Suna Erden

Yeni Erenköylüler, Kıbrıs sorununa yönelik görüşmelerden sonra yapılan açıklamalardan cesaret alan Rumların, son zamanlarda sık sık bölgelerine gelip kendilerini taciz etmeye başladığını söyledi 

Kıbrıs adasında 1964 yılında yaşanan savaş esnasında köylerinden kaçıp 10 yılı aşkın bir süre mağara ve çadırlarda yaşadıktan sonra Yeni Erenköy’e yerleşenler son günlerde gergin ve huzursuz. Bölge sakinleri, Rumların son zamanlarda sık sık bölgelerine gelip, fotoğraflar çektiklerini, bazı evlere gidip, ‘burası bizim, siz çıkın biz yerleşeceğiz” şeklinde taciz ettiklerini anlattı. Yeni Erenköylüler, Kıbrıs sorununa yönelik görüşmelerden sonra mülkiyette ilk söz sahibi Rumlardır şeklindeki yapılan açıklamalardan cesaret alan Rumların, köye gelip izinsiz arazilere girdiklerini ve ‘burası bizim’ dediklerini söyledi. 

Star Kıbrıs’a konuşan Yeni Erenköy Belediye eski Başkanı Özay Öykün, “Son zamanlarda görüşmelere dayanarak cesaret alan Rumlar köyümüze sık sık gelip, hak talep etmeye, burada yaşayan halkı huzursuz etmeye başladı. 
Rumların mülk konusunda ilk söz sahibi olduğunu söyleyenler, gerginlik yaşayan vatandaşların sorunlarına eğilsin” dedi. 

Yeni Erenköy’ün 30 yıllık muhtarı Vahibe Özkasırga ise son günlerde bazı Rumların köye uğradığını, bazı evlere gidip, ‘burası bizim, siz çıkın biz yerleşeceğiz” şeklinde konuştuğunu, köylülerin huzurunun kaçtığını anlatarak, “köylüler her gün kapımı çalıp göç etmek istemediklerini söylüyor” dedi. Bölge sakinleri ise Rumların izinsiz olarak arazilerine girdiklerini, kendilerini taciz ettiklerini ifade ederek, “Rumların haklarını savunmaya hevesli olan siyasilerimiz keşke kendi halkını savunma cesareti gösterseydi” şeklinde konuştu. 

ÖZAY ÖYKÜN, “GÖÇ ETTİRİLDİK, HAPİS HAYATI YAŞADIK” 

Yeni Erenköy bölgesini son zamanlarda sık sık ziyaret Ederek bazı yerlerin kendilerine ait olduğunu söyleyen Rumlar halkı huzursuz etmeye başladı. Yeni Erenköy Belediye eski Başkanı Özay Öykün 1964 yılında yaşanan savaştan dolayı Mansura, Bozdağ,Alevkaya ve Pig köylerinde yaşayan Kıbrıslı Türklerin Erenköy’e göç etmek zorunda kaldıklarını, bu savaş esnasına Yeni Erenköy topraklarının yüzde 80’nin Rumların eline geçtiğini söyledi. 

Özay Öykün, “1964 yılından 1974 yılına kadar göç eden köylüler mağaralarda yaşamak zorunda kaldı.12 yıl boyunca Erenköy’de açık vaha hapishanesindeymişiz gibi bir hayat yaşadık.1974 yılında deniz yolu ile Yeni Erenköy’e geldik. O zamanlar bin 500 Rum burada yaşıyordu. Biz geldikten sonra Rumlar teker teker kendi istekleri ile burayı terk etti.4 ay içerisinde bölge Rumlar tarafından boşaltıldı. Buraya yerleşenler bir hayat kurdu ve aile sahibi oldu” şeklinde konuştu. 

