"Servis araçlarının yetersizliği nedeniyle 24 saatlik kesintisiz görevden çıkan polis mensupları, uykusuz araç kullanarak, hayatlarını tehlikeye atmak zorunda bırakılıyor”

Yurdagül ATUN

“Polis mensupları ailesinin rızkından kesmek zorunda kaldıkları ciddi meblağları -zorunlu olarak- araçlarına yakıt parası yapıyor”

"8 saat çalışıldığında 45 dakika istirahat hakkı bulunan polisler, 24 saat kesintisiz çalışmalarına rağmen istirahat yapamamaktadırlar”

“Sürekli olarak alarm adı altında ilave görevlere çağrıldıkları için ek ödenek almaları engellenmektedir”

“Ek görevlere ilişkin tüm harcamaları polisler kendi ceplerinden yapmak zorunda kalmaktadır”

Polis teşkilatının en önemli sorunlarından olan ‘Nakil Tüzüğü’ hala değişemedi. “Değişti, değişiyor” denen tüzüğün Polis ile Başbakanlık arasında mekik dokumasına karşın Bakanlara Kurulunun gündemine getirilememesi polis teşkilatında huzursuzluğa neden oldu.  

Polis Örgütünü Yeniden Yapılandırma Projesi altında düzenlenen ve yapıcı birçok yenilik içeren “Polis Örgütü Atama, Yer Değiştirme ve Nakil Tüzüğü Taslağı”nın polis örgütünün ortak çalışmasıyla son şeklini aldığı ancak Bakanlar Kurulu’na sunulacak duruma gelmediği öğrenildi.

Ağustos ayında yürürlüğe girmesi hedeflenen ancak Başbakanlık’tan geri çevrilen tüzükte birçok 
yapıcı yenilikler bulunuyor. Yeni tüzükte bir polisin yaşadığı yerin merkezinden en fazla 100 km uzağa atanması ve 2 yıl sonra da kendi bölgesine dönmesi gibi hayatı kolaylaştırıcı maddeler öngörülüyor.

Konuyla ilgili olarak Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne konuşan Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı  Avukat Barış Mamalı, aileleri, ekonomik durumları, barınma imkanları ve sosyal hayatları ön planda tutulmadan yapılan nakiller nedeniyle polis mensuplarının ciddi olumsuzluklarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Örgüt içerisindeki mutlu azınlık hariç, genel bir huzursuzluk ve bunalım halinin egemen olduğunu savunan Mamalı, “Nakil Tüzüğünün yürütmesi yani yapılan nakillerin işleme konması Bakanlar Kurulu’na aittir ve bu nakilleri düzeltmek veya durdurmak yetkisi hükümetin tasarrufundadır. İyileştirildiği ileri sürülen yeni nakil tüzüğü halen yürürlüğe konamamıştır. Kaldı ki, son şeklini göremediğimiz için hazırlanan yeni nakil tüzüğünün gerçekten genel anlamda bir iyileştirme sağlayıp sağlamadığını veya kimin için iyileştirildiğini henüz bilmiyoruz” dedi.

“Nakiller, polisleri olumsuz etkiliyor”

Nakillerin, polisleri birçok açıdan olumsuz etkilediğini ve onların iç huzurunu, sosyal yaşamını, ailevi ilişkilerini etkilemenin yanında, insan hakları bağlamında da yanlış olduğunu belirten Barış Mamalı, yaşanan sıkıntıları şu sözlerle özetledi: “Nakiller, polislerin ailevi ve sağlık durumları hiç göz önüne alınmadan yapılmaktadır. Nakil Tüzüğü’nün 5(1) maddesi ‘aile durumu, lojman, kiralık ev bulma olanakları ve ulaşım imkanları dikkate alınarak’ nakillerin yapılması gerektiğini amir bir hüküm olarak düzenlemektedir. Ancak bu amir hükme uyulmadığı aşikardır.

“Ailelerinin rızkından kesip benzin parası yapıyorlar”

İkamet ettiği yerden çok uzağa nakil olan polisler, benzin ve yiyecek paralarını kendi bütçelerinden karşılamak zorunda kalmaktadır. Özellikle Lefkoşa’dan diğer kazalara hiçbir servisin olmayışı da polislere ciddi bir maddi külfet yaratmaktadır. Polis mensupları ailesinin rızkından kesmek zorunda kaldıkları ciddi meblağları zorunlu olarak araçlarının yakıt parası olarak kullanmak durumunda kalmaktadır.”

“Servis yetersiz, uykulu araç kullanmak zorunda kalıyorlar”

Mevcut nakil tüzüğüne göre bir polis mensubunun nakil olduğu yerde 6-8 yıl görev yapma zorunluluğu bulunduğunu belirten Mamalı, bunun da özellikle uzak yerde görev yapanlar için büyük ekonomik ve sosyal yıkıma yol açtığını belirterek şöyle konuştu: “Altyapı, servis ve lojman yetersizliği nedeniyle yapılan nakiller her açıdan zulme dönüşüyor. Servis araçlarının yetersizliği nedeniyle 24 saatlik kesintisiz görevden çıkan polis mensupları uykusuz araç kullanarak kendi hayatlarını tehlikeye atmak zorunda bırakılıyor.

“Çocukları üzerindeki kontrol ve denetimi kaybedebiliyorlar”

Görev yerleri ile çocuklarının okullarının farklı bölgelerde bulunması nedeniyle polis ebeveynler kendi çocukları üzerindeki kontrol ve denetimi sağlayamamaktadır. 

“24 saat kesintisiz çalışmalarına rağmen istirahat edemiyorlar”

Yasa gereği kesintisiz 8 saat çalışıldığında 45 dakika istirahat hakkı bulunan polisler, 24 saat kesintisiz çalışmalarına rağmen istirahat yapamamaktadırlar. Hatta son günlerde yapılan denetim ve baskınlar sonucu bazı polisler istirahat ederken tespit edildikleri için soruşturmaya dahi uğramışlardır. 

“Ek mesai yok”

Fazla çalışma halinde ek mesai almamaktadırlar. Keza sürekli olarak alarm adı altında ilave görevlere çağrıldıkları için ek ödenek almaları engellenmektedir. Bu ek görevlere ilişkin tüm harcamaları polisler kendi ceplerinden yapmak zorunda kalmaktadır (Ulaşım, iaşe, vs..). Halen 24 saat sistemiyle çalışan polisler zaten yasa gereği fazla çalışırlarken bir de ek görevler altında büyük yük çekmektedirler.  Mevcut nakiller ve 24 saat kesintisiz çalışma sistemi nedeniyle özellikle ‘etkin devriye’ yapılamamaktadır. 

“Her nakil döneminde iş bırakma noktasına geliyorlar”

Her nakil dönemi yaklaştığında polis mensupları iş bırakma noktasına gelmektedirler. Kendilerine sunulan nakil belgeleri ve hazırlanmakta olan nakil listeleriyle başka bir kazaya gideceğini bilen polisler, psikolojik olarak iş yapamaz duruma düşmektedir.”  

“Mevcut tüzük, ne polise, ne de halka fayda sağlar”

Avukat Mamalı, bu kadar olumsuzluğa sahip olan polis nakil sisteminin derhal değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Mevcut nakil sistemi içerisinde yapılacak görevin ne polise ne de halka hiçbir fayda sağlamadığının ortada olduğunu savunan Mamalı, “Polis Örgütü’ndeki zedelenen çalışma barışının yok olmaması ve ileride telafisi imkansız sonuçların ortaya çıkmaması için Bakanlar Kurulu, demokrasinin ve sosyal devletin gereği olarak eşit, adil ve keyfilikten uzak objektif kriterlere bağlı bir nakil tüzüğü yaratmalıdır” dedi.