Özgürgün, Rum-Yunan ikilisinin önce garantörlük şimdi de Türk Askeri’nin adadan çekilmesini ön şart olarak göstermesinin müzakere sürecine olumsuz yansıyacağını ileri sürerek, gelişmeleri, bilinen “Rum-Yunan oyununun yeni versiyonu” olarak gördüklerini belirtti.

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün yaptığı açıklamada, Rum Lideri Anastasiadis’in Hürriyet Gazetesi ve CNN Türk’de yaptığı açıklamalarını değerlendirdi.

Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yarım asra varan süreçte Rum tarafının tutumunda olumlu sayılabilecek bir gelişme olmadığını söyleyen Özgürgün, “Bir süre önce Kıbrıs Rum Liderliğince koro halinde Yunanistan ile eş zamanlı başlatılan “garantörlük” tartışmasını bugün de “Türk Askeri ve kuzey göçmenlerinin geri dönmesi” talepleri izlemektedir.

Müzakerelerin ön şartını garantörlüğün kalkmasına, çözümün ön şartını ise Türk Askeri’nin adadan çekilmesine bağlayan zihniyet hangi olumlu havanın habercisidir” dedi.

Özgürgün, “Liderlerin ilk günlerde ara bölgede kahve içmeleri, Limasol’da tiyatro oyununu birlikte izlemeleri, Rum Liderliğinin kırk yıl önce döşenen mayınların yerlerini belirtmesi ve giriş kapılarında vize formlarının kaldırılması ya da yeni kapılar açılması girişimi ile yaratılan olumlu havanın, Rum Liderinin pervasızca yaptığı açıklamalarıyla berhava edilmesini talihsizlik olarak nitelemekteyiz” şeklinde konuştu.

Özgürgün, Kıbrıs konusunu çözüme taşıyan yolda, sadece Anavatan Türkiye’yi muhatap alan bir tavır sergileyen Anastasiadis’in, dün olduğu gibi bugün de samimiyetsiz olduğunu, ya da kendi halkına karşı sahte kahramanlık sergilediğini söyledi.

Özgürgün şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk Halkının güvencesi Türk askerinin bir tekinin bile çözüme kadar bu adadan gitmeyeceğini, Kıbrıs Türkü’nün Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden asla vazgeçmeyeceğini, bu toprakları vatan bilen, kendi devletinin vatandaşlığa kabul ettiği, BM gözetimindeki Annan Planının Referandumunda oy kullanan tüm vatandaşlarına sahip çıktığını, birilerinin Anastasiadis ve onun gibi düşünenlere hatırlatması gerekiyorsa hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Ulusal Birlik Partisi bunu görev bilir ve halkıyla birlikte gereğini de yapar.”

Yunanistan’ın ekonomik olarak çökmesine ve AB ile sorun yaşamasına rağmen, ısrarla AB’yi Kıbrıs meselesine çekmesinin de dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir diğer konu olduğuna işaret eden Özgürgün, darbenin bir gün sonrasına, 20 Temmuz’un arifesine denk gelen 16 Temmuz’da AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in adayı ziyareti ve müzakere sürecine dahil edilmeye çalışılmasının da asla kabul edilebilir bir durum olmadığını vurguladı.

Özgürgün, Ulusal Birlik Partisi’nin, Rum tarafının Kıbrıs meselesini BM zemininden kaydırma çabalarına kesinlikle sessiz kalmayacağı sözlerine ekledi.