Özlem Çimendal

Mağusa-Suriçi esnafı turizm sezonunun açılmasına rağmen umduğunu yine bulamamaktan şikayetçi. Yerli halkın Suriçi’ne uğramadığından, arabadan inip yürümek istemediğinden de dert yanan Mağusa-Suriçi esnafı, turizm alanında etkin politikalar üretilmediğini de savunarak, hükümet yetkililerini göreve çağırdı.

Larnaka Havaalanından Ada'ya gelen ve Kuzey'e geçecek olan turistlere 15 Euro katkı verileceği söylemini de eleştiren esnaf, “Bunu yapana kadar Derinya Kapısı’nı açsınlar turizmi canlandırsınlar” dedi.

Ülkeyi son dönemlerde ziyaret eden  turistlerin para harcamadığından dert yanan  esnaf, “Turistler bizden daha kötü durumda” dedi.

Esnaf ne dedi?

Mehmet Canatan: "Yerli halk Suriçi’ne değil, Güney’e gidiyor"

“Bizim  vatandaşımız Suriçi’ne pek gelmez. Güney’den alışveriş yapar. Yerli halkımız arabalarını park edecek yer bulamadıkları için gelmediklerini söyleyerek, iki adım yürümekten kaçınıyorlar. Turist sezonu açıldığında işlerimiz biraz daha hareketleniyor. İran'lı turistlerden oldukça memnunuz onlar alışveriş yapıyor. Önceden valiz turizmi vardı, buradan da mal alıp götürüyorlardı ama şimdi pek buradan bir şey almıyorlar. Özellikle Türkiye'li turistler buradan hiçbir şey almıyor diyebilirim çünkü her şey orada da var.”

Mehmet Ali Akterzi: "Paskalya’dan dolayı biraz hareket geldi"

“Paskalya’dan dolayı çarşı biraz hareketlendi. Ama Suriçi’ne yerli halk gelmiyor. Rum tarafından da müşterilerimiz oluyor. Sezon Paskalya dolayısıyla Mart 15’ten sonra açılmaya başlar. Akmasa da damlıyor olan müşteriden de memnunuz.”

Arzu Akar: "Halkımız yürümemek için çarşıya girmiyor"

“Yerli halkımız Suriçi’ne uğramıyor. Yoğunluk yok, satışlardan memnun değiliz açıkçası. Bizim halkımız Suriçi’ne değil, Salamis yolundaki mağazalardan alışveriş yapıyor buraya arabalarını park edecek yer yok gerekçesiyle gelmiyorlar. Halkımız rahatına düşkün, arabasını park edecek alacak ve mağazadan çıkar çıkmaz arabasına binecek, gidecek. Maalesef biraz yürümek zor geliyor bizim halkımıza. Önceden yollar açıkken biraz daha hareketliydi çarşı şimdi yaprak bile kımıldamıyor. Alman turistler biraz hayat katıyor çarşıya o kadar.”

Cemile İskifoğlu: "Yerli halk sadece tamir için geliyor"

“Ben saatçilik işiyle uğraşıyorum. Yerli halkımız Suriçi’ne ancak tamire işi düşerse geliyor. Geçen yıl çarşının durumu daha kötüydü bu yıl turist sezonun açılmasıyla umarım biraz hareketlilik olur. Bazı turlar Mağusa-Suriçi’ne tur düzenliyor biraz olsun hareket geliyor böylelikle çarşıya. Artık turistler de alışveriş yapmıyor dünyadaki ekonomik krizden dolayı".

Serkan Kocabaşoğlu: "Turist 5 Euro’nun pazarlığını yapıyor"

“Çarşı bomboş hareket yok. Bizim yerli halkımız da Suriçi’ne adım atmaz. Bazen Rum tarafından günübirlik turistler gelir işte akmasa da damlar. Gelen turistler de eskisi gibi değil, kaliteli turist değil. Bizimle 5 Euro’nun pazarlığını yapar haldeler. Kötünün iyisi turizm potansiyelimiz şu an. Gelen birkaç turist de olmasa hiçbir iş yapmayacağız çarşıda. Bütün umutlarımızı bu yıla bağladık, inşallah çarşıya biraz hareket gelir.”

Ahmet Ekenel: “Tarihi değerlerimize de sahip çıkılmıyor”

“Suriçi’ndeki esnafın durumu çok kötü. Turistler bizden daha kötü durumda. Gelen turiste de para yok alışveriş yapmıyor. Bu çarşı biraz da olsa ayakta duruyorsa Türkiye’den gelen turistler sayesinde duruyor diyebilirim. Eskiden bir günde yaptığım işi, kazandığım parayı şimdi iki haftada ancak toparlıyorum. Devletin tarihi dokusu olan bu yerleri canlandırarak, turizme kazandırması gerekir. Daha aktif çalışıp, projeler üreterek buraları daha da ön plana çıkararak esnafa can suyu verebilir. Tarihi değerlerimize de yeterince sahip çıkılmıyor, eserler bakımsız. Turist zaten bunlar için geliyor, bunu da yapamıyorsak yazık bize.”

Aydın Baysal: “Kendi yağımızla kavruluyoruz”

“Ben 30 yıldır bu dükkandayım. Kendi yağımla kavruluyorum. Türkiye’den ya da diğer ülkelerden gelen turistler alıyor bir şeyler. Geçmiş yıllara oranla işler gözle görülür şekilde düşük. Mağusa’ya adım atan turist mutlaka buraya gelir, uğramadan gitmez. Yolları kapamaları da iyi oldu, insanlar daha rahat rahat gezip, dolaşabiliyor.”

Sevda Aliyeva: "Hareket yok çarşıda"

“Sezon açıldı diyorlar ama ne gelen var ne giden. Çarşı bomboş müşteri yok. Paskalya’dan dolayı birkaç gün bir hareketlilik oldu o da durdu şimdi hiçbir şey yok. Hareket yok çarşıda. Bomboş. Müşteri de turist de yok maalesef. Birkaç turist turu gelirse işte biraz hareketleniyor, onlar da pek bir şey almıyor.”

Serhat Parlan: "Çarşının bu durumu siyasi"

“KKTC olgusu öldü. Çarşının ölü oluşu da canlı oluşu da hep siyasi bağlantılıdır. Derinya Kapısı’nın hala açılamaması da bunda en büyük etkendir. Türkiye ne derse bizimkiler de onu yapıyor. İşgal topraklarında yaşıyoruz. Larnaka’dan gelen her turiste 15 Euro teşvik verileceği söyleniyor, bunu yapana kadar Derinya Kapısı’nı açsalar herkes daha çok kazanacak. Belli dönemlerde turist çarşıya biraz uğruyor. Güney’deki bazı tur operatörlerine para ödeyerek, buraya turist akışını sağlıyoruz biraz da olsa.”

“Her şeyimiz başkalarından dayatma”

 “Maalesef bir turizm politikamız yok bizim hatta ortada bir devlet de yok ortada Pinokyo var. Genelde Alman turistler daha çok ziyaret ediyor çarşıyı ama onlardan da pek bir şey kazanmıyoruz. Onlar da ücretleri pahalı bulup pazarlık yapıyor. Devlet devletliğini yapmıyor. Bizim bu ülkede söz hakkımız yok maalesef. Her şeyimiz dışarıdan dayatmadır. Benim ne yapacağım bana dışarıdan dayatılıyorsa bu devlete ben bağımsız, kendi kararlarını alan ayrı bir devlet gözüyle bakmam. İşgal altındaki topraklar olarak bakarım. Yakında Meclis’i de devredecekler hep beraber rahatlayacağız.

Hasan Cezaroğlu: "KKTC yetki, iradesini kaybetti"

“KKTC’de bizim söz hakkımız yok. Yetki ve iradesini kaybetmiştir bu devlet artık. Eğer kendine ayrı devletim diyorsa bu ülkenin yetkilileri bunu yaptıkları icraatlarda da gösterecekler. Hiçbir politikamız istikrarlı, düzgün değil. Çarşının bu kadar boş olması da düzgün bir turizm politikamız bile olmadığının göstergesidir.”