Kıbrıs Türk Mimar Mühendis Odalar Birliği (KTMMOB) Mimarlar Odası, cuma günü “Mimarlık ve Eğitim Nereye?” temalı IV. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı’nı gerçekleştiriyor. Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek kurultay saat 09:00’da başlayacak.

Türkiye Mimarlar Odası ile eş zamanlı ve eş temalı olarak gerçekleştirilecek kurultayla, mimarlık meslek pratiği ve mimarlık eğitiminin güncel sorunları yanında, AB uyum müktesebatı doğrultusunda ülke Mimarlık ve Eğitim Politikalarına temel oluşturma hedefleniyor.

KKTC’de eğitim veren üniversite Mimarlık Fakülteleri öğrencilerinin aktif katılımının sağlandığı kurultay “Mimarlığın Hafızası”, “Mimarlık ve Etik” ve “Mimarlık ve Politika” olmak üzere 3 oturumda gerçekleşecek.

Kurultayın açılışında, KTMMOB Mimarlar Odası Eğitim Kurultayı Başkanı Fevzi Özersay, KTMMOB Mimarlar Odası Başkanı Azmi Öge, KTMMOB Başkanı Ahmet Hüdaoğlu ve TMMOB Mimarlar Odası Temsilcisi Ali Ekinci birer konuşma yapacak.

MİMARLIK VE EĞİTİM NEREYE?

Mimarlar Odası’nın kurultayla ilgili açıklamasında, kurultayın düzenlenme amacı ve hedefleri şu şekilde dile getirildi:

“Nereye? sorusu, içinde bulunduğumuz anın dışına çıkabilme yetisini geri kazanmak için önemlidir. Geri kazanmak diyoruz çünkü uzun süredir mimarlık pratiği ve eğitimi ona sunulan anın gereklerini sorgulamadan ilerleyen bir makineye dönüştürülmektedir; öncesi ve sonrası olmayan bir şimdi içinde hapsolmuş bir makine. Nereye? sorusu, bu makineyi bir an için de olsa durdurup bu ilerlemeyi sorgulayan bir karşı hamle gibidir. Aktif ve kolektif bir hafızanın oluşumu için mimarlığın nereden gelip nasıl bir oluş içinde olduğunu sorgulaması gereklidir. Bir anın, kendini farklı olasılıklara açabilmesi için aktif bir hafıza ile donatılmış olması gerekir. Sürekli olarak kendini yeniden üreten alternatifsiz bir dünyada bireyler kendi eylemlerinin izleyicisi konumundadırlar. İklim sorunu, çevre sorunları, doğa katliamları, savaşlar gibi pek insanca eylemler sanki bir ‘başka’sı yapar gibi dışarıdan izlenmektedir. Deja vu’nun sürekli kılındığı, geleceğin şimdiki zaman içine hapsolmuş alternatifsiz ve kapalı bir gelecek olduğu hissi ile yaşıyoruz. Zaman ve mekan üzerinde etkisini ve tepkisini görmekten ve göstermekten yoksun kişiler için deja vu, ‘yaşama dair kayıtsızlık’ olarak kendini gösteriyor. Öyle ise kayıtsızlık ve duyarsızlık mimarlık disiplini içindeki izole bir olay değildir. Kayıtsızlık toplumsal belleğin kendini ifade etme ve eyleme geçme kapasitesini yitirdiğinin göstergesidir.

‘Mimarlık ve Eğitim Nereye?’ sorusu sadece mimarlığın içkin sorgulamalarını değil daha geniş bir ilişkiler bütününün sorgulamalarını da içerebilmelidir. Kayıtsızlık sorunu daha geniş ölçekte incelenmeden mimarlığın kendi sorgulamasını yapması mümkün olmayacaktır. Sokakların, meydanların ve kentlerin giderek yaşamdan koptuğu bir dönemde bütün sorunları tasarımcı özne olarak mimarın omzuna yüklemek gerçekçi değildir. Dördüncüsü düzenlenecek olan Mimarlık ve Eğitim Kurultayı, mimarlığın hafızası, politikası, etiği ve öznesinin disipliner yalnızlığının ötesinde daha geniş toplumsal sorgulamaların bir parçası olabilmesi için bir fırsattır.”