Fehime Alasya

Ülkede meydana gelen kundaklama olaylarının artması vatandaşların can ve mal güvenliğinden endişe duymasına neden olurken, kundaklamaların nedeni ekonomik sıkıntı ve yasaların eksikliğine bağlayan vatandaşlar "İnsanlar, mahkeme koridorlarında koşturup, çözüm bulmaz, bulsa da yıllar sonra buluyor" dedi.

Meydana gelen kundaklamaları ve toplum üzerindeki etkisini değerlendiren Sosyolog Nihal Salman gerekli önlemler alınmadığı takdirde toplumda adaletini kendi uygulamaya çalışan kişilerin sayısının artabileceğine dikkat çekti.

Ülkede korkunç boyutlara ulaşan kundaklama olayları vatandaşın da tedirgin olmasına neden oldu. Ada genelinde 13 gün içinde Lefkoşa ilk sırada olmak üzere çeşitli yerlerde toplam 10 kundaklama yaşandı. Bu kundaklamalar, bazı vatandaşlar tarafından yargının yavaş işleyişine bağlandı.

Kundaklama olayları ile ilgili görülerine başvurduğumuz Sosyolog Nihal Salman gerekli önlemler alınmadığı takdirde toplumda adaletini kendi uygulamaya çalışan kişilerin sayısının artabileceğine dikkat çekti.

Salman, sorunların giderilmesi için yasaların biran önce yürürlülüğe girmesi, alacak verecek davalarındaki yasal boşlukların giderilmesi ve yargı sürecinin hızlandırılması gerektiğinin altını çizdi. Konuya ilişkin Halkın Sesi'ne konuşan Salman şunları kaydetti:

"Son günlerde meydana gelen kundaklama olayları, toplumumuzda bazı sorunların olduğunu göstermiştir. Bu sorunlardan biri güvenlik konusunda büyük eksikliklerimizin olmasıdır. Cemaat tipi toplum özellikleri taşımaktayız. Aslında cemaat tipi toplumlarda kontrol mekanizmaları daha iyi çalışmasına karşın, ülkemizde suç işleyenin de, suçluyu tespit edecek polisin de ve cezayı verecek kişilerin de, herkesin birbirini tanıdığı cemaat tipi toplumda olmalarının dezavantajı yaşanmaktadır. Geçmiş günlerde polisin tehdit edilmesinin basına yansıdığını görmüştük. Belki de ailesi ile tehdit edilen polislerimiz bulunmaktadır. Ve küçük toplum olmanın dezavantajı tehdit karşısında en etkili koruma olan yer değiştirme, izini kaybettirme gibi yöntemler ülkemizin küçük olmasından imkânsızlaşmaktadır." dedi.

"YAPTIRIM GÜCÜ OLAN YASALARIN BİRAN ÖNCE YÜRÜRLÜLÜĞE GİRMELİ"

"Bir toplumda suç, gerekli olan yaptırım gücü ile karşılanmazsa; yeni suçlara örnek teşkil eder" diyen Nihal Salman, güvenlik, yasalar ve yasal boşluklardaki sorunların çözülmediği takdirde bu tarz olayların artabileceğinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Salman şöyle devam etti: "Bu sorunların çözümlenmesi için, yaptırım gücü olan yasaların biran önce yürürlülüğe girmesi, güvenlik güçlerinin çok daha titiz çalışması, alacak verecek davalarındaki yasal boşlukların giderilmesi ve yargı sürecinin hızlandırılması gerekmektedir. Aksi durumda toplumumuzda adaletini kendi uygulamaya çalışan kişilerin sayısı artabilecektir.

Çünkü bir toplumda suç gerekli olan yaptırım gücü ile karşılanmazsa; yeni suçlara örnek teşkil eder. Bu durum ise toplum olabilmeyi imkânsızlaştırır."

Vatadanşlar ne dedi?

İbrahim Özgül: "Bu olaylar siyasi mi, mafya hesaplaşması mı bilemiyorum. Bu işler farklı yürüyor sanırım. Özellikle son zamanlarda artan olaylar sanki şebeke işiymiş gibi görünüyor. Bu olayların başına bakmak, esas suçluları bulmak lazım. İşsiz fakir insanların eline iki kuruş para verip yaptırırlar. Herkes kendi husumetini çözmek için çabalıyor."

Abdullah Kaymaz: "Bu tarz olayların neden olduğunu bilemiyoruz tabi ama genel olarak yasaların ve güvenliğin kontrol altına alınması gerekli diye düşünüyorum. Bu adada herkes yıllarca rahat yaşam sürmüş, ada rahat bir ada olduğu için yıllarca sıkı tedbirler alınmadı. Zaten sıkı tedbirler de alınsa bu olayların polisiye ekiplerle, baskı ile kontrol altına alınacağını düşünmüyorum. Bu olayların önüne geçilecekse yasalar ile kurallar ile zaman içerisinde olacaktır. Bu ancak yasalar ile gerçekleştirebilir."

Remzi Atakan: "Toplumda ekonomik bir sıkıntı var. Herkes borçlu. Alacaklı borcunu alamıyor, verecekli veremiyor. Yasalarda açıklık çok, yasa yok, siyasilerin her biri bir söyler, halk da ne yapacağını bilemiyor. İnsanlar çareyi kendi çözümlerinde buluyor. Hükümet tedbir alamıyor. Halk bunaldı, her yer mafya doldu"

İbrahim Üstüner: "Çoğu yasalarımız çok eski, İngiliz zamanından kalma. İnsanlar sorunlarını kendi çözüyor, kural tanımıyor. Davalık bir durum oluyor, yargıya güvenip başını belaya sokmak istemeyen insanlar, aylarca mahkeme koridorlarında koşturup, çözüm bulmaz, bulsa da yıllar sonra buluyor. Yıllar sonra gelen adalet adalet olarak görülmez, kişisel hesaplaşmalara gidilir, bu tarz kundaklama olayları da bu yüzden meydana geliyor."

Erkan Tuncsezen: "Yasa eksikliği veya kural tanımazlık tüm bunlara neden oluyor olabilir. Ekonomik kriz de olayları bu raddeye getirebilir, çaresizlik arttı. Küçük bir adada yaşıyoruz ve bu yüzden de yasalarımız, kurallarımız yüzde yüz çalışmayabilir. Herkes birbirini tanıyor, dolayısıyla yasalarda biraz esneklik olabiliyor"

Turgut Avtac: "Bu adadaki insanların halen daha belirsizlik içerisinde olduğunu gözlemliyorum. Toplumsal göçün etkileri bu adada halen daha var, insanlar belirsiz, çözümsüz, ne yapacağından emin olamadan bir arayış içerisindeler. Tüm bu belirsizlikler zamanla birikip büyüdü, ekonomik olarak dara düşüldü. Kundaklama olayları da ekonomik sıkıntılar yüzünden ortaya çıkıyor. Üstelik adaya giriş çıkışların da daha fazla denetlenmesi gerekli."