Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kıbrıs Türk halkı, asli unsuru olduğu bu adada bir daha 1974 öncesindeki acı günlere dönmeyecektir" dedi. Müzakerelerin yeniden başlamasından memnuniyet duyduklarını kaydeden Erdoğan, "Sorunların üstesinden bundan sonra da el birliği ile geleceğiz" vurgusu yapı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 41. yıl dönümü münasebetiyle Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törene katıldı. Erdoğan, törende gerçekleştirdiği konuşmasında törene katılanları en kalbi duyguları ile selamladığını kaydederek, Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğe kavuşmasını sağlayan 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'nın 41.yıl dönümünde Kıbrıs'ta bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Kıbrıs halkının sevincini, coşkusunu, gururunu gönülden paylaştığını belirterek "Kuşkusuz Barış Harekatı Kıbrıs için olduğu kadar tüm Türk milleti için de tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu vesileyle bugün saat 13.00 civarında Şanlıurfa Suruç ilçesinde terör vahşeti yaşadık. Bu terör vahşetinde 28 vatandaşımız ne yazık ki öldü, 100'e yakın vatandaşımız yaralı ve bu terörü icra edenleri huzurlarınızda şahsım, milletim adına lanetliyorum. Terörün dini yoktur, terörün ırkı, milleti yoktur, terörün vatanı yoktur ve teröre karşı uluslararası bir işbirliği içerisinde bu mücadelenin verilmesi gereği ortadadır. Bunu yıllardır hep söylüyoruz. Ama söylemekle kalmayıp artık icraata geçmenin zamanı geldiğini de artık ifade etmek istiyorum. Ölenlere rahmet diliyorum, yaralılara Allah'tan şifalar temenni ediyorum" diye konuştu.

Bugün Kıbrıs Türkünün özgür yaşama, adanın eşit sahibi olarak varlığını sürdürme hakkı için verilen mücadelenin en şerefli günü olduğunu belirten Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetlerimiz 41 yıl önce bugün uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarımızı kullanarak, Kıbrıslı kardeşlerimizin varlığına kasteden bir teşebbüsü akamete uğrattı. Kıbrıs Türkü barış harekatından aldığı güçle hukuk ve eşitlik mücadelesini güven içerisinde sürdürme imkanı buldu. Bu mücadele kesintisiz bir şekilde sürdürülerek kararlı ve azimli bir şekilde bugünlere taşındı. 1963'ten bu yana devam eden varoluş mücadelesi Kıbrıs Türkü için başlı başına bir kahramanlık destanıdır. Ben bu vesileyle bu mücadelenin önderleri olan Dr. Fazıl Küçük ve kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ı rahmet anıyorum. Bu mücadelede seve seve canlarını feda eden her biri kahramanlık abidesi olan tüm şehitlerimizi rahmetle, şükranla, hürmetle yad ediyorum. Gazilerimizin bekaya irtihal edenlerine Allah'tan rahmet, hayatta olanlarına sağlıklı, uzun ömürler niyaz ediyorum. Şüphesiz bugün yıldönümünü kutladığımız tarihi mücadelenin en büyük mimarları şehit ve gazilerimizdir, onların fedakarlıklarıdır" dedi.

"MÜZAKERELERİN YENİDEN BAŞLAMASINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ"

Kıbrıs meselesinin yarım asırdır uluslararası ve BM'nin gündemini işgal ettiğini kaydeden Erdoğan, "Bu konuda Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı her zaman iyi niyette ve samimiyetle hareket etti. Adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözümü arzu eden bunun için gerekli iradeyi ortaya koyan her zaman Türk tarafı oldu. Kıbrıs Türkü'nün maruz bırakıldığı baskılara, uğradığı haksızlıklara rağmen çözüm noktasındaki duruşu takdire şayandır. Bugün de sorunun gerçek mağduru olmalarına rağmen Kıbrıslı kardeşlerimiz aynı ilkeleri tavırlarını devam ettiriyor. Kıbrıs sorununun Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini ve meşru haklarını teminat altına alacak şekilde kapsamlı bir çözüme kavuşturulması önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Şimdiye kadar bu yöndeki her türlü iyi niyetli yaklaşımlara ve BM'nin çabalarına destek verdik. Vermeye de devam edeceğiz. Müzakerelerin yeniden başlamasından memnuniyet duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

Daha fazla zaman kaybedilmeden çözüm yolunda mesafe kat edilmesini ümit eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Herkesin bildiği gibi biz sorunun çözümü konusunda her zaman bir adım önde olduk. Sayın Annan'a görüşmeleri başlatırken onu söyledim. Biz Türkler olarak Rumların her zaman bir adım önünde olacağız. Yeter ki siz bu süreçte dengeyi sağlayın. İsviçre'de yaptığımız görüşmelerde yine biz önde olduk ve masadan kaçar duruma geldiler. Ve sayın Annan'a orada hatırlattık ne dedik; "Biz önde olacağız." O da hatırlatmayı yaptı. Referandumlar yapıldı ama referandumlarda Kuzey Kıbrıs'taki Türk kardeşlerim sözlerinde durdu ama Güney sözlerinde durmadı. Biz Türk'e yakışanı yaptık. Şimdi de yine aynı şekilde diyoruz ki onlar da kendilerine yakışanı yapsınlar ve bu politikasını aynen muhafaza eden Kıbrıslı Türkler karşısında siyasi eşitlik noktasında biz de Güney'den aynı tavrı bekliyoruz" dedi.

