Pelin Yükselay

Yeni hükümetin kurulması yönündeki çalışmalar devam ederken, Diyalog muhabiri ülkenin tanınmış sendikacı ve örgüt başkanlarına; “Eğer size teklif edilseydi hangi bakanlığı isterdiniz” şeklinde bir soru yöneltti.

Bazıları, “kabul etmezdim” derken, bazıları ‘başarılı olabileceği’ bakanlıkların adını açıkladı. Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları “Tarım Bakanı olursam, bugüne kadar baanlık yapmış birçok kişiden çok daha iyi yapabileceğime inanıyorum” dedi.

Kamu-İş Başkanı Sami Dilek Maliye Bakanlığı, KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan Çalışma Bakanlığı, Emekli Dernekleri Eşgüdüm Komitesi Başkanı Mustafa Tolga İçişleri Bakanlığı, Tüketiciler Derneği Başkanı Hasan Yılmaz Işık Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Muhtarlar Birliği Başkanı Hüseyin Barbet İçişleri ve Tarım Bakanlığı yapabileceğini söyledi.

İşte sorularımıza verilen yanıtlar:

Mehmet Özkardaş (Kamu-Sen Başkanı)

Şunu belirtmeliyim. Onlar bakanlık teklifi yapacakları kişileri çok iyi bilirler, o yüzden bize gelmezler. Çünkü bizim yani sendikacıların böylesi bir teklifi kabul etmeyeceğimizi çok iyi bilirler. Ben kendi adıma şunu söyleyeyim, bugünkü yapı içerisinde bakan olmazdım. Ama tabii bakan olsam inanın değiştirmek istediğim çok şey olurdu. Öncelikle ülkede siyasi yapıyı değiştirirdim. Siyasi partiler yasası, seçim ve halk oylaması yasası değişirdi. Siyasi menfaatin, adam kayırmacılığın önüne geçmek için elimden geleni yapardım. Herkesin sendikalı olmasını sağlardım. İş güvencesi ve iş güvenliği en ön planda olurdu. Hukuk sistemimizde aksaklıklar var. Hâkim, savcı eksiğimiz var bunları tamamlardım. Bankalar göz göre göre tefecilik yapıyor buna bir son verirdim. Bankalar Yasası’nı değiştirirdim. Denizlerimiz, Beşparmak Dağlarımızın yağmalanmaması için uğraşırdım, önlemler alırdım. Girne’miz mahvoluyor, 10 katlı, 20 katlı binalar yapılıyor. Bir imar planı hazırlatırdım. Kamuda partizanca yaklaşımdan dolayı nitelikli verim sağlanamıyor, bunu değiştirirdim. Gümrüklerimizde 300 antrepo var ama yeterli gümrük memuru yok. Nitelikli gümrük memuru istihdam ederdim. Vergi memuru, vergi müfettişi yok. Onları sağlardım. Partizanca iş alımlarını durdururdum. Hemşire yok, doktor yok, sağlık sitemi, eğitim sistemi ayaklar altında. Bu alanlarda da yeniden yapılanmaya giderdim. Vergi kaçakçılığı kayıt dışı ekonomiyi önlerdim. Yani bunların hepsini yapmak isterdim. Tabii bunları yapabilmek için Meclis’teki çoğunluğun da düşünce yapısı bu yönde olmalı.

Sami Dilek (Kamu-İş Başkanı):

Bir bakanlık teklifi gelse öncelikle Maliye Bakanı olmak isterdim. Maliye her ülke için çok önemli bir bakanlık. Ekonomik çıkmazdan kurtulmak için, borcu olan birçok kurum ve kuruluşun düze çıkması için çalışmalar yapardım. Borçları öder, ekonomiyi düze çıkarırdım, ülkenin dağılmakta olan kamu düzenine el atar, kamu düzeni oluşturulmasını kendime görev bilirdim. Özel sektöründe bir dengeye oturması için çalışmalar yapardım. Bunları yapınca ülkenin ekonomik olarak kalkınmaya başlayabileceğini düşünüyorum. Çalışma Bakanlığı’ da çok önemli. Kayıt dışılık ve vergi kaçakçılığı ortadan kaldırılmalı. Bankalara Yasası değişmeli. Bankalar, tefeci gibi davranmaktan vazgeçmeli. Ülke disipline girmeli. Geleceğimiz için, çocuklarımız için bu çalışmaları yapardım. İnşallah ülke bir gün aydınlığa çıkabilir. Dert çok, çözen yok…

Ahmet Kaptan (KTAMS Başkanı)

Kurulacak olan hükümetin siyaseti ve hedefleri çok önemli. Benim kendi dünya görüşüme paralel olduğu takdirde ve de engellemelerin olmadığı bir hükümet ortaya çıktığı takdirde Çalışma Bakanı olmak isterdim. Ülkemizde çalışma hayatı gerçekten çok sıkıntılıdır. Özellikle özel sektörde denetim olmaması, yasaya rağmen insanların minimumda haftalık 70 saat çalıştırılması asgari ücreti bile alamaması, asgari ücret üzerinde maaş alanların da yatırımlarının asgari ücretten yapılması ciddi sıkıntılardır. Çalışanların kaderlerinin patronlarının iki dudağının arasında olması çalışanlar açısından endişe verici bir durumdur. Tüm bunların ortadan kaldırılması ve çalışanın hakkını alabilmesi için, keyfi bir şekilde işten durdurulmaların önüne geçebilmek için, 5 kişi ve üzeri yerlerde toplu iş sözleşmesinin yapılabilmesi için gerekli yasaları hazırlar ve Meclisimizden geçirtirdim. 

Yakup Latifoğlu (Hür-İş Başkanı):

Öncelikle şunu söylemem lazım, bugünkü şartlarda bana bakanlık teklifi yapılsa kesinlikle ve kesinlikle kabul etmem, hayır derdim. Bugün imzalanmak istenen ekonomik protokol, sendikacılık yapan bir kişi için büyük olumsuzluklar içerir çünkü. En temelde emeklilik yaşının yükseltilmek istenmesi… Sosyal yaşamın istenen düzeyde olmadığı bir ortamda, emeklilik yaşının 65’e yükseltilmek istenmesi ne kabul edilebilecek ne de imza atılabilecek bir karardır. Sendikadan gelmiş birinin buna ‘evet’ demesi, çok büyük bir külfettir ve bence buna evet diyecek de bir sendika başkanı yoktur. Bu kabinede olmam asla ve asla mümkün değil.

Arslan Bıçaklı (Türk-Sen Başkanı):

Bakan olmak istemediğimden ötürü, hiçbir şey yapmak da istemem. O yüzden bir şey söyleyemem bu konuda. 

Hürrem Tulga (KTEZO Genel Koordinatörü):

Bakan olmak istemem, teklif edilirse de olmam. Bu yapı içerisinde bu ilişkiler içerisinde önemli şeyleri değiştirebilme şansınız yoktur çünkü. Bizim toplumsal yapımız hala buna uygun değil. Ben merkezli ve çok bağımlı bir yapı var. 

Mustafa Tolga (Emekli Dernekleri Eşgüdüm Komitesi Başkanı):

Ben İçişleri Bakanı olmak isterdim. Öncelikle bir bakan kendi başına bir şeyleri değiştiremez. Yanıma iyi yetişmiş insanları seçer, göreve getirirdim. İskân sorununun çözülmesini isterdim. Aynı şekilde eşdeğer mal sorununun da bir sonunun gelmesi için çalışma sarf ederdim. Belediyeleri daha yakından takibe alır, usulsüzlük yapan belediye başkanlarının görevden alınabileceği bir düzen getirtirdim. Daha çok halka dönük, halkın sorunlarını çözmeye dönük bir bakan olurdum. 

Hasan Yılmaz Işık (Tüketiciler Birliği Başkanı):

Ben tüketicilerinde bağlı olduğu Ticaret ve Ekonomi Bakanı olmak isterdim. İlk olarak Güney’de ve Türkiye’de de var olan gümrük muafiyetini hayata geçirirdim. Ardından Ürün Güvenliği Yasası’nı yapardım. Tüketicileri Koruma Dairesi kurardım. Etkin bir şekilde tüketicilerin haklarını savunabilecek bir birim oluştururdum. Sahte ürünlerin ithalini yasaklardım.

Hüseyin Barbet (Muhtarlar Birliği Başkanı)

Ben İçişleri ve Tarım Bakanı olmak isterim. Bu ülkede fiyasko olan en önemli şeyler o iki alanda yaşanıyor çünkü. Muhtarların şartlarını iyleştirirdim. Muhtarlara ofis, maaş düzenlemesi yapardım. Tarım konusunda da reforma giderdim. Arpa paralarını bile dün ödediler bize. Hemen çalışma yapar, Tarımı çok ileri noktalara taşıyacak adımlar atardım.

Salih Ulaş (Berberler Birliği As Başkanı)

Böyle bir teklifi kesinlikle kabul etmezdim. Ama ille Bakan olacaksam da Çalışma Bakanı olmak isterdim. İlk olarak da kaçak işçiliği önlemek için çalışmalar yapardım.

Arif Salih Kırdağ (Siyasetçi): 

Bakanlık teklifi gelirse kabul etmem. Ben halkın kaderini değiştirecek bir görev teklifi geldiği takdirde, kabul belirtirim. Bu da ya Cumhurbaşkanlığı’dır ya da Başbakanlık… Bu yönde bir teklif geldiği takdirde, ‘tam bağımsız’ bir şekilde görevimin başına geçer, halkın da kaderinin değişmesini sağlarım. Tabii böylesi bir teklifin yapılacağını da düşünmüyorum. 

Mustafa Naimoğluları (Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı):

Ben Tarım Bakanlığı’nı bugüne kadar yapmış birçok kişiden çok daha iyi yapabileceğime inanıyorum. Sebebi de yıllardır bu sektörde olmamdır. Nice Tarım bakanları gördük. Kimisi sporcu, kimisi öğretmen, kimisi siyaset bilimci, esas bu bakanlığı yapması gereken, sektörün içerisinden gelme kişilerdir. Ben her zaman bunu savunurum zaten. Bir bakan atanacağında ilgili sektörlerden kimin o bakanlığa uygun olduğuna dair görüş alınsın. Tarım bakanı olabilmek için o sektörü iyice hissetmek gerekir. Ben çok iyi bir Tarım bakanı olabileceğime inanıyorum. Tarım Bakanı olarak göreve gelseydim, sektör içerisindeki dengeleri çok iyi kurardım. Bunun yanında üretim sektöründeki insanların neler çektiğini çok iyi bildiğimden üretici tanımını birincil olarak ortaya koyardım. Gerçek üreticinin daha fazla desteklenmesini sağlardım. Dıştan ithal edilen ürünler için gerekli önlemleri alıp, yerlü üreticinin, yerli ürünün desteklenmesini sağlardım. Süt ve et fiyatlarının en az 10 yıl boyunca artmaması için mücadele ederdim.

Ahmet Doğaner: (Psikolog-Sosyolog-Yazar)  

Birilerinden Bakanlık beklentim yok. Ama bana teklif edilseydi Eğitim veya Dışişleri Bakanlığını isterdim. Çünkü her iki konuda deneyimlerim ve bilgilerim vardır.

Bu konularda başarılım olabileceğime inanıyorum. Birçok siyasetçi ile de tartışmaya hazırım. Ülkede bozuk giden işleri düzeltmek gerekiyor.