Erk, müzakere sürecinde yaşanan sıkıntının sebebi olarak Rum Yönetimi’nin tavrını gösterdi.

Rum Lider Anastasiades’in iki kez müzakere masasından ayrılmaya çalıştığına işaret eden Erk, “bu kez masadan müzakereler dışında bir nedenle çekildi, çekilirken sürekli mi çekildi yoksa erteledi mi bu belli değil” ifadesini kullandı.

‘Münhasır Ekonomik Bölge’den kaynaklı bir sorun varsa bu masada görüşülür’ diyen Erk, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortaklarından birinin Kıbrıslı Türkler olduğuna vurgu yaptı.
Rum Liderin yarattığı krizin rastlantı olmadığına işaret eden Erk, Rum tarafının Türkiye’nin komşuları ile olan sorunlarını kullandığını, yine sismik araştırmaları İtalyan şirketine vererek Türkiye ile İtalya ilişkilerini zora sokacak bir strateji izlediğini kaydetti.

Kutlay Erk, Rum tarafının stratejisini, Türk tarafının doğru okuduğunu da belirterek, “bu nedenle TPAO’nun münhasır ekonomik bölgeye girme zemini oluşmuştur” dedi.

Erk, tüm bu krizlere rağmen tarafların masaya dönme dışında bir seçeneği bulunmadığına da işaret etti.

Müzakerelerdeki krizin çözülmesi için mekik diplomasisinin doğru bir yol olduğunu, taraflar arasında iletişiminin kopmaması gerektiğini belirten Erk, bu konuda Cumhurbaşkanlığı’nın tavrını da eleştirdi:
Erk, Türk tarafının görüşmeleri donmuş olarak kabul etmesinin yanlış olduğunu, Birleşmiş Milletler ile görüşmeleri ayrıca sürdürebileceğini kaydetti.

İç siyasete ilişkin değerlendirmesinde ise CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, gündemi meşgul eden Özelleştirme Yasası’na değindi.

Kutlay Erk, “yapılacak düzenlemenin mali karşılığı olacaktır ama bizim baktığımızı hak var mıdır, yok mudur varsa bu hakkı teslim edeceksiniz” ifadelerini kullandı.

Erk, ertelenen tüzük kurultayı içinse çalışmaların tamamlandığını, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi kurultayın yapılacağını belirtti.