"BİZ BU SUYUN ÇORAKLAŞAN GÖNÜLLERE DE HAYAT SUYU OLMASINI TEMENNİ EDİYORUZ"

Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Kıbrıs Türk tarafı çözüm yönündeki iradesini ortaya koydu artık, Kıbrıs Rum tarafının da buna samimi bir şekilde karşılık vermesi ve uzlaşmayı esas alan geleceğe odaklanan bir anlayışla meseleye yaklaşması gerekiyor. Bu konu iç politik katkılara, taktik manevralara kurban edilemeyecek kadar önemlidir, kıymetlidir. Adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılmasının adadaki taraflar yanında Doğu Akdeniz başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya olumlu yansımaları olacağı açıktır. Çözümle birlikte ada ekonomisi güçlenecek, bugün hayal bile edilemeyen pek çok projenin hayata geçirilmesi mümkün olacak. Biz diğer muhataplardan da süreci bu şekilde ele almalarını, vizyonel bakış açısı ile süreci kolaylaştırmalarını bekliyoruz. Değerli kardeşlerim Kıbrıs Türk halkının hayat kalitesini daha da üst düzeye çıkaracak istek ve iradeye sahip olduğunu biliyoruz. Bu uzun soluklu mücadelede Kıbrıs Türkü'nün ekonomik açıdan daha güçlü bir düzeye gelmesi için şimdiye kadar kardeşlerimizle el birliği ve dayanışma içinde olduk, bu çabamız kararlılıkla sürecektir."

Kıbrıs Türk halkının ve aslında su sorununa çözüm bulacak anavatanda su getirilmesindeki projede son aşamaya gelindiğini belirten Erdoğan, "1,5 kilometrelik yolumuz kaldı. Su medeniyettir, su hayattır. Ve bu su sadece özgürlük değil, aynı zamanda barış suyu olacak. Bu proje Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağın sembolü olacak birlik ve dayanışmayı yeni bir fiziki bağla pekiştirecek. Bizim arzumuz Türkiye'den getireceğimiz suyun sadece kuzeyine değil adanın tamamına hayat verebilmesidir. Biz bu suyun sadece kurak topraklara değil, çoraklaşan gönüllere de hayat suyu olmasını temenni ediyoruz. Diğer doğal kaynaklarla birlikte bu projenin taraflarla arasındaki çok boyutlu işbirliğinin bir unsuru olmasını gönülden istiyoruz. ekonomideki gelişmeyi kalıcı hale getirmek hususunda öncü sektörler olan turizm ve yüksek öğretim alanındaki başarılarınızı tebrik ediyorum. Turizm alanında Kuzey Kıbrıs adeta patlama yaşıyor. Eğitim öğretim de artık Kuzey Kıbrıs 70 bini aşkın öğrencisiyle bundan böyle uluslararası camide farklı bir yere yerleşiyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, bölgenin en önemli turizm ve eğitim öğretim merkezlerinden biri haline getirmek bizim de ortak hedefimizdir. Geride bıraktığımız 10 yılda bu hedef ulaşma noktasında çok önemli mesafe kaydettik. Ancak önümüzde alınması gereken uzun yol bulunuyor" açıklamasını yaptı.

"SORUNLARIN ÜSTESİNDEN BUNDAN SONRA DA EL BİRLİĞİYLE GELECEĞİZ"

Gündemdeki projeleri bir an önce bitirerek yeni işbirliği projeleri geliştirerek hedeflenen seviyeye ulaşılacağına inandığını bildiren Erdoğan, konuşmasını şu şekilde tamamladı:

"Türkiye bu alanlardaki engin tecrübesi ve birikimi ile Kıbrıslı kardeşlerinin yanındadır. Sayın Cumhurbaşkanı aziz kardeşlerim Kıbrıs Türkü'nün bu topraklarda geleceğe korkusuz bir şekilde bakarak barış ve huzur içinde yaşaması bizim için önemlidir. Türkiye her zaman Kıbrıs Türkü'nün yanında olmuştur. Gelecekte de her koşulda yanında olmaya devam edecektir. Sorunların üstesinden bundan sonra da el birliği ile geleceğiz. Anlayış ve gönül birliğimizi muhafaza ederek atılması gereken adımlarımızı atacak ortaya çıkabilecek sıkıntıları da geçmişte olduğu gibi birlikte aşacağız. Altını çizerek ifade etmek isterim ki Kıbrıs Türk halkı asli unsuru olduğu bu adada bir daha 1974 öncesindeki acı dolu günlere dönmeyecektir. Ama bu kardeşinizin sizlere burada bir hatırlatması var. İstiklal şairimiz o veciz ifadesi ile şunu söylüyor: "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez." Onun için birliğiniz beraberliğiniz çok önemli. Onun için hep birlikte şunu söylememiz lazım. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu yolu böyle yürüyeceğiz ve buna çok önem vereceğiz. Ve buna çok önem vereceğiz. Birlik ve beraberliğimizi muhafaza ettikçe istikbalimiz bu günlerimizden çok daha aydınlık çok daha parlak olacaktır. Bu düşüncelerle sözlerimi tamamlarken, Barış Harekatı'nda emeği olan, katkısı olan herkesi şükranla, minnetle anıyorum. Bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen, kanlarıyla buraları vatan eyleyen tüm Mehmetçik ve mücahitleri rahmetle, hürmetle yad ediyorum. Allah, kardeşliğimizi, gönüldaşlığımızı daim etsin. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın Kıbrıs Türk halkına ve tüm halkımıza kutlu olmasını diliyorum."

Erdoğan: