Suna Erden

Bir zamanlar ülkenin en önemli kurumları arasında yer alan Eti Teşebbüsleri Ltd. Şirketi’nin durumu içler acısı. Kıbrıs Türk ekonomisine yıllarca büyük katkı koyan ve gıda maddeleri yanında Renault marka arabaları da piyasaya getirip bir süre satışa sunan Eti, 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile özelleştirme kapsamına alınmıştı. Ancak şirketin hukuken tasfiye edilememesinden dolayı kurum özeleştirilemediği gibi tasfiye de edilemedi. Böylelikle şirketin içerisinde bulunan binlerce lira değerindeki envanterler ile araçlar çürümeye bırakılırken, bazı mallar ise haciz yolu ile alacaklılara verildi. 

Zarar ettiği gerekçesi ile özelleştirilmesi düşünülen ancak yetkililerin ilgisizliği nedeniyle kaderine terk edilen Eti’ye ait piyasa değeri 4-4 buçuk milyon sterlin olarak gösterilen ambar ve ofislerin ise yine haciz yolu ile kaybedilmesinin söz konusu olduğu öğrenildi. Dönemin Ekonomi Bakanı, Sunat Atun, Star Kıbrıs’a yaptığı açıklamada Eti’nin yaşaması mümkün olmayan bir kurum haline geldiğini, bu nedenle tasfiyesine karar verildiğini ancak hükümetin değiştiğini belirterek, “Şirketin tasfiye edilip, envanterlerinin satılması gerekiyordu. Milli servet çürümeye bırakıldı” dedi. 

Eti çalışanlarından Mustafa Yücelen ise Eti personelinin budanmış haklarla başka kurumlarda işe başladığını, şirkete ait binlerce liralık malların çürümeye bırakıldığını ifade ederek, “Koskoca bir ekonomi devi yok olup gitti” şeklinde konuştu. 

NE YAPACAKLARDI, NE OLDU 

Bakanlar Kurulu’nun zarar ettiği gerekçesi ile 2013 yılında özelleştirme kapsamına aldığı Eti, 1 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen özelleştirilemediği gibi tasfiye de edilemedi. Kararın alındığı tarihte, şirketin özelleştirilip, personelin ise devletin başka kurumlarında işe alınması öngörülmüş, şirkete ait malların satılabilmesine olanak sağlamak için tasfiye edilmesi gündeme gelmişti. Ancak şirketin tasfiyesi talebi ile mahkemeye yapılan başvuru kabul edilmedi. Başvuruyu yapması gereken direktörlerin tümünün o dönem istifa etmesi, direktörler yerine Genel Müdür Vekilinin başvuru yapması davayı etkiledi. Mahkeme, tasfiye talebini, direktörlerin imzasının bulunmamasından dolayı kabul etmedi. 

KAPATILAN ETİ’NİN MALLARINA HACİZ 

Tasfiye edilemeyen Eti’ye ait malların akıbeti belirsizliğini korurken, şirkete ait 25 aracın 11 tanesi haciz yolu ile alacaklılara verildi, geriye kalan araçlar ve envanterler ise çürümeye bırakıldı. Eti’nin eski Peyak ambarlarının karşısındaki merkez binası önünde bırakılan gıda konteynerleri ile araçlar zaman içerisinde kullanılmaz hale geldi. Alacaklıların açtığı davalardan dolayı şirket mallarına haciz gelirken, Eti’ye ait Gönyeli’ de bulunan ve piyasa değeri 4-4.5 milyon sterlin olarak gösterilen ambar ve ofislerin ise yine haciz yolu ile kaybedilmesinin söz konusu olduğu ifade edildi. 

ATUN, “MİLLİ SEVRET ÇÜRÜYOR” 

Dönemin Ekonomi ve Enerji Bakanı, Sunat Atun, yaptığı kısa açıklamada Eti’nin yaşaması mümkün olmayan bir kurum haline geldiğini, bu nedenle tasfiyesine karar verildiğini ancak o dönemde hükümetin değiştiğini belirterek, “Şirketin tasfiye edilip, envanterlerinin satılması gerekiyordu. Kararı biz aldık ancak kısa bir süre sonra hükümetten ayrıldık. İktidara gelen ve 16 aydır hükümette bulunanlar sorumluluk almayıp, millî serveti çürümeye bıraktı” şeklinde konuştu. 

NEYDİ NE OLDU 

Eti çalışanlarından Mustafa Yücelen ise 31 Mart 2013 tarihinde Eti çalışanı 66 kişinin şirket ile ilişkisinin kesildiğini ve bu kişilerin 3 ay içerisinde devlet kurumlarında işe girmeleri için başvuru yapmaları çağrısında bulunulduğunu söyledi. Çalışanlardan birkaç kişinin emekliye ayrıldığını, geri kalan 44 kişinin ise göç yasası şartlarına göre işe alındığını ifade eden Yücelen, 19 yıllık bir çalışan olarak mağdur olduğunu ve budanmış haklarla devlette işe girdiğini ifade etti. Yücelen, şirkete ait binlerce liralık malların çürümeye bırakıldığını ifade ederek, “Koskoca bir ekonomi devi yok olup gitti” dedi.