’  ve ‘mahkumların, suç türlerine göre rehabilitasyon programlarına katılmalarının’ önemine dikkat çekti.

“Tutuklular uyum sürecinden etkileniyor”

Cezaevinde yatan mahkumların işledikleri suçun niteliğine göre kaygı ve anksiyete düzeylerini ele alan bu çalışmanın Kuzey Kıbrıs’ta ilk çalışma olduğunu ve bu araştırma bulgularının, hükümlü ve tutukluluların hem cezaevi sürecini hem de tahliye sonrası psiko-sosyal uyum sürecini etkilediğini dile getiren Karakartal, tutuklu ve hükümlülere psiko-sosyal destek sağlamanın niteliği ve uygulanabilirliği konusunda cezaevlerinde görevlendirilen psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarına önemli sorumluluklar düşmekte olduğunu da sözlerine ekledi.

Kaynak: Yeni Bakış