Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay katıldığı bir televizyon programında siyasi partilerin hesaplarını vermemeleri konusunda açıklamalarda bulundu. Özersay “UBP yasal yükümlülüğü olmasına rağmen Yüksek Mahkemeye hesaplarını vermiyor ve üstelik bu hukuk ihlalini defalarca tekarar ediyor. Hukuk tanımayan parti yönetimlerinden adalet beklenmez. Başsavcılığı ve Yüksek Mahkememizi göreve davet ediyoruz. Bu kural tanımazlığın yasadaki karşılığı 3 yıla varan hapis cezasıdır. Kuralları uygulayınız. Karpaz’da kaçak yapılaşmaya dair mahkeme karar alıp hapis cezası veriyorsa, bu örnekte de karar alınmalı ve siyasi partilerin yetkilileri cezalarını çekmelidirler. Caydırıcılık ancak böyle sağlanır. Karpaz’a hukuk ihlali durumunda hapis cezası var da siyasi partilerin hukuku yok sayan yöneticilerine neden yok? Adalet bunun neresinde?” sorusunu sordu.

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay Kanal T’de Cenk Diler tarafından yayınlanan sabah programına katılarak bir yandan bet ofisleri diğer yandansa siyasi partilerin şeffaf ve hesap verebilir olmayan davranışları konusunda açıklamalarda bulundu. Özersay, 2014 yılında Yüksek Mahkemeye yapılan bir başvuru ile CTP, UBP, DP ve TDP’nin o dönemde yasal zorunlulukları olmasına rağmen hesaplarını mahkemeye vermediklerinin ortaya çıktığını, bu hukuksuzluğun örneğin UBP açısından bugün de devam ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Yasada bunun cezası üç yıla varan hapis cezasıdır. Partiler bu hesapları neden vermiyorlar? Çünkü verebilecek durumda değiller. Kimden ne oranda para aldıklarını açıklayabilecek durumda değiller. Yani iradelerini ipotek altına koymuş durumdadırlar. İşte tam da bu nedenle Halkın Partisi bet ofislerini kapatacak dediğimizde bu statükocu partiler bize karşı çıkıyorlar. Neden? Çünkü çok büyük bir ihtimalle bu kesimlerle maddi ilişkileri var da ondan. Çünkü çok büyük bir ihtimalle birileri bu işlerden komisyon alıyor da ondan. Çünkü çok büyük bir ihtimalle seçim kampanyalarını finanse eden bu kesimlerdir de ondan. Oysa Halkın Partisi kendi iradesini ipotek altına koymadı ve koymayacak. Belirli kesimlerle maddi ilişkimiz olmadı ve olmayacak, bu nedenle dediğimizi yapacağız. Toplumsal bir yara haline dönüşen bet ofislerini kapatacağız, açık ve net. Biz yapmayacağımız ya da yapamayacağımız bir şeyi kesinlikle söz vermeyiz.”

“Bet Ofisler Kapatacağız Çünkü Kimseye Diyet Borcumuz Yok”

Bet ofislerinin kapatılması durumunda buralarda çalışanların ne olacağı ve ortaya çıkacak gelir kaybının ne olacağı sorulan Özersay sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kere kabul etmek gerekir ki ortada bir mantık hatası vardır. Yani bizim hükümetlerimiz bize diyorlar ki bir yandan spora ve gençlere destek için bir fon kuruyorum ama diğer yandan da bu fonu fençlerimizi zehirleyerek finanse edeceğim. Böyle bir mantık olabilir mi? Eksik olsun sizin spora bu şekilde yapacağınız katkı. Sporu desteklemek için maddi olarak başka şekilde de kaynak yaratılır. Vatandaşlar için bet ofisine giriş bir hak olarak orada duruyorken, oralarda ücretsiz, beleşe yeme-içme veriliyorken ve cazip hale getiriliyorken, insanlar çok kolay bir biçimde terlik-şortla bile buralara girebiliyorken ve 1 TL ile bile, yani paranızın son kuruşuna kadar bahis oynamak mümkünken bu mekanları düzeltmek için palyatif tedbirlerle yetinemezsiniz. Neşter vurmak, radikal tedbir almak şarttır. Bu bölgelerde, köy bakkalları da kahveciler de batmış durumdadır, tüm müşterilerini bet ofislerine kaybetmiş durumdadırlar. Maddi olarak sporu desteklemek için kaynak çeşitli yerlerden bulunabilir. Bugün casinolarda birtakım vergi kaçakları vardır, bunun üzerine giderseniz bir miktar gelir artışını sağlarsınız. Bahis ofislerini kapattıktan sonra eğer isteyen olursa bunların bir bölümünü casinolar içerisine kaydırır vergi oranlarını da artırırsınız ama diğer yandan casinolara vatandaşların giriş yasağını sıfır toleransla uygularsınız. Buradan da bir gelir artışı sağlanır. Öte yandan internetten kredi kartı sahibi olanların oynayabileceği sınırlı bahisleri de bankalarla anlaşarak ve bilişim suçları yasasını geçirerek denetim altına alırsınız, oradan da bir vergi alabilirsiniz. Kuşkusuz çok gerekliyse içki ve sigaraya vergi oranlarını yeniden düzenlersiniz. Bu tedbirler ertesinde yine de yeterli maddi gelir elde edilemiyorsa Türkiye’de de uygulanan, devletin tamamen kontrolünde olan, bir elektronik sistemle oynatılan ama at, köpek ve benzeri oyunları içermeyen sadece futbol ile sınırlı olan ve yine bir üst limit konularak gelir elde edilen “Idda” benzeri bir model de düşünülebilir. Ancak bunun da şart olduğuna inanmıyorum. Özetle şunu söylemeye çalışıyorum, sizin birinci önceliğiniz para olmamalı, sosyal yaraları ortadan kaldırmak olmalı. Halkın Partisi olarak bizim önceliğimiz sosyal adaleti sağlamaktır. Bunun için bet ofislerin kapatılması zorunludur. Bize ulaşan anneler var, eşlerinin ve çocuklarının buralarda kendi çocuklarının ya da kendilerinin cep harçlığını ve tüm gelirini nasıl tükettiğini anlatıyorlar. Üstelik bunu yaptıktan sonra nasıl evde kendilerine karşı sözlü şiddet uyguladıklarını anlatıyorlar. Bu bağımlılığı artıran, bu duyguyu, bu davranışı besleyen bir şeydir ve önüne geçmek zorundasınız. Hepimiz bilmiyor muyuz buralarda yitirilen paralar ertesinde insanların intiharlarını. Ne çabuk unutuyoruz.”

Bet ofislerinin kapatılması durumunda işsizlik sorunu doğacağı eleştirisi yapanlara yönelik olarak ise Özersay şunları söyledi: “Bir kere bet ofislerinde çalışanların çok büyük bir bölümü çalışma izinli olarak gelen yabancı kişilerdir. Bunu bilip konuşmak lazımdır. Öte yandan buraların istihdam yarattığını iddia edenler bize şunu mu demek istiyorlar: 100 tane daha bet ofisi açalım ve işsizlik bitsin mi diyorlar. Böyle bir mantık olamaz. Devlet özel sektörde vatandaşa nasıl olursa olsun iş değil, başkalarına zarar vermeden birşey üreterek ekmek parası kazanabileceği bir iş ortamı yaratmak zorundadır. Mafya üyelerinin işsiz kalmaması için mafyanın üzerine polis gitmesin mi yani? Hayatınızı başkalarını zehirleyerek idame ettiriyoranız kendi kendinize “ben ne yapıyorum “ diye sormak durumundasınız. Dediğim gibi KKTC vatandaşı olup buralarda çalışanların sayısı sınırlıdır, ağırlıklı olarak yabancı kişiler çalışmaktadır. Karar vermek durumundasınız, sosyal adaleti sağlamayı hedefliyorsanız, ki Halkın Partisi’nin temel hedeflerinden birisi budur, bu konularda kararlı ve radikal adımları atacaksınız. Bizim kimseye bir diyet borcumuz yok, o nedenle bunu yaparız.”