Eniz Orakcıoğlu

Gazeteci Yazar Hasan Kahvecioğlu, gündeme ilişkin yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Kahvecioğlu, hükümet anlamında sağlıklı bir yapı oluşmadığını belirterek, “Mevcut yapı da darmadağın oldu. Ben bir yurttaş olarak çok büyük endişe içindeyim” dedi

Kahvecioğlu, hükümet anlamında sağlıklı bir yapı oluşmadığını belirterek, “Mevcut yapı da darmadağın oldu. Ben bir yurttaş olarak çok büyük endişe içindeyim. Böyle bir modelin kabul görmesi ve normal bir süreç yaşıyormuşuz gibi algılanması bile beni rahatsız etmektedir. Geçmişte bu ülkede azınlık hükümetinden çok korkulurdu, azınlık hükümeti denemesi olduğunda bunun demokratik bir tabana yayılmaması nedeniyle sıkıntılar yaşanmıştı. 26 ve 27 sayısıyla kurulan hükümetler bizim parlamento sisteminde, üstelik de üretmeyen ve 10 kişinin de bakan olduğu bir parlamentoda 26 ile hükümet etmenin hiçbir şekilde işlevlik kazanmayacağını da gözlerimizle göreceğiz. Bizim ne yazık ki 3 büyük partimiz bunu zorlayarak, bunun sonucunda da 23 kişiyle azınlık hükümeti kurmak normalmiş gibi birde bunun adına koalisyon hükümeti dediler. Bu kendi kendimize yapılan bir hakarettir. Bağımsız birkaç vekil sizi destekliyor olabilir ama onlar hükümetin bir parçası değildir. Medyamız bile azınlık hükümeti sözcüğünü kullanmıyor. Çok normal bir hükümetmiş gibi davranılıyor” şeklinde konuştu.

“Siyasette çatırtı ve istikrarsızlık var”

CTP ve UBP geniş tabanlı koalisyon hükümetini destekleyenlerden biri olduğunu belirten Kahvecioğlu, “UBP veya CTP gözüyle değil ama Kıbrıslı Türk gözüyle baktığınız zaman Kıbrıslı Türklerin ihtiyacının siyasette uzlaşma olduğunu hemen anlarsın. 40 yılda 38 hükümet olursa Kıbrıs Türk siyasette çatırtı ve istikrarsızlık var demektir. Hükümet kurup bozma, bet ofislerdeki oyunlara dönüşmüş demektir. Genel anlamda bakıldığında geniş tabanlı bir hükümetin sorunlarımıza daha sağlıklı yaklaşabileceğini ve meclisteki anayasayı bile değiştirecek kadar büyük olan desteğini olumlu yönde kullanırsa da harika bir dönem geçirebileceğimizi düşünmüştüm. Bunun UBP ve CTP’nin yapmaması o partilerin başarısızlığıdır ama genel anlamda yüzde 65 destek almış bir siyasal yapıdan söz ediyoruz. Bu Kıbrıslı Türkler uzlaşmayı, siyaset kurumundaki kaliteyi yükseltmeyi beceremiyorlar” diye konuştu.

“İki partide suçludur”

Kahvecioğlu, sözlerine şu şekilde devam etti; “UBP’nin hükümetten çekip gitmesi Kıbrıs Türk seçmeni ve Kıbrıs Türk siyaseti bakımından cezalandırılması gereken bir şeydir. Bunun yanında CTP’nin bu süre içerisinde yaptıkları ve davranışları, daha dominant olsa bile daha eşitlikçi davranması gerekirdi. Dolayısıyla bu gelinen nokta CTP’nin de sorumlukları var. Madem hükümeti o bozdu, bırakın gitsin tekrar o kursun demeyeceksiniz. Böyle bir şey demeye hakkınız yok. Eğer bunu yapacaksanız anayasaya siyasal partiye hükümet olmama amacıyla da kurulabilir diye yazacaksınız. Siz sol partiyseniz ve hükümete gelmek istiyorsanız Türkiye ile de uzlaşacaksınız. Bir sol parti kurulabilir ve Türkiye ile uzlaşma taraftarı da olmayabilir, sokakta da bağıra bilir ama o partinin hiçbir zaman iddiası olmaz, hükümete de girmeyi denemez. Ben hükümet olayım, her zaman bağırıp çağırayım, partinin yarısı Türkiye’ye muhalefet yapsın, öteki yarısı da Türkiye ile uzlaşsın diyen bir parti modeli olamaz. Bu Kıbrıs Türk toplumuna haksızlıktır. Dolayısıyla her iki partinin de koalisyonun bozulmasında ciddi anlamda sucu var. Kıbrıs Türk siyasetinin önce bunu temizlemesi lazımdır.”

“Sağın içinde yeni bir çatışma mı yaşanacak?”

2013 yılında kurulan DP ve CTP koalisyonundan da bahseden Kahvecioğlu, “Bu koalisyonun tam ortalarında bir yerde Serdar Denktaş Yardım Heyeti ile sorunlar yaşadığını söyleyerek şapkasını alıp gitti. Serdar Denktaş, TC Yardım Heyeti ile kavga edip hükümetten çekilirken, şimdi kurulan yeni hükümette Maliye Bakanı oldu. Şimdi bu durum çatışmacı bir zamana mı yelken açıyoruz sorusunu akla getirmektedir. Sonuç olarak siz bu çatışma halini, uzlaşı haline mi dönüştüreceksiniz? Devletten alacağı olan müteahhit ve hayvancı sizin teslimiyetçi olmadan bir şey yapıp, ürettiğinizi ve bazı reformları yaptığınızı görüp alkışlayacak mı yoksa endişeyi paylaşacak mı? DP bu seçimlerden 12 adamla çıktı 5 adamla kaldı. 7 vekilin 4’ünü de UBP’ye kaptırdı. Vekillerini UBP’ye kaptırması ve 12 adamla çıktığı seçimlerden 5 adamla kalması, TC Yardım heyeti ile daha önce sorun yaşaması Sağın içinde yeni bir çatışma yaşanacağını mı gösteriyor?” şeklinde konuştu.

“CTP kamuoyu araştırmasında 3’üncü sırada”

Kahvecioğlu, Mehmet Ali Talat’ın ve Ferdi Sabit Soyer’ın çeşitli basın kuruluşlarına yaptığı açıklamaları da değerlendirerek, şunları söyledi; “Partilerin içinde sıkıntılar olmasaydı, bu sıkıntılar sonucunda bu işlerin ne Türkiye ile çatışmaya ne de koalisyonda çatışmaya kadar giderdi. CTP hak etmediği bir tartışma ortamına yeni yeni girdi. Bir takım şeyleri kol kırılır yen içinde kalır diye diye gizlediler şimdi de kamuoyuna rezil oluyorlar. Bunun yanında son kamuoyu araştırmasında CTP 3’üncü parti durumuna düşmüştür. CTP’de yaşanan son 1-2 yılın gelişmesinde Sayın Mehmet Ali Talat’a çok büyük haksızlık yapıldığını düşünenlerdenim. Sayın Mehmet Ali Talat CTP’nin başına döneceğinde sevinmedim. Sayın Talat siyasette Toplum lideri olarak siyasette yaptığı kadar parti başında başarılı olamadı. Ondan önce de devraldığı parti Özkan Yorgancıoğlu’nun yine yönetemediği bir partiydi. Kısacası CTP’nin bu sıkıntıları daha uzun süre yaşayacağı ve özellikle çatışmanın genç nesillerle, daha yaşlı kesimler arasında yoğunlaşacağı yönünde bir algım var ve asıl haksızlığın burada olduğunu düşünmekteyim. CTP’de vefa eksikliği vardır ve bu vefa eksikliği Sayın Talat’la başlamış bir şeydir, Sayın Talat 20 yıllık genel başkanı yürütme kurulu toplantısında 5 dakikanın içinde fırlatıp attığında bir gün gelip bunun hesabını verebileceğini düşünmeliydi. Şimdi ise nitekim Sayın Talat Özker Özgür’ün uğradığına yakın bir duruma uğradı.”

“En ağır mağlubiyet su ile ilgilidir”

CTP Parti Meclisinde partiyi tutup sürüklemek isteyen bir genç enerji olduğunu vurgulayan Kahvecioğlu, “Bu genç enerji tabi ki yanlışlarda yapıyor. Örneğin su meselesini arapsaçına döndürdüler. Bana göre Kıbrıs Türk toplumunun aldığı en büyük mağlubiyet su ile ilgilidir. Bu başarısızlıkta da en büyük pay CTP’nindir” şeklinde konuştu.

“UBP bir taşta 2 kuş vurmaya çalıştı”

UBP için bir taşla iki kuş vurmaya kalktığını belirten Kahvecioğlu, “Maliye Bakanlığını sırf karşınıza çıktı diye Ersin Tatar’a vermedi ve hakkının yendiğini düşünmekteyim. Ersin Tatar Türkiye ile ilişkileri iyi olan birisi olmasına rağmen, sırf Maliye Bakanlığı ona verilmesin diye serdar Denktaş tercih edildi. Bununun yanında Maliyeyi de Serdar Denktaş’ın ensesine atılar ki Türkiye ile o boğuşsun, para bulsun, vatandaş maliyenin önüne gitsin” diye konuştu.

“İnat ve kibir sonucunda insanlar başka bir yere yöneliyor”

Gezici Kamuoyu anketinden de bahseden Kahvecioğlu, “Anket 2 bin 500 kişi ile yapılmış 90 tane anketörün çalıştığı ciddi bir araştırma. CTP ankette yüzde 20’nin altında kalırken, UBP yüzde 20’nin biraz üzerinde kaldı. CTP, UBP ve DP’nin yıpranmasının, inadının, kibirliliğinin sonucunda insanlar illaki bir yere yönelecektir ki halkımız artık değiştirmeyi de öğrenmiştir. Bu yüzden Kudret Özersay ve Partisi’nin ankette yüzdeliği diğer partilerden yüksek çıkmıştır. Bunun yanında şunu söyleyebiliriz ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kudret Özersay’ın performansı bu 3 partiyi korkuttuğu için yeniden seçime gitmek istemiyorlar. Bu durumda geciktirmenin ecele faydası olmadığını söyleyebilir. Seçime gidilmesi şarttır” dedi.