Gökçebel, kamera kaydı yapılmasını reddetti, grubun hediye ettiği Kuran-ı Kerim’i ise “Bizde İngilizcesi var” diyerek kabul etmedi.

Milliyetçi Demokrasi Hareketi Sözcüsü Buray Büsküvütçü, Gökçebel’in açıklamalarından büyük üzüntü duyduklarını ifade ederek, “Canlı bombaların yüzde 70’i Marksist, PKK’lı, DHKPC’li ve ateist felsefeyi benimsemiş kişiler. Bize bir tane ilahiyat mezunu bombacı gösterin” dedi.

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel’in “İlahiyat kolejlerinde geleceğin canlı bombaları yetişiyor” sözlerine tepki yağmaya devam etti. Milliyetçi Demokrasi Hareketi Sözcüsü Buray Büsküvütçü, dün bazı sendika yetkilileriyle KTEÖS binasına giderek, Başkan Tahir Gökçebel’le görüşmek istedi. Saat 15.00’de gerçekleşmesi planlanan görüşmede kamera açılmamasını isteyen Gökçebel, “Kamera açarsanız sizinle görüşmem” dedi. “Söylediklerim çarpıtılıyor” gerekçesiyle kamera istemeyen Gökçebel’e Büsküvütçü, “Biz de söylediklerimiz çarpıtılmasın diye kameranın açılmasını istiyoruz” yanıtını verdi. 

Kuran-ı Kerim’i almayı reddetti

Milliyetçi Demokrasi Hareketi Sözcüsü Buray Büsküvütçü, Gökçebel’in açıklamalarından büyük üzüntü duyduklarını ifade ederek,“Canlı bombaların hemen hepsi Marksist, PKK’lı, DHKPC’li. Siz nasıl böyle bir şey söylersiniz” deyince şaşıran Gökçebel, “Biz ona da karşıyız” yanıtını verdi. Büsküvütçü’nün Kuran-ı Kerim hediye ettiği Gökçebel “Bizde de var” diyerek Kuran-ı Kerim’i almayı reddetti. 

Çok sayıda polis KTOEÖS binasında bekledi

Kısa süreli söz dalaşının yaşandığı KTOEÖS’ün binasından, beraberindekilerle birlikte polis nezaretinde çıkartılan Büsküvütçü Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne yaşananları şu sözlerle anlattı: “Milliyetçi Demokrasi Hareketi adına, Gökçebel’den randevu istedik. Saat 15.00’te randevumuz vardı. Çok sayıda polis çağırmışlardı. Salona girdiğimizde bize ‘Benim polisle işim olmaz, ben çağırmadım’ dedi. Biz kamera açınca, ‘Kameraları kapatın. Söylediklerim çarptırılıyor’ dedi. Biz de ‘Söylediklerimiz çarptırılmasın diye kamera açık olsun istiyoruz’ dedik. 

“Kamera olursa görüşmem…”

Kamera açık olursa görüşmeyeceğini söyleyerek masadan kalktı.  Biz, ‘Kuran-ı Kerim akıl ile imanı mecbur kılar, okuyun’ dedik. Bir hareketlenme oldu. Oradan biri, ‘Biz de şehit çocuğuyuz’ dedi. Ben Kuran-ı Kerim’i uzattım, ‘Bizde İngilizcesi var’ dedi. ‘İngilizce olunca anlamadınız galiba, Türkçesini verelim okuyun’ deyince, ‘provokatörlük’ ile suçlandık. 

“Güney’deki öğrencileri KKTC sınırına getirip taşlattıran öğretmenlere sesleri çıkmadı”

Oysa biz Milliyetçi Demokrasi Hareketi olarak, topyekûn suçlanmaktan rahatsızlık duyduğumuzu, Türkiye’de meydana gelen son 10 bombalama olayındaki canlı bombaların 7’sinin ateist felsefeye mensup kişilerce gerçekleştirildiğini söyleyecektik. Bize bir tane ilahiyat mezunu bombacı gösterin! Eğitimden başka birçok şeyle uğraşıyorlar. Geçtiğimiz yıl KTÖS binasında PKK’lı kadınları gerilla olarak gösteren ve onların yaşamlarından kesitler anlatan bir kitabın tanıtımı yapıldı. Geçtiğimiz aylarda Güney’deki öğretmenler çocukları KKTC sınırına getirerek taşlattığında neden sesleri çıkmadı? Bir eğitimci olarak neden bununla ilgili bir açıklama yapmadılar?”