“BİZİM MALLARIMIZI FEREGATNAME İLE ALDILAR” 

Rum tarafında kalan mallarına karşılık, buradan mal aldıklarını ve KKTC devletine feragatname verdiklerini kaydeden Öykün sözlerini şöyle sürdürdü: “Öte yandan 1964 yılında köylerimizden göç ettiğimizde, araziler, evler Rumlara kaldı. Buraya yerleşen herkes, orada bıraktığı malına karşılık eşdeğer mal aldı. Rumların arazileri bizlere bu şekilde bölüştürüldü. Tüm mallarımızdan feragat ettiğimize dair bize feragatname imzalatıldı. Buraya yerleştikten sonra Rumların bıraktığı evlerin üç misli ev yapıldı. Yıkılan evler tamir edildi ve ek binalar yapıldı. 

51 yıl önce mallarımızı silah zoruyla gasp eden Rumlar, bize tekrar göçmenlik yaşatma hevesine girdi. Son zamanlarda görüşmelere dayanarak cesaret alan Rumlar köyümüze sık sık gelip, hak talep etmeye başladı. Burada yaşayan halkı huzursuz etmeye başladı. Rumların mülk konusunda ilk söz sahibi olduğunu söyleyenler, gerginlik yaşayan vatandaşların sorunlarına eğilsin.” 

MUHTAR, “BÖLGE SAKİNLERİ ÇOK HUZURSUZ OLMAYA BAŞLADI” 

Yeni Erenköy’ün 30 yıllık muhtarı Vahibe Özkasırga ise son günlerde bazı Rumların köye uğradığını, bazı evlere gidip, ‘burası bizim, siz çıkın biz yerleşeceğiz” şeklinde” konuştuğunu, köylülerin huzurunun kaçtığını anlatarak şunları söyledi: “Son günlerde köylü çok huzursuz. Rumlar gelip taleplerde bulunuyor. Kaç zamandır gelmiyorlardı ancak son zamanlarda iyice cesaret alıp buralara gelmeye ve hak talep etmeye başladılar. Her gün birkaç kişi kapımı çalıp, evime geliyor ve endişelerini dile getiriyor. Köylüler, ‘Yetkililere söyle biz göç etmek istemiyoruz’ diyor.” 

ORTAM GERGİN 

Muhtar Özkasırga, Mansura, Bozdağ, Selçuklu ve Alevkayalıların göç edip Erenköy’e gitmek zorunda kaldıklarını, köylerinin yakılıp yıkıldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Köylerimizi yakıp yıktılar, kimimizi öldürdüler, kimimizi sürgün ettiler. Buraya gelip yerleştik ve bir hayat kurduk. Erenköy bir Çanakkale gibidir ve eğer burası olmasaydı Kıbrıs Türkü olmazdı. Şimdi gelmeye ve hak talep etmeye başladılar. Köylüler huzursuz, gergin ve belirsiz bir ortam var.” 

ÇEKER “SIK SIK GELMEYE BAŞLADILAR” 

Bölge sakinlerinden Sezgin Çeker de son günlerce Rum plakalı araçların köyde cirit attığını, her yerde fotoğraf çektiklerini, bazı evlere gidip hak talep ettiklerini söyledi. 

Çeker, “Bugün (önceki gün) gene gelip bazı yerleri çektiler. Amaçları ortada ancak biz buna müsaade etmeyiz.13 yaşında askere alındım,26 yaşında göç etmek zorunda kaldım.40 yıldır burada yaşıyorum ve tekrar göç etmeye niyetim yok. Rumların son zamanlarda köye sık sık gelmesi, bazı kişileri taciz etmeleri herkesi huzursuz ediyor ve gerginlik yaşanıyor. Umarım yetkililer buna bir çare bulur” şeklinde konuştu. 

KÖY SAKİNİ, “BURASI BENİM DEDİ,GERGİNLİK YAŞANDI” 

Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasında taksicilik yapan ve bu nedenle ismini vermek istemeyen bölge sakinlerinden 56 yaşındaki K.F ise sabahın erken saatlerinde izinsiz arazisine girip, hak talep eden Rumlarla tartıştığını belirterek şunları söyledi “20 Ağustos tarihinde sabah saat 06.00 sıralarında Rum plakalı bir araç mandırama girdi. İkisi kadın dört Rum araçtan inip etrafı geziyordu. Onların yanına gidip ne aradıklarını sordum. İçlerinden erkek olan şahıslardan biri, “burası nenemden bana kaldı. Malımı görmeye geldim” dedi. Onlara burasının bana ait olduğunu, izin almadan arazime girip gezmelerinin yanlış olduğunu söyledim. Yine aynı erkek şahıs, benim değil kendisinin malı olduğunu söyledi. Ben de onları kovdum.” 

“SİZ ÇIKIN BEN OTURAYIM” 

K.F, son günlerde Rumların Yeni Erenköy’e akın ettiğini, fotoğraflar çektiğini ifade ederek, köy kahvesinde tanık olduğu bir olayı da anlattı: “Geçen gün kahvede oturuyordum. Kârı koca Rum çift köye gelip ailelerinden kendilerine miras kaldığını iddia ettikleri yerleri gezdiler. 

Tuncay Şah isimli arkadaşımın evinin kendilerine ait olduğunu öne süren bu çift, kahvede Tuncay arkadaşım yanına gelip tanıştılar. Bir süre sohbet ettikten sonra, evi geri alacaklarını söyleyip Tuncay arkadaşıma hitaben, ‘bahçeye iki göz oda yapalım sen de orada yaşarsın, komşu oluruz’ dediler. Arkadaşım bu laf üzerine çok sinirlendi ve evin kendisine ait olduğunu söyledi. Tanık olduğum bu olaya ben de çok sinirlendim. Onlara bu şekilde konuşmalarının yanlış olduğunu söyleyince Rum Adam, ‘siz kendiniz kaçtınız köylerinizden’ dedi. Ben de kendi isteğimizle kaçmadık, canımızı kurtarmak için kaçtık” dedim. 

“EVİMİ ALMAYA KALKARLARSA KAN DÖKÜLÜR” 

“Biz 51 yıl önce buraya göç etmiş ve yeni hayatlar kurmuş göçmenleriz. Rumların amacı bizi tekrar göç ettirmekse çok beklerler. 

Alevkaya köyünden 1964 yılında kaçtıktan sonra Erenköy’de mağarada yaşadık. Sıkıntılı yıllardan sonra 1974 yılında buraya yerleştik. Bizim buradan cenazemiz çıkar. Evimi almaya kalkarlarsa kan dökülür. Milyonlarca lira dahi verseler ben buradan ayrılmam.”K.F, Rumların sınır kapılarının açıldığı 2003 yılında gelip malları olduğunu iddia ettikleri yerleri gezdiğini, o tarihten beridir gelmediklerini ancak son zamanlarda sıklıkla köye uğrar olduklarını ifade ederek, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın görüşmelere başladığı son zamanlarda cesaret alıp köyümüze gelmeye başladılar. Görüşmelerden sonra yapılan açıklamalar onları azdırdı” dedi. 

ALPER LÜFTÜOĞLU, “BU HALKIN ÇEKTİĞİ ACILAR NE OLACAK” 

Son günlerde bölgelerinde yaşanan huzursuzluklara siyasilerin çanak tuttuğunu öne süren Alper Lüftüoğlu da Rumlar değil kendi devletimiz bizi taciz ediyor. Burasının Rumlara geri verilmesi için her türlü zemini hazırlayan onlar. Yıllardır sanki burasını Rumlara ayırmış gibi davrandılar. Ne yatırım yaptılar ne de izin verdiler. Şimdi ise onlardan cesaret alan Rumlar köyümüze gelip bizi taciz ediyor. Peki köyünü, malımı mülkünü bırakıp göç eden, acı çeken bu halkın hakkını kim verecek. Rumların haklarını savunmaya hevesli olan siyasilerimiz keşke kendi halkını savunma cesareti gösterseydi” şeklinde konuştu.