Özlem Çimendal

KKTC siyasetinin sempatik ve içten simalarından olan Arif Salih Kırdağ, Lefkoşa-Samanbahçe Evleri’ndeki ikametgâhını çiçeklerle donatıp tarihi sokağı renklendirirken ülkedeki siyasetçilere de sitem etti.

Ülkedeki son durumu değerlendiren Kırdağ, yöneticilerin ülkeyi kaosa sürüklediğini kaydetti. KKTC halkının oylarıyla kendi kendisini yaktığını savunan Kırdağ, kırgınlık içerisinde olduğunu dile getirerek, “İddia ediyorum ki bu ülkeye giren hiçbir gıda maddesinin analizi yapılmıyor. Hatta o analizi yapacak cihaz bile yok. Bir ülke hayvancısıbile et yemekten korkuyor. Bu durum ülkede görülen tablolu özetliyor” dedi.

“Solan umutları canlandırmak istedim”

Siyaseti de matematik gibi gördüğünü söyleyen Kırdağ, bugünkü siyasilerin yaptığı gibi 2 artı 2’nin 3 ettiği bir sistemin Kıbrıs Türk halkını bir yere götüremeyeceğini söyledi. Kırdağ, “Ben siyasete girdiğimde solan umutları canlandırmak istedim. Ama kazanamadım. Bu halk beni yakarak aslında kendilerini de yakmış oldu. Ben seçimi kazanamadım ama bakın bir tek ben değil bu seçimin kaybedeni bütün toplumdur. İnsanlar yaşamaktan soğutuldu, her gün biri çıkıp insanlara bugün maaşınızı ödeyemeyeceğiz diyor. Dün su tartışmalarına yanlış diyenler bugün doğrudur diyor” ifadelerini kullandı.  

“Bulundukları koltuklar ağlama değil, çözüm üretme yeri”

Ülkede siyasilerin halka doğruları söylemediğini, insanları çaresiz bırakarak günü kurtarma adına seçimler yapmak zorunda bıraktıklarını, bugün gelinen durumun yaratıcısının da kendilerinin olduğunu söyledi. Ülkenin gittikçe çıkmazın içine saplandığına işaret eden Kırdağ, siyasilerin bulundukları koltukların ağlama yeri değil, çare üretme yeri olduğunu söyledi.

“Ülke hayvancısı bile et yemekten korkuyor”

Bugün ülkenin birçok yerinde başıboşluk ve denetimsizliğin hüküm sürdüğünü ifade eden Kırdağ, ülkenin tarımcısının hayvancısının bile isyan noktasına geldiğine işaret etti. Kırdağ KKTC’de artık hayvancı bile et yemediğini söylüyorsa burada üzerinde ciddiyetle düşünülmesi ve sorgulanması gereken bir konu var demektir açıklamasında bulunarak şu şekilde konuştu: “Haspolat’ta Devlet Toprak Ürünleri’ne bağlı sarhane Kıbrıs’ın 4 katı kadar et kesme kapasitesine sahipken neden herkes kafasına göre et kesiyor. Devlet, belediye veterinerinin kanını alıp onayını verdikten sonra hayvanların kesimlerinin yapılması gerekir. Bir ülkenin hayvancısı ben et yemekten korkuyorum diyorsa bu hastalıklar ileride halkımızın üzerinde çıkacak diyorsa bu konu alelade bir konu değil demektir ve durumun ciddiyetini açıkça göstermektedir. Hayvan kesildikten sonra sahte mühür yaptırıp etlere mühür vurmak da zor bir şey değil.”

Ülke imajı sarsılıyor

Ülkeye gelen turistin ya da vatandaşın ülkeye geldiğinde huzur içerisinde ürünleri tüketebileceğini bilmesi gerekir diyen Kırdağ, “KKTC televizyonları bugün Amerika bile izliyor. Geçen gün bir hayvancının TV’lerde kendisinin bile KKTC’de artık et tüketmekten korktuğunu söyledi. Ne oldu? Bu ülkenin kötü bir propagandası oldu” dedi. 

“Ülkeye giren ithal gıda maddelerinin analizi yapılmıyor”

Bir başka sorunun da ülkeye getirilen ithal gıda ürünlerinde olduğunu söyleyen Kırdağ, “Ülkeye giren ithal gıda maddeleri, sebze-meyvelerin de tahlillerinin yapılmadığını iddia etti. Bugün Limanlarda gelen ürünlerin hiçbirinin kontrol ve tahlilin yapılmadığını söyleyen Kırdağ, “İddia ediyorum ki gümrüklerde bu ülkeye giren hiçbir gıda maddesinin tahlili yapılmıyor. Hatta bu tahlilleri yapacak araç-gereçleri de yoktur” şeklinde konuştu. Hükümet edenlerden bunun açıklamasını beklediğini de ifade eden Kırdağ, “Çıksınlar ve bize açıklasınlar işte bu araç gereçlerle tahlilleri yapıyoruz ve işte bu şekilde bu ürünler temiz analizleri yapılmıştır desinler” şeklinde konuştu. 

“Bu halk neyi, nasıl yediğini bilmek istiyor”

KKTC’deki gıda maddelerinin güvenle tüketilebileceğinin açıkça halkın gözü önünde gösterilmesi gerektiğini söyleyen Kırdağ, “Bu halk ne yediğini, nasıl yediğini bilmek istiyor. Madem ki bu analizleri yaparlar halka da açıklasınlar bunları. Bu ülkede artık sebze-meyve tüketmeye korkar olduk” diye konuştu. Et yiyemeyen bir toplum protein bakımından da güçsüz olacak diyen Kırdağ, halkın sağlığıyla oynamanın kimsenin hakkı olmadığını söyledi.

“Verdiği sözü Başbakan bile tutmasaydı en ağır şekilde rencide edecektim”

Toplum beni seçseydi bana bu şansı verseydi verdiği sözleri tutmayan her kim olursa olsun Başbakanı, vekilleri, bakanları bile toplum önünde en ağır şekilde dillendirecektim ve görevlerini yapmalarını hayatım bahasına yeni bir umudu yeni bir gelecek adına yapardım ve kimsenin gözünün yaşına bakmazdım diyen Kırdağ, “Yapacağınız bir güzel şey bin güzel şeyin başlangıcı olurken, yapılan bir çirkin şey bin çirkin şeyin başlangıcı olur. KKTC halkı kendini bile bile oylarıyla yakarken beni de yaktılar ama ben bir kişiyim ama toplum kaç kişi” dedi. Seçim döneminde ifade ettiği ön görülerin bugün yaşandığını ifade eden Kırdağ “Ben haklı çıktım. Benim o zamanki projelerim bugün hayata konulmuş olsaydı bugün darphane gibi para akacaktı ülke kasasına” dedi.

“Projelerimle darphane gibi para basacaktım”

Bir başka projesinin de ülke toprağına uygun gübre imalatı olduğunu da hatırlatan Kırdağ, “Üretim bire iki, üç artacaktı. Ürünlerde artış olacaktı. Bugün dünya kadar para akıtarak alınan gübreler yağmur da olmadığı için tarlalarda verimi sağlamadı. Bu paralar hep havaya gitti” açıklamasında bulundu.

Samanbahçe Evleri’ni çiçeklerle donatıyor

Lefkoşa-Surlariçi’nde tarihi Samanbahça Evleri’nde ikamet eden Arif Salih Kırdağ, bütün sokağı çiçeklerle donatmış. Kapısının önüne çiçekleri koparamayın, isteyin vereyim diyen Kırdağ, “Bu çiçekler dallarından koparıldığında solup gidiyor. Koparmasınlar. İstesinler ben onlara küçük küçük hazırladığım saksılardaki çiçekleri toprağıyla beraber vereyim. Bunları da isteyenler için hazırlıyorum zaten” diyerek, yetiştirdiği çiçekleri diğer komşularının da alarak sokakları renklendirdiğini ifade etti. Şimdilerde Lefkoşa’daki Samanbahça Evleri’ndeki ikametgahında çiçeklerini yetiştirerek sokakları rengarenk yapan Kırdağ, bir yandan da konuları ve eş-dostlarıyla ülke gündemini değerlendirip sorunları tartışıyor.