Suna ERDEN

Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, geçmişte tekstil alanında oldukça geniş bir yelpazede üretim yapan, yurt dışına büyük oranda konfeksiyon ürünü ihraç eden KKTC’de, günümüzde birçok işletmenin kapandığını ancak buna rağmen hala ayakta kalan birkaç işletmede her türlü giyim ve ayakkabı üretecek imkân olduğunu ifade etti. Star Kıbrıs’a konuşan Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, ithal ürünlerle rekabet edilemediği için büyük çapta üretimden vazgeçildiğini belirtirken, Ticaret Dairesi’nin son olarak açıkladığı Dış Ticaret Raporu’na göre, konfeksiyon, ithalatın içerisinde en büyük payı alan ürünlerin başında geliyor. 

2014 yılı Ocak-Mart döneminde toplam ithalatın içerisinde en büyük payı yakıt, taşıt araçları, hayvan yemleri ile katkı maddeleri, arpa, borular ve aksamları, LPG Gazı ve konfeksiyon oluşturuyor. Kuzey Kıbrıs’ta ithalat hacminde büyük yer tutan, LPG gazı, yakıt, taşıt araçları üretimi yapılmazken, üretimi yapılan hayvan yemleri, arpa ve konfeksiyon ürünlerinin ithalatta büyük pay tutması tüketime bağımlı bir toplum olunduğunu gözler önüne seriyor. 

ÇARŞIDA KIBRIS’TAN ESER YOK 

Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı’dan alınan bilgiye göre, KKTC’de erkek, kadın, çocuk için her türlü ayakkabı ve kıyafet yapabilecek kapasite fabrikalar bulunuyor. Ancak Lefkoşa Arasta, Dereboyu çarşısı ile Girne Çarşısı’ndaki mağazalarda yerli konfeskiyon ürünü bulmak bir yana yabancı markalar ve ithal ürünler vitrinleri süslüyor. 

Kıbrıs’a özgü ürünlerin satıldığı tek tük yerlerde ise sadece hediyelik eşyalar bulunuyor. Çarşıda gezenler, yabancı markaların gölgesinde alış veriş yaparken, çoğu kişi ise ya Güney Kıbrıs’tan ya da Türkiye’den ayakkabı ve kıyafet alıyor. 

ESKİDEN TAM TERSİYDİ 

Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, geçmiş yıllarda konfeksiyon alanında oldukça geniş bir yelpazede üretim yapıldığını, üretilen malların yurt dışına ihraç edildiğini ancak günümüzde üretimden vazgeçildiğini söyledi. Üretici sektörlerin gün geçtikçe zayıfladığını ve kan kaybetmeye devam ettiğini kaydeden Çıralı, işçiliğin ucuz olduğu yerlerle rekabet edecek güçlerinin kalmadığını ifade etti. 

Çıralı, KKTC’de elektrik ve diğer girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı üretim maliyetinin oldukça fazla olduğunu, bunun üretilen fiyatlara yansıdığını, dolayısı ile piyasada satılan ucuz işçilikten elde edilmiş ithal ürünlerin yerli ürünlere tercih edildiğini vurguladı. Çıralı, “Spor ayakkabıdan, bayan ayakkabısına, her türlü kıyafeti üretebilecek durumdayız ancak piyasada ithal ürünlerle rekabet edemiyoruz” dedi. 

TEK TEK KAPANDILAR 

Çıralı, daha önce 100’e yakın konfeksiyon üreten işletme olduğunu, tekstilcinin yurt dışına ihraç yaptığını ve yüzde 50 civarında İngiltere’ye konfeksiyon ürünü ihraç edildiğini belirterek, şimdi ise konfeksiyon üreten işletme sayısının 30’a düştüğünü dile getirdi. 

Çıralı, KKTC’de mevcut olan 30 işletmenin yanı sıra kadın, erkek, çocuk için her türlü ayakkabıyı üretebilecek bir işletme de olduğunu belirterek şunları söyledi: “Eskiden birçok işletmemiz vardı ancak zaman içerisinde tek tek kapandı. Şimdi var olan birkaç tekstil işletmesi ayakta kalmaya çalışıyor ancak işçiliğin ucuz olduğu yerlerden imal edilmiş ve KKTC’ye ithal edilerek satışa sulan ürünler nedeni ile üretici rekabet gücünü yitirdi. Şuanda bile her şeyi üretebilecek kapasitede olmamıza rağmen başta elektrik olmak üzere üretim maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı rekabet gücümüzü yitirdik. Eğer mevcut politika ile devam edilirse ayakta kalmaya çalışan birkaç işletmede kepenk kapatacak.” 

VARLIKLARINI YASAĞA BORÇLULAR 

Çıralı, yetkililerin üretimi korumak için önlemler alması gerektiğini, ithal ürünlere yüksek vergi konulmasını ifade ederek, böylelikle insanların yerli üretime yönleneceğini söyledi. 

Çıralı, piyasada konfeksiyon, ayakkabı gibi ürünlerde yerli malı bulmanın zor olduğunu, yerli ürün açısından hellim, zeytinyağı, meyve suyu gibi gıda ürünlerinin bulunduğunu söyledi. Çıralı, “Gıda alanında bazı ürünlerde ithalata yasağı olduğu için yerli ürün görebiliyoruz. Eğer bu ürünlerde de bazı çevrelerin savunduğu gibi tamamen serbest piyasa koşulları uygulanırsa o zaman piyasa da hiç yerli ürün bulamayacağız “şeklînde konuştu. 

TEK DERDİMİZ AYAKTA KALMAK 

Hayat pahalılığı, dövizdeki artış gibi etkenlerden dolayı halkın yanı sıra iş adamlarının da çok olumsuz etkilendiğini kaydeden Çıralı sözlerini şöyle sürdürdü: “Piyasalar çok durgun. İnsanlar ilerisini göremiyor ve bu nedenle harcama yapmıyor. Özellikle dövizdeki artıştan dolayı her kesim etkilendi. Borcu olan vatandaşların borcu ikiye katlanırken, ithalata bağlı üretim yapan, dışardan malzeme almak zorunda kalan ve bu malzemeler döviz ile satın alan iş insanları da zor duruma girdi. Şimdi derdimiz para kazanma değil ayakta kalma derdi haline geldi.” 

TÜRKİYE DAHA FAZLA KATKI YAPMALI 

Ekonomik krizlerin zaman zaman yaşanmasının olağan olduğunu kaydeden Çıralı önemli olanın böylesi durumlarda çıkabilmek olduğunu vurguladı. 

Çıralı, “Bu gibi durumda devletler ihalelerle ve özel sektöre olan borçlarını ödeyerek piyasaya para enjekte ederler. Ancak bizde sadece ay sonu emeklilerin ve kamu çalışanlarının maaşlarını ödeyebilmek için bir çaba içerisine giriliyor. Devletin bütçesinin yüzde 85’şini kamu maliyeti oluştururken, özel sektörün lokomotifi olan üniversiteler ve turizm sektörünün ise ihtiyaçlarını ithal ürünlerden karşılaması ekonominin kötü durumda olmasına neden oluyor. Bu şartlar altında tek yol Anavatan Türkiye’nin KKTC ekonomisine daha fazla katkı yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.