Eniz Orakcıoğlu

Naimoğullar, “Küçükbaş hayvancının devletten 12 Milyon TL, Büyükbaş hayvancıya ise 4 Milyon TL alacağı var. Bu tutar Mart ayında ödenmesi gerekirken, Nisan ayına girilmesine rağmen ödenmemiştir. Yapılan zamlarla üreticinin maliyetlerini artırdı, üretici alamadığı primler nedeniyle ise  büyük sıkıntı içerisine girdi.”

Naimoğullar,  Türkiye’den gelen suyun 80 tonunun her gün denize aktığını vurgulayarak, “Bugün birçok bölgede hayvancılarımız 4 veya 5 TL’e tonu su almaktadır. Su denize döküleceğine üreticiye verilmelidir” şeklinde konuştu.

Birçok yerde 40 TL’nin üzerinde kuzu  ve dana eti satıldığına dikkat çeken Naimoğullar, “Bugün dananın üreticiden alınan kilo fiyatı 11 TL, kuzunun kilo fiyatı ise 15 TL’dir. Ama et kasaplarda olması gereken fiyatların çok üzerinde satılmaktadır” dedi.

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, üretcinin yaşadığı sıkıntıları Yeni Bakış’a anlattı.

“Orta Mesarya’daki kuraklık çok ciddi boyutlardadır”

Mustafa Naimoğullar, Hayvancılık faaliyetlerinin en yoğun olarak Orta Mesarya’da yürütüldüğünü belirterek, “Orta Mesarya’ya yağışların az düşmesi nedeniyle  yüze 50’ye yakın bir kuraklık söz konusudur. Hayvancı kuraklıkla başa çıkabilmek için zor şartlarda kaba otunu oluşturmaya çalışıyor. Buna bağlı olarak 40 TL olan yem bitkisinin teşvikinin artırılması konusunda hükümetle birçok kez görüşmemize rağmen sadece 10 TL artış yaparak 50 TL teşvik verdiler. Bu tabi ki hayvancının saman yem bitkisi yapabilmesi için uygun bir fiyat değildir. Sürekli dile getirmemize rağmen ortaya konan rakam çok cüzidir. En azından 60 TL’nin üzerinde bir fiyat belirlenmeliydi. Çünkü çok büyük bir masraf yapılmakta ve şu anda 1 dönümden 1 tane balya üretilememektedir. Kısacası Orta Mesarya’daki kuraklık çok ciddi boyutlardadır. O yüzden bu teşvikin yem bitkisine artırılması gerekir” dedi.

“12 milyon TL ödenmemiştir”

Küçükbaş hayvancının Aralık ayında yapmış olduğu beyanlardan dolayı doğrudan gelir desteği alacağı olduğunu anımsatan Naimoğulları, “Küçükbaş hayvancıya hayvan başı verilmesi gereken toplam yıllık prim 24-25 milyon TL civarında bir paradır. Genel anlamda bu para 2 ye bölünüp yarısı Mart ayında diğer yarısı da Eylül ayında ödenir. Bu sebeple 12 milyon TL’nin en geç Mart ayında verilmesi gerekirken şu anda Nisan ayına girdik ve halen daha hayvancıya ödeme yapılmamıştır” şeklinde konuşu.

“Üretici büyük sıkıntı içerisindedir”

Zamlardan dolayı girdi maliyetlerinin de yükseldiğinin altını çizen Naimoğullar, “Bu maliyetlerin artması ile Şubat ayında süte zam istedik, ama hükümet bir tek kuruş bile çiğ süte zam yapmaktan kaçındı ve bunun yanında büyükbaş hayvancıya 100 ineğe kadar 180 TL teşvik açıkladı. Toplamda 4 Milyon TL alacağı olan büyükbaş hayvancı en geç Mart ayında ödenmesi gerekirken şu ana kadar bir ödeme yapılmamıştır. Hızlı bir şekilde hem küçükbaş hem de büyük baş hayvancının Nisanın 10’una kadar ödenmesi gerekmektedir. Çünkü, şu anda üretici çok büyük sıkıntı içerisindedir” dedi.

“Planlama yok”

Naimoğullar, Her gün Türkiye’den gelen suyun 80 tonunun denize dökülmekte olduğunu vurgulayarak, “Bugün birçok bölgede hayvancılarımız 4 veya 5 TL’e tonu su almaktadır ve bu zor şartlarda suyun fiyatının aşağıya çekilmesi ve üretici ile hayvancıya maksimum 2 TL’den bu su verilmelidir. Artık yaza girdik ve su ihtiyacı buna bağı olarak artmaktadır. Özellikle Orta Mesarya’da hayvanclığın yoğun olduğu bölgelerde yeşil ot üretimi için arazilerin ve tarlaların planlanması şarttır. Ama bugüne dek bir planlanma yapılmamıştır. Türkiye’den gelen su denize dökülmekte ama hayvancıya, çiftçiye, narenciye üreticisine verilmemektedir. O yüzden bu konuda hükümetin açılım yapması şarttır. Su denize döküleceğine uygun fiyatlara üreticiye verilmelidir” dedi.

“Et fiyatı olması gerekenin üzerinde”

Amacın süt ve etin fiyatını artırmak olmadığını belirten Naimoğullar, “Zaten vatandaşın mutfak masrafları 3 bin TL civarına ulaşmıştır. Bir yandan da et fiyatlarının sürekli artması ile vatandaş da mağdur edilmektedir. Birçok yerde 40 TL’nin üzerinde kuzu  ve dana eti satılmaktadır. Bugün dananın üreticiden alınan kilo fiyatı 11 TL, kuzunun kilo fiyatı ise 15 TL’dir. Ama et kasaplarda olması gereken fiyatların çok üzerinde satılmaktadır. Bu da ülkede herhangi bir kontrolün söz konusu olmadığını ve serbest piyasa koşullarında herkes istediği biçimde, istediği fiyata ürünlerini satabildiğini göstermektedir. Hayvancı ve üretici ciddi sıkıntılar içerisinde olmasına rağmen, özellikle üretim safhasında hiçbir kontrol yapılmamaktadır” şeklinde konuştu.

“Hellim konusunda aciziz”

Açıklamalarında Hellim tescili konusuna da değinen Naimoğullar, sözlerine şu şekilde devam etti; “Hellimin tescili kriterlerinde zorunlu olan küçükbaş hayvan sütü ile ilgili sıkıntılar var. 15 gündür ülkede küçükbaş hayvan sütü 30 ton günlük üretilmiştir. Toplam süt üretiminde bu yüzde 5 seviyesine çıkmıştır ve bunu bile tescille belirlenen keçi sütü oranından az olmasına rağmen imalatçılar almak istememektedir. Her gün imalatçılarla bu konuda tartışmaktayız, buna rağmen hiçbir yaptırım söz konusu değildir.  Süt Endüstrisi Kurumunda karar almamıza rağmen ve küçükbaş hayvan sütünün orantı şeklinde herkesin alması gerektiğini ortaya koymamıza rağmen, imalatçılar bu karara uymamaktadırlar. Bu durum hellim konusunda ne kadar aciz olduğunu göstermektedir. Bu sebeple de hellim denetleme kurulunun derhal bu konuda emirname çıkarması gerekir. Bakanlar kurulu emirname çıkararak  hellimin  olması gereken kalitesinin altında üretilmemesi için  mücadele etmesi şarttır. Bugün çiğ sütün maliyeti ortadadır ancak marketlerde çok değişken hellim fiyatları var, bu düzensizliğin derhal çıkarılacak yasalarla düzeltilmesi de önemli bir noktadır. Bunlar yapılmazsa bu denetimsizlik hem tüketiciye, hem de üreticiye yansıyacaktır. Hal böyle olunca hem tüketici mağdur olmakta, üretici de alacağını gününde alamamaktadır” dedi.

“Koop Süt tüketicinin yanında”

Birçok bölgede küçükbaş hayvancılara hibe programları ile soğutucular verdiklerinin altını çizen Naimoğullar, “Yakında ülkedeki bütün keçi sütünü alıp KOOP Sütte uzun ömürlü süt ve keçi peyniri olarak değerlendireceğiz. Bunun hazırlığını yaptık. En azından bu ülkede tüketicinin yanında olan KOOP Süt var, bu nedenle biz gerekli açılımları bu konuda yapmaktan kaçınmayacağız” diye konuştu.

“Hükümet tüm sorunlara kulaklarını tıkamıştır”

Naimoğullar, sözlerine şu şekilde son verdi; “Hükümet kulaklarını tüm sorunlara tıkamıştır, Tarım Bakanı her şeyi görmemezlikten gelmektedir. Çünkü çare üretmek ve sorun çözmek beceri ister. Hükümet edenler bence bu beceriye sahip değillerdir. Çünkü beceriye sahip olsalardı bu konularda gerekli açılımları yaparlardı. Şu anda hükümet imalatçı ve hayvancıyı, hayvancı ile kasabı karşı karşıya bırakmıştır. Kasap istediği biçimde eti pazarlıyor. İmalatçı istediği biçimde sütü alıyor. Devlet zamanında destekleri ödemiyor, hayvancının alacaklarını ödemiyor. Bunun yanında yaklaşık 10 milyon TL civarında süt bedeli bugün ödenmesi gerekirken ödenmiyor